CHP'li Altay'dan İçişleri Bakanı Soylu'ya: Diarrhée de la bouche

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Altay'ın gündeminde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Seni asmayacağım, rezil edeceğim" sözlerine, "Kılıçdaroğlu, senin aklın gibi ipin de çürüktür. Kılıçdaroğlu, sana açık açık söylüyorum, sen bittin" diye yanıt veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu vardı.

‘İÇİŞLERİ BAKANLIĞI HUKUKSAL MEŞRUİYETİNİ YİTİRMİŞTİR'

Soylu'nun, kamuoyunda herkesin ibret, hayret ve şaşkınlıkla izlediği, dinlediği ve çok yadırgadığı sözleriyle ilgili değerlendirme yapacağını belirten Altay, şunları söyledi:

"AK Parti deyince aklımıza sadece kumpas geliyor. Bu noktadan sonra İçişleri Bakanlığı hukuksal meşruiyetini yitirmiştir. İçişleri Bakanı, hukuk dışına çıkmıştır, İçişleri Bakanlığı kurumsallığını yitirmiştir. Sayın Genel Başkanımız kendisiyle ilgili bir dava açtı, bu yargının işi ama ahlaki boyutunu da milletimizin vicdanına havale ediyoruz."  

ALTAY, SOYLU'YA FRANSIZCA CEVAP VERMEKTE YARAR GÖRDÜĞÜNÜ BELİRTTİ

Soylu'nun son günlerde açıklamalarına Türkçe cevap vermeyi kendisine zul saydığını, bu nedenle Soylu'ya Fransızca cevap vermekte yarar gördüğünü belirten Altay, 'ağız ishali' anlamına gelen 'diarrhée de la bouche' ifadeesini kullanarak şunları kaydetti:

‘ÖNCE AĞZINA NE GELİRSE SÖYLÜYOR, HER TÜRLÜ HAKARETİ EDİYOR, SONRA HAKARET ETTİĞİ  İNSANIN DEĞNEĞİNİ SALLIYOR'

"Belki öyle anlar. Sarf ettiği sözleri, daha sonra basın müşavirleri önüne koyduğunda pişman olduğuna eminim. Pişmanlığı kamu vicdanı önünde kaybettiği itibardandır. Siyasette bu kadar tehdit, şantaj, kaba, hakaret içeren, hadsiz, densiz ifadeleri kullananları şöyle bir terimle tanımlayabiliriz: Diarrhee de la bouche. Önce ağzına ne gelirse söylüyor, her türlü hakareti ediyor, sonra hakaret ettiği insanın değneğini sallıyor. Bu tarz insanların ya kendine çekidüzen vermesi gerekiyor ya da devletin kilit noktalarında görev almamaları lazım.

‘BAKAN BELLİ Kİ AK PARTİ İÇİNDE YARA ALMIŞ'

Bakan belli ki AK Parti içinde yara almış. Anamuhalefet partisi genel başkanına bu kadar mahalle ağzıyla, böyle maganda üslubuyla konuşmak ona belki sicil affını sağlar. Ama bakanın kamu vicdanındaki itibarı yerle yeksan olmuştur.

Altay, Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi'nin görevden uzaklaştırılmasına yönelik de değerlendirmelerde bulundu. İlgezdi'nin görevden uzaklaştırılmasının, ‘hukuk skandalı' olduğunu savunan Altay, İlgezdi'nin devam eden iki davasıyla ilgili de orta yerde ne yeni delil ne de karartılacak delil olduğunu belirtti.

Altay, sudan ucuz gerekçelerle İlgezdi'nin iki aylığına da olsa görevden uzaklaştırılmasının, CHP ve CHP'lilere yönelik kin ve intikam projesi olduğunu ileri sürdü.

‘ONLARCA MÜFETTİŞ, SAVCI, HAKİMİN BİR SUÇ UNSURU BULAMADIĞI BİR KONUYU YENİDEN ISITIP, BAŞKANI O MAKAMDAN UZAKLAŞTIRMAK HUKUK DIŞILIKTIR, GÖREVİ SUİSTİMALDİR'

Altay, buna teslim olmayacaklarını ifade ederek, belediyenin didik didik edildiğini, tek bir suç unsuruna, suistimale rastlanmadığını, rastlanılmayacağını savundu.

Ataşehir Belediyesine yönelik tutumun, milletin aklıyla alay etmek olduğunu ileri süren Altay şunları vurguladı:

"Belediye Başkanı, kendi mal varlığının araştırılması için kendini ihbar etti, yapılan tetkikte de bir şey bulunmadı. Bunu gerekçe göstererek, CHP belediyelerine yönelik saldırgan, kural dışı, hukuk dışı tutumu da protesto ediyoruz.

Devlet müfettişine, savcısına, hakimine güvenmek zorundadır. Onlarca müfettişin, savcının, hakimin bir suç unsuru bulamadığı bir konuyu yeniden ısıtıp, başkanı o makamdan uzaklaştırmak hukuk dışılıktır, kural dışılıktır, hukuka saygısızlıktır, görevi suistimaldir.

‘229 BELEDİYEMİZE MÜFETTİŞ GÖNDERSENİZ DE, KARAPARA AKLAMAYA GÖZ YUMMAYACAĞIZ'

Bir değil 229 belediyemize müfettiş gönderseniz, onları görevden alsanız da hırsızlığa, karapara aklamaya göz yummayacağız."