bianet'in aktardığına göre, HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu'nun TBMM Başkanlığı'na milletvekilleri tarafından verilen önergelerin iade gerekçelerinin incelenmesi için verdiği soru önergesi de reddedildi.
İnceleme talebini içeren önergenin de reddi üzerine TBMM Genel Kurulu'nda söz alan HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, "Önergeler, 'İçeriği kaba ve yaralayıcıdır' diye iade ediliyor. Bununla da yetinilmiyor, Meclis sitesinde de yayınlanmıyor. Hükümetin hesap vermesi ve bizim denetleme yetkimiz de fiilen ortadan kalkmış oluyor" dedi ve şöyle konuştu:
Hiçbir milletvekili keyfî bir şekilde bir soru sormaz, keyfi bir şekilde araştırma önergesi vermez. Her partinin, özellikle muhalefet ve iktidar partisinin ayrı siyasi perspektiflerinin olması, ayrı ideolojik yaklaşıma sahip olmaları doğanın yani aklın ve toplumsal dinamiklerin gereğidir.
Her siyasi parti her konuya aynı kavramlarla yaklaşmayacağı gibi, aynı değerlendirmeleri yapmak zorunda da değildir.
'HDP'NİN 746 SORU ÖNERGESİ İADE EDİLDİ'
Sadece Halkların Demokratik Partisi'nin, 26'ncı Yasama Döneminde 100 araştırma önergesi, 4 adet gensoru, 746 soru önergesi, 25 sözlü soru önergesi iade edildi.
İade sebeplerinde hangi kavramlar var? Mesela, 'sivillere yönelik hak ihlalleri' ifadesi ya da Adem Geveri'nin önergesindeki 'cinsel şiddet' ifadesi, önergenin iadesinin gerekçesi. 'İşkence' kavramı, 'cinayet' kavramı, 'yargısız infaz' kavramı, 'hak ihlali' kavramı… Bu kavramların önergelerde kullanılması iade gerekçesi.
Şunu sormamız lazım: Biz milletvekilleri olarak vatandaştan düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda bir tık ileride miyiz, geride miyiz? Şu anki uygulamaya göre biz çok gerideyiz.
Bizim söyleyemediğimiz kavramları toplumsal yapıda herkes söylüyor, sivil toplum örgütleri söylüyor, barolar söylüyor, insan hakları savunucuları söylüyor.
'ÖNERGE OKUMA KOMİSYONU MU VAR?'
Bu sansürdür, bunun başka bir izahı yok. Cezaevlerinde mektup okuma komisyonları olur. Şu anda soruyoruz, Meclis Başkanlık Divanındaki başkan vekiline; acaba önerge okuma komisyonu mu var, öyle bir birim mi kuruldu?
Milletvekili 'hak ihlali' diyemiyor, İşkence yapan cezasız kalıyor, milletvekili işkenceyi soramıyor.
Bu sansürün, bu düşünce ve ifade özgürlüğünün Parlamentoda kısıtlanması, demokrasinin en temel işlerlik kazanması gereken yerin artık Parlamento olmadığı gerçeğini de ortaya koymuştur."