PISA Direktörü Andreas Schleicher Habertürk'ten Nalan Koçak'a konuştu:
Başarılı eğitimin anahtarı ne?
Her çocuğun öğrenebileceğine güvenmek. Mesela bazı öğrenciler daha yetenekli görülüyor. Ama en iyi eğitim sistemleri, her öğrencisini başarıya götürenler. Bir diğer mesele de şu: Eğitimin genel başarısı asla öğretmenlerin başarısından fazla olamaz. Yani öğretmenler ne kadar iyiyse, sistem de o kadar iyi olur. Önemli olan en yetenekli kişileri öğretmen olmaya çekmek.
‘EN MUHTAÇ OLAN EN İYİ EĞİTİMİ ALMALI'
Öğretmenlik prestijli olmalı yani…
Kesinlikle. Üçüncü çok önemli nokta da en yetenekli öğretmenleri en zor koşuldaki okullara vermek. Çin bunu çok iyi başarıyor. Dezavantajlı kesimden geliyorsanız hayatınızda tek bir şans var: İyi eğitim almak. Eğitimde temel mesele, en muhtaç olanın en iyi eğitimi alması.
Türkiye'de eğitim sistemi çok sık değişiyor. Önemli olan sistemin kendisi mi? Yoksa üzerinde durulan değerler mi?
Bilgiye erişmek artık çok kolay. Her şeyi arama motorlarına yazıyoruz. Bilgiyi süzebilmek ne kadar önemli?
‘EĞİTİMDE DEĞİŞİM ÖNEMLİ AMA TUTARLI OLMALI'
Eğitim sisteminin bu denli çok değiştiği başka bir örnek var mı?
Dünya değişiyor, tabii ki eğitim sisteminde de her zaman değişiklikler yapılabilir. Ama devamlılık ve tutarlılık çok önemli. Öğretmenlere her gün yeni bir şey anlatırsanız, bir gün hiçbir şeye inanmaz hale gelirler. Değişim stratejik ve tutarlı olmalı.
‘EZBERDE İYİ YARATICILIKTA KÖTÜSÜNÜZ'
Son PISA sınavının sonuçlarına göre, Türkiye 72 ülke arasında 50. Türk eğitiminin genel performansı nasıl?
'Türk eğitim sistemi yeni dünya düzenine ayak uyduramıyor' mu demeliyiz?
‘GELECEĞİN ÖĞRETMENİ DAHA ÇOK AKIL HOCASI'
Öğrenciyken ezberin ne kadar can sıkıcı olduğunu hatırlıyorum. Formüllerin gerçek hayatla ilgisi yoktu. Burada sır, daha pratiğe dayalı eğitim mi?
Konuştuğumuz şeylerin çoğunu sınıfta da yapabilirsiniz. Bir deneyin sonuçlarını öğreteceğinize, öğrencilere bir deney tasarlatabilirsiniz. Çocukların yaratıcı, risk alan bireyler olmasını istiyorsanız hata yapmalarını göze almalısınız. Altını çizmek istiyorum, geleceğin öğretmeni daha az eğitmen daha çok akıl hocası olacak.
Son PISA sonucuyla 2003'te ilk katıldığımız sınavın sonucunu karşılaştırdığımızda, bazı alanlarda 2003'ün bile gerisine düştüğümüz görülüyor. Yani Türk eğitimi kötüye mi gidiyor?
Bu doğru teşhis değil. Değişen dünyada yeni yetenek çeşitlerine ihtiyacınız var. Ve Türk sistemi buna uyum sağlayamadı. Sisteminiz nasılsa öyle devam ediyor ama dünya dönüyor. Haliyle göreceli olarak değerlendirdiğimizde Türkiye'nin performansı düşüyor.
‘MATEMATİĞİN DERİN ANLAMI ÖĞRETİLMELİ '
2015 sonuçlarına göre Türk öğrenciler bilim ve matematikte OECD ülkeleri içinde sondan ikinci. Bu başarısızlığın nedeni ne?
Şu soruları sormamak: 'Bilimsel araştırma nedir, bilim insanı ne gibi soruları yanıtlayabilir, nasıl bir hipotez geliştiririm, onu nasıl test ederim?' Mesela biyoloji, fizikte içerik bilgisi sorduğumuzda Türk öğrenciler gayet iyi. Ama internetten de bulabileceğiniz bu bilgilere sahip olmanın anlamı ne ki?
Bir de çok yaygın bir matematik korkusu var…
Evet Türkiye'deki pek çok öğrenci yaşıyor. Korku hissediyorsanız beyniniz bilgiyi kabul etmiyor. Tek yol matematiğin derin anlamını öğretmek. Her gün yeni bir formül ezberlemek zorunda kalırsanız tabii ki matematiğin gerçekte ne olduğunu anlamazsınız. Türkiye'de matematik zor değil. Korkunun nedeni öğrencilerin temelinin olmaması.
ÖĞRENCİLERE ÖNERİ: SINAVLARA DAHA AZ HAYATA DAHA FAZLA KAFA YORUN
Eğitim konusunda Türk hükümetine ne önerirsiniz?
Öğrencilere ve ebeveynlere önerileriniz neler?
Ebevenyler çocuklarına özgüven aşılamalı, öğretmenleri desteklemeliler. Öğrencilere gelince… Hata yapmaktan, yeni fikirlerden korkmamalılar. Sınavlara daha az, hayata daha çok kafa yorun.
Eğitimin geleceğinde ne var? Kod eğitimi mi?
Bence eğitimin geleceği toplumsal değerlerde. Nasıl aynı anda kendimizi düşünüp diğerleriyle birlikte var olabileceğiz? Açık olmak, farklı kültürlere saygı duymak, cesaret, merak…
‘DÜŞÜK GELİRLİ ÖĞRENCİLER MAHALLELERİNDE SIKIŞABİLİR'
Yeni liseye geçiş sisteminde öğrencilerin neredeyse yüzde 90'ı mahallelerindeki okullara gidecek. Okullar arasında eğitim kalitesi farkı var, bu eşitsizlik yaratır mı?
Aslında mahalle okulu sistemi prensipte çok iyi işleyebilir. Ama böyle bir sistem getiriyorsanız, en iyi öğretmenler için dezavantajlı okulları cazip kılma konusundaki çabanızı ikiye katlamanız gerek. Bu olmazsa eşitsizliği artırırsınız. Çünkü düşük gelirli öğrenciler, mahallelerindeki okullara sıkışır kalır.
İyi mahallelerdeki okullara erişim için eğitim göçünün yaşanmasından korkuluyor.
Bu sistemde en iyi örnek hangi ülke?
Finlandiya'da okullar arasındaki eğitim kalitesi en fazla yüzde 5 oranında değişiyor. Vietnam, Güney Asya keza öyle.
Yeni sistemde öğrencilerin yüzde 8'i 600 'nitelikli' okul için yarışacak. Adil mi?
Eğer en iyi öğrencilerin en iyi eğitime ulaşmasını istiyorsanız, sınav argümanını ileri sürebilirsiniz. Ama doğru cevap belli: Her okul nitelikli olmalı.
‘SEÇMEK EĞİTİM DE HİÇBİR ZAMAN İYİ BİR YÖNTEM DEĞİL '
Peki 90 dakikada, 3 yılın müfredatını kapsayan 60 soru doğru yöntem mi?
'Seçmek' eğitimde hiçbir zaman iyi bir yöntem değil. Odak noktası her zaman gelişme olmalı. Öğrenciler nasıl daha iyi öğrenir, öğretmenler nasıl daha iyi öğretir, okullar nasıl daha iyi olur?
Açık uçlu soruların avantaj ve dezavantajları ne?
İmam hatip liselerinin çok arttığını, yeni sistemin dezavantajlı öğrencileri bu okullara zorlayacağını iddia edenler var. Bu eğitim performansını nasıl etkiler?
Bazı ülkelerde dini liseler hayli fazla, mesela Hollanda. Doğru müfredatın uygulanması çok önemli. Düzeni sağlayan devlet olmalı. Hollanda'da Katolik ya da Müslüman okuluna giderseniz aynı şeyleri öğrenirsiniz.