Ahmadi "Ben doğduğumda Taliban dönemiydi. Aşırıcılar binlerce kişiyi öldürüyordu. Taliban, kimseyi dinlemiyor bildiğini okuyordu. Taliban'ın takip eden dönemde Hamid Karzai'nin Cumhurbaşkanlığı dönemde görece iyi günler yaşadık. Rahat günler kısa sürdü. Taliban yeniden güçlendi. 2009'da Afganistan önemli bölgeleri Taliban'a kaptırdı. Hükümetle Taliban arasındaki mücadele hala sürüyor. Afganistan şu an ne güvenli ne de özgür. Ülke şu an ne gençler, ne aileler ne de uygun bir yer. İşsizliği saymıyorum bile" dedi.
Afganistan'daki durumun giderek daha da kötüye gittiğine işaret eden Ahmadi "Hükümet sorunlarla gerçekten mücadele etmiyor. Zaten hükümet ABD'den bağımsız hareket etmiyor, edemiyor. Hükümet onca yılın ardından bile ülkenin güvenliği üzerinde söz sahibi değil" ifadelerini kullandı.
Ülkedeki yolsuzluktan şikayetçi olan Ahmadi "Bence seçimlerdeki yolsuzluk Afganistan'ın daha iyi günler görmesinin önündeki en büyük engellerden biri. Afganistan, kendi ayakları üzerinde duran bir ülke olmadıkça bir çözüm beklemek yersiz" diye konuştu.
Bombalı saldırının sıradan bir günün bileşeni olduğuna işaret eden Ahmad "Aslında bizim için ‘normal' bir gün, kesinlikle saldırı yaşanmayan bir gün demek. Ama böyle günleri çok sık gördüğümüz söylenemez" dedi.
Ülkenin akıbetiyle ilgili çok umutlu olmadığını ifade eden Ahmadi "Çok umudum yok ama iki yıl sonra gerçekleşen seçimlerin olumlu sonuçlar doğurması tek dileğim. Çok çeşitli muhalif gruplar var ve her grubun kendi yol haritası var. Ancak bu seçimlerin bile ABD'nin onayı olmadan gerçekleştirilememesi çok acı" ifadelerini kullandı. Ülkesiyle ilgili en büyük arzusunun ne olduğu sorulduğunda Ahmadi şöyle cevap verdi:
"Umarım bir gün gelir, bir Afgan kadını (güvenli ve özgürce) Kabil sokaklarında gezebilir."