Bakanlar Kurulu sonrası konuşan Bozdağ'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
(IKBY'nin bağımsızlık referandumu) Yanlış hesap Ankara'dan, Bağdat'tan Tahrandan döndü. Barzani belki büyük hesaplar yaptı büyük rüyaların peşinden koştu.Barzani'nin yaptığı hatalarla yüzleşmesi şarttır. Sadece referandumu dondurdum demesi bu meseleyi çözmez referandumun iptali şarttır. Ve Irak Anayasası çerçevesinde yaşanan soruna çözüm bulunması doğru olandır. Türkiye Irak'ın toprak bütünlüğüne, siyasal birliğine ve egemenlik haklarına saygıyı alan bir dış politika burada gütmektedir. Ve Barzani 1 kasım'dan geçerli olarak Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanlığı yetkilerini kullanmayacak olması elbette, bölgede yeni bir dönemi başlatacaktır. Barzani parti başkanlığından bildiğimiz kadarıyla ayrılmıyor. Yönetim başkanlığı yetkilerini devrini talep etti ve parlamento da bu talebi kabul etti. Ama yaşanan sorunla yüzleşmesi son derece önemlidir, çünkü Barzani ortaya çıkan fotoğraf karşısında önce referandumu dondurma sonra da yetkilerini devretmeyi açıklamak zorunda kalmıştır. Daha başka zorluklar da yaşadığını biz elbette biliyoruz. Ve Türkiye olarak diyoruz ki burada ki sorunu Irak Anayasası çerçevesinde taraflar çözüme kavuşturmalı ve iki taraf o Anayasanın koyduğu ilkelere göre bir çözüm bulmalıdır.
Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ açıklama yapıyor https://t.co/xDFgbqsB7O
— Habertürk TV Canlı (@HaberturkLive) 30 Ekim 2017
TEZCAN'A TEPKİ: EDEPSİZLİK, AHLAKSIZLIK, TERBİYESİZLİK…
(CHP'li Tezcan'ın Erdoğan için söylediği 'Faşist, diktatör' sözlerinin sorulması üzerine) CHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Bülent Tezcan'ın Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi hakkında söylediği sözleri kabul etmek mümkün değildir. Bu büyük bir edepsizliktir. Büyük bir ahlaksızlıktır, büyük bir terbiyesizliktir, büyük bir seviyesizliktir. CHP geleneğinde halkın seçtiklerine karşı büyük bir tahammülsüzlük büyük bir düşmanlık hissi var bunu görüyoruz.Türkiye Cumhuriyeti halkının tarih boyunca ilk defa doğrudan doğruya seçtiği Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan beyefendiye aynı şekilde saldırmaktadırlar. Şunu açıklıkla ifade etmek isterim ki Türkiye'de tek faşist parti Cumhuriyet Halk Partisidir. Partinin geçmişine baktığınızda geçmişi bunun tanığıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin faşist bir devlet olmadığını, Türkiye'de de herhangi bir faşistin ve diktatörün bulunmadığının en büyük ispatı sayın Tezcan gibi birisinin bugün çıkıp bu terbiyesizliği, bu edepsizliğe cüret etmesi ve yapmasıdır. Eğer Türkiye'de bir faşist, bir diktatör olsaydı Bülent Tezcan böyle göğsünü gere gere kalkıp oradan efelenip gürleyip böyle bir cümle sarf edemezdi. İtibar suikastının taşeronluğunu yapıyor bugün CHP bu yönüyle. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Cumhurbaşkanı'na dışarıda da içeride de hem terör örgütleri, hem bazı uluslararası güçler/çevreler hem de Cumhuriyet Halk Partisi el birliği ile itibar suikastı yapıyor. Güçleriniz Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın itibarını yok etmeye yetmeyecektir. 2019'a giderken milletin gözünden de gönlünden de Cumhurbaşkanımızı düşüremeyeceksiniz.
'AHMET EDİP UĞUR'UN TEHDİT EDİLDİĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM'
(Balıkesir Belediye Başkanlığı görevinden istifa eden Ahmet Edip Uğur için) Öncelikle sayın Ahmet Edip Uğur Beyefendi'nin istifasının hayırlı olmasını diliyorum. Ahmet Edip Uğur Bey bizim milletvekili olarak da beraber çalıştığımız, partimizde belediye başkanlığı ve genel başkan yardımcılığı yapmış değerli bir arkadaşımızdır. Bugün partiden ve belediye başkanlığından istifa etmiş olması bu gerçeği değiştirmez ben yeni dönemde kendisine başarılar diliyorum. AK Parti değişimin partisi. Değişimin partisi halkın iradesini, halkın eleştirisini, halkın beklentilerini dikkate alarak bütün politikalarını ortaya koyar ve bu çerçevede adımlarını atar. Değişim esasında halkımızın bizden hem talebi hem de beklentisidir. Giden belediye başkanları bizim başkanımızdır, yerine gelecek başkanlar da bizim başkanımızdır. Onlarla ilgili bir olumsuz değerlendirmeyi yapmayı doğru görmeyiz. Biz partimizde kalan arkadaşlarımla beraber onda sonra da milletimize ve devletimizde hizmet etmeye devam edeceğiz. Yol arkadaşlığımız mezara kadar devam edecektir. Bugün Belediye Başkanı olarak hizmet ettiler yarın başka imkanlarla başka görevlerle siyasette milletin ve ülkenin hizmetinde olmaya arkadaşlarımız devam edecektir. Sayın Edip Uğur'un partiden de istifa etmesi kendi bireysel tercihidir. Tek taraflı bir alınacak karardır. Onu almıştır. Bizim ona dair söyleyecek bir şeyimiz yok. AK Partinin kimseyi tehdit etmesi ve herhangi bir tehdit yöneltmesi de asla kabul edilemez. Böyle bir şey olduğunu düşünmüyorum. Varsa öyle bir şey Edip Uğur bununla ilgili yasal yollar açıktır. Onla ilgili adımları atıp atmama konusunu kendisi değerlendirecektir.
SCHRÖDER İLE ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ
Büyükada tahliyeleri ile ilgili şunu söylemekte fayda var, Almanya'nın eski Başbakanı Sayın Schüreder, Cumhurbaşkanımızın yakın dostu. Zaman zaman bir araya gelip Almanya — Türkiye, Türkiye — AB ilişkileri ve diğer bölge konuları hakkında görüş alışverişinde bulunurlar. Bu da o görüşmelerden bir tanesi. Ama bir farkı, Sayın Merkel'in bilgisi dahilinde yapılan bir görüşmedir ve görüşme konusu içerisinde Türkiye'deki yargılama sürecinde olan hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında olan herhangi bir konu kesinlikle konuşulmamıştır, görüşülmemiştir. Böyle bir olay yoktur. Türk Yargısı, bağımsız ve tarafsız bir yargıdır. Mahkemelerimizde görev yapan hakimler görevlerini Anayasal kanun ve hukuka bağlı vicdani kanaatleriyle karar verirler. Hiçbir makam, merci, kişi yargı yetkisinin kullanılması konusunda mahkemelere emir ve talimat veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz, genelge gönderemez. Bizim yargımız bağımsız ve tarafsızdır. Bunun aksini iddia edenler Türk Yargısına karşı büyük bir haksızlığı yapmaktadırlar. Cumhuriyet Halk Partisi'nin Sayın Genel Başkanı, bu tahliyeler üzerinden siyasal bir rant peşine düştü onun için de buradan emir ve talimatla çalışan bir Türk Yargısı algısı oluşturmak isteyenlerin değirmenine su taşıdı. Öte yandan Almanya'da da bazı siyasetçiler, bu tahliye üzerinden kendilerine siyasi bir rant devşirme gayreti içerisinde olduğunu görüyoruz. Maalesef oradaki siyasiler de, Türkiye'deki siyasiler de kendi siyasal hesapları için bunu kullanıyorlar. Ama hem Alman halkının hem de Türk halkının bilmesini isteriz ki, bu ne CHP Genel Başkanının ne de Alman siyasilerin kullandığı gibi bir hadise kesinlikle değildir, kaldı ki bu bir tahliyedir, berat değildir, yargılamalar devam edecektir. Mahkemenin ne karar vereceğini sonuçta hep beraber göreceğiz.
'TAŞERON İŞÇİLERLE ALAKALI HAZIRLIKLAR SON NOKTAYA GELDİ'
- Taşeron işçilerle alakalı hazırlıklar son noktaya geldi. Sayın Başbakanımızın da ifade ettiği gibi yıl sonu veya yeni yıl başında bu konu Parlamentonun gündeminde yer alacaktır.