Bahçeli'nin 8 Kasım'da yaptığı baraj çıkışında, gözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a çevrilmişti. Erdoğan, Bahçeli'nin seçim barajına ilişkin açıklamasına 8 gün sonra yanıt verdi. "Bu konuda bir çalışma yok. Bana göre bu, erken sayılabilecek bir tartışma. Ancak ülke olarak baraj meselesinde tecrübemiz, deneyimimiz fazlasıyla var. Olaya ekonomik ve mali istikrar olarak bakmamız lazım. 50 artı 1 ile siyasi istikrar geliyor. Bütün bunları göz önüne aldığımızda belki bir seçim öncesi ittifak düşünülebilir, onun üzerinde durulabilir" diyen Erdoğan, barajın düşürülmesi yerine bir ittifak yapılabileceğinin işaretlerini verdi.
Bahçeli'nin ve Erdoğan'ın karşılıklı açıklamalarının ardından, 15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrasında başlayıp, 16 Nisan'da yapılan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi referandumunda güçlenen AK Parti ile MHP'nin işbirliği, önümüzdeki dönemde 'resmi' bir ittifaka dönüşme olasılığını doğurdu.
AK Parti ile MHP'nin birlikte hareket etmesi halinde bile yüzde 50+1'i yakalamasının çok zor olduğunu belirterek sözlerine başlayan Gezici, "Sayın Erdoğan ile sayın Bahçeli'nin hal ve hareketleri, ne kadar zor bir süreçten geçtiklerini, yüzde 50+1'in ne kadar zor olduğunu gösteriyor. AK Parti ve MHP'nin birlikte dahi hareket etse, yüzde 50+1'i yakalamaları çok zor görünüyor" dedi.
'15 TEMMUZ'DAN SONRA ATATÜRK'ÜN NE KADAR ÖNEMLİ BİR LİDER OLDUĞU HATIRLANDI'
AK Parti seçmeninin yüzde 24'ünün kendisini Atatürkçü olarak tanımladığını ancak AK Parti'ye oy verenlerin 3'te 1'inin sadık seçmen olmadığını ifade eden Gezici, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Sayın Erdoğan, yıllarca, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyemedi. Belediye başkanlığı yıllarından bu yana kullanmıyordu. İlk defa, 15 Temmuz'daki darbe teşebbüsünden sonra Atatürk'ün ne kadar önemli bir lider olduğu hatırlandı ve seçmen üzerinden de, 'Ben Atatürk kelimesini kullanabiliyorum' algısını ifade edebildi.
Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayanların yüzde 55'i, kendisini 'Ben Atatürkçüyüm' diyerek tanımlıyor. AK Parti'ye oy verenlerin de yüzde 24'ü kendisini Atatürkçü olarak ifade ediyor. MHP'ye oy verenlerin yüzde 65'i de kendisini 'Atatürkçüyüm' diyerek tanımlıyor. Ayrıca, AK Parti'ye oy verenlerin 3'te 1'inin sadık seçmen olmadığı görülüyor. Yani bu seçmen kitlesinin 'yenilikçi, reformcu, ilerici' bir sisteme ait bir seçmen grubu olduğunu tespit ediyor. Bu insanlar, yaşam standartlarına ve konforlarına oy veriyor.
'ERDOĞAN'IN MERKEZ SEÇMENİ İKNA ETMESİ GEREKİYOR'
AK Parti'nin yüzde 12-15 arasındaki oyu askıdadır. Bu seçmenlerin, merkez seçmen olduklar, demokrat ve Atatürkçü ve cumhuriyetçi bir kitle oldukları görülüyor. Kim bunlar? ANAP, DYP, Demokrat Parti kültüründen gelenler ve o kültürden gelenlerin çocukları bu grubu oluşturuyor. Sayın Erdoğan'ın bu seçmen kitlesini ikna etmesi gerekiyor."
'AK PARTİ İLE MHP ARASINDAKİ GÜÇ BİRLİĞİ, MHP'YE ZARAR VEREBİLİR'
AK Parti ile MHP'nin güç birliği yapmasının MHP'ye zarar vereceğini ileri süren Gezici, seçim barajı yüzde 7 seviyesine çekilirse, İYİ Parti'deki ve AK Parti'deki ülkücülerin 'MHP baraj altı kalmasın' diyerek MHP'ye oy verebileceğini belirtti. Gezici, şöyle konuştu:
"Devlet Bahçeli'nin ise, önümüzdeki seçimlerde, şu anki oyundan yüzde 65 ila 70 civarında bir kopma ihtimalini yüksek görüyor. Devlet bey, bu riski gördüğü için, önümüzdeki süreçte barajla ilgili açıklama yapıyor. İttifak halinde ise, MHP tabanının yüzde 35'i bu ittifaka evet diyebilir. Baraj seviyesi, yüzde 7 tutulursa, MHP barajı geçsin diye, İYİ Parti'deki ve AK Parti'deki ülkücülerden oy alabilir. AK Parti ile MHP arasındaki güç birliği, MHP'ye zarar verebilir."