Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Şehircilik Şurası'nda konuştu. Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
- Hayatın hızla aktığı, sınırların anlamının değiştiği böyle bir dönemde yaşıyoruz. Bu yeni dönem, ulaşımdan iletişime pek çok farklı alanda bize büyük imkanlar sunuyor. Daha önce aylar sürecek yolculukları birkaç saat içinde artık gerçekleştirebiliyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şehircilik Şurasında Konuşuyor https://t.co/GHakWuP03s
— T.C.Cumhurbaşkanlığı (@tcbestepe) 8 Kasım 2017
Modern dönemle birlikte gelişmeye başlayan makine, çelik teknolojisi tahayyül edilemeyecek bir güç veriyor. Diğer varlıklara ve canlılara saygı anlayışı, paylaşma kültürü yerini tahakküme bıraktı. Bu güç adeta bir güç zehirlenmesine dönüştü. Beraberinde de yabancılaşmayı getirdi. Böyle olunca da insan sadece kendine değil, ailesinden çevresine, içinde yaşadığı toplumdan dünyadaki diğer varlıklara kadar her şeye yabancılaştı. Tüm varlıklar yaradılışta sınırsız güç mücadelesinde kontrol altına alınması gereken rakiplerdir. İnsanın heveslerinin bu derece kutsandığı bir başka dönem bu derece vaki değildir.
'İSTANBUL'DA KAÇAK YAPILAŞMA DEVAM EDİYOR'
Belediye başkanlığı yapmış bir kardeşiniz olarak da önümde bir tespit var. İstanbul'un şehirleşme tarihi ile alakalı, 4. yüzyıl ve 6. yüzyılda İtalyan mimarın İstanbul'a bakışını görüyorum. Kaçak yapılaşma ve gecekondu gibi noktasal bazı durumları görüyorsunuz. Süre geçtikçe, 94'te belediye başkanı olduğumda, göreve geldiğimde ne yazık ki, İstanbul'daki gecekondu sayısı 640 bindi. İstanbul'un nüfusu da o zaman 8 milyondu. Görevi bıraktığımda gecekondu sayısı 110 bine düşmüş, bunların içinde kaçak yapılaşma da ayrıca var. O günden bugüne ne yazık ki gerek gecekondulaşma ve gerek kaçak yapılaşma devam ediyor. Az önce şehrin mimaride ruhunu okumanın, gönülle ilişkili olduğunu okuduk.
'YEŞİLLİK ARIYORSANIZ MEZARLIKLARIN OLDUĞU YERDE BULURSUNUZ'
"İnsan bir yere yerleşeceği zaman, önce mescidini yapar, yanına hamamını kondurur sonra da mezarını seçerdi. Böylece toprak imana gelirdi" diyor. Yeşillik arıyorsanız mezarlıkların olduğu yerde bulursunuz. İstanbul'da da selviyi bulacaksan Karacaahmet Mezarlığı'nda bulursunuz. Onun dışında bulamazsınız. Bizim kültürümüzde şehirler böyle kurulur. Medeniyetimizin tüm şehirleri insanı, fıtratı, aşkın olanı merkeze alan mekanları inşa ediyor.
'ŞEHİRLERİMİZ BİREYSEL HIRSLARLA İNŞA EDİLİYOR'
- Bugünkü şehirlerimiz maalesef insan fıtratını değil bireysel hırsları merkeze alan bir bakış açısıyla inşa ediliyor. İnsan fıtratıyla mütenasip olmayan her yer zamanla insanın zindanı haline dönüşüyor. Bu sebeple günümüz şehirleri insana huzur vermiyor.
'ÖNÜMDE CAMİ VAR, KUŞLARIN EVİ VAR'
- Önümde cami mescid, onun önünde de kuşların evi var. Acaba şu anda kuşlara ev yapmayı düşünen var mı? Böyle bir anlayış kaldı mı? O kuşlar nerede barınacağını, nerede yiyeceğini, nerede içeceğini gayet iyi biliyor.
- Kuşlara ev yapmayı düşünen var mı?
'MANHATTAN'IN NESİ VAR?'
- Onca şatafata rağmen dünyadaki metropollerin insanı mutsuz etmesinin nedeni budur. "Amerika'nın Manhattan'ı var." Tamam da Manhattan'ın nesi var? Yazın o aydınlık günlerinde bile bir karanlık dünyaya girersiniz. Aydınlık yok. Paralı olan Manhattan'da yaşamaz. Onlar New York'un kenarında yaşamayı tercih eder.
'KAPI KOMŞUSUNUN ADINI BİLMEYENLER MAHALLE KÜLTÜRÜNDEN BAHSEDİYOR'
Kendileri 30-40 katlık rezidansta oturup kapı komşularının adını dahi bilmeyenlerin mahalle kültüründen bahsetmeleri kadar boş bir iş olabilir mi? Ömürlerinde bir kez olsun kışın ısınmak için soba yakmamış, her yağmurda çatısı akmamış olanların gecekondu hayatının erdeminden bahsetmeleri riyakarlıktan başka bir şey değildir. Hayatlarında bir tek ağaç dikmediği, bir tek ağaç sulamadığı halde dünyanın en çevreci insanı geçinenleri artık dikkate almıyorum ve almayacağız.
'KURTARILMIŞ BÖLGE OLARAK GÖRDÜKLERİ MUHİTLERİN…'
- Sırça köşklerinden bize ahkam kesenlerin asıl derdi, büyükşehirlerin, özellikle de kurtarılmış bölge olarak gördükleri belli muhitlerin sadece kendilerine ait olmaktan çıkmasıdır. Lafa gelince halkçılığı kimseye bırakmayanlar, milletle aynı yollarda yürümeyi, aynı mekanlarda oturmayı, aynı meydanları paylaşmayı içlerine sindiremiyorlar.
'İSTEDİĞİNİZ KADAR ÇIRPININ, İSTEDİĞİNİZ YERE YATIN'
İstanbul'da AKM'nin projesini takdim edersiniz, ertesi gün Mimar Mühendisler Odası hemen bununla ilgili de müracaatta bulunur. Ne yaptınız siz bugüne kadar? Onu söyleyin. Nereye müracaat ederseniz edin, biliniz ki inşallah 2019, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nin, o dev opera binasının bittiği yıl olacaktır. İstediğiniz kadar çırpının, istediğiniz kadar yatın, ne yaparsanız yapın.