İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Komisyonu Başkanı, arabulucu Avukat Hasan Erdem, 'arabuluculuk' müessesesinin işleyişini RS FM'de anlattı.
'ARABULUCULUKLA, İŞ MAHKEMELERİNİN YÜKÜ AZALACAK'
Avukat Hasan Erdem, zorunlu ve isteğe bağlı olarak, iki tür arabuluculuk olduğunu hatırlattı; tüketici, borç alacak vs. gibi özel hukuka bağlı uyuşmazlıklarda isteğe bağlı arabulucuya gidilebildiğini, iş uyuşmazlıklarında ise arabulucuya başvurunun 'dava şartı' haline getirildiğini söyledi.
Türkiye'de işçi-işveren arasındaki iş uyuşmazlıklarına ilişkin davaların sonuçlanmasının ortalama 2-3 yıl sürdüğüne vurgu yapan Avukat Erdem, bunun mahkemelerdeki dava sayısında ciddi bir artış ve yığılma meydana getirdiğini kaydetti.
Erdem, bu sorunu çözümleyebilmek için de Avrupa'da da sıklıkla kullanılan arabuluculuk müessesesinin gündeme geldiğini ifade etti.
'SADECE İSTANBUL'DA 150 BİN UYUŞMAZLIK DOSYASI VAR'
Arabulucu Avukat Hasan Erdem, kültürümüzde uyuşmazlıkların ve çatışmanın oldukça yüksek olduğunun altını çizerek, iş mahkemelerindeki dava yükünü İstanbul örneği ile anlattı:
"Örneğin İstanbul'da takriben 100 iş mahkemesi var. Bir mahkemenin ortalama dava yükü yıllık 1000 civarıdır, 800 ile 1500 arasında değişir. Ancak bu rakamların, davalar çözümlenemediği ve ertelendiği için, üzerine çıkan durumlar oluyor. Yani şu aşamada salt İstanbul için yargılama sürecindeki iş uyuşmalıkları dava sayısı, minimum 150 bin civarında."
'ARABULUCULUK İLE HIZLI SONUÇ ALINACAK'
İş mahkemelerindeki gittikçe artan iş yükü ve uzayan dava süreçlerine çözüm olarak 'arabuluculuk' sisteminin getirilmesini doğru bulan Avukat Hasan Erdem, sistemin işlemesi durumunda arabuluculuğun işçi-işveren ve hukukçular için de faydalı bir durum olduğunu söyledi.
Erdem, arabuluculuğun 'gizlilik ve hızlılık', bunun yanı sıra emsal oluşturmaması nedeniyle de avantajlı olarak gözüktüğünü ifade etti.
'EKONOMİK OLARAK ZAYIF OLAN TARAF MAĞDUR OLMAMALI'
İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Komisyonu Başkanı Avukat Hasan Erdem'e göre, 'arabuluculuk' sisteminin olası bir dezavantajı ise 'ekonomik olarak zayıf olan tarafın mağduriyetine yol açma olasılığı':
"İş hukukunun kendine özgü bir yapısı var. Örneğin ticaret hukuku tacirler arasında ya da boşanma eşler arasında gerçekleşirken iş hukukunda işçi, işveren ve sendikalar gibi kavramlar ve müesseseler var. Burada da işçinin zayıf olduğu düşünüldüğünde tartışılan bir konu var: ekonomik olarak zayıf olan tarafın daha düşük bir meblağa anlaşıp anlaşmayacağı. Böyle bir dezavantaj oluşmayacağını umuyoruz."
'MAHKEMELERİN İHTİSASLAŞMASI DAVA SÜRELERİNİ KISALTIR'
Arabulucu Avukat Hasan Erdem, arabuluculuğun dava şartı olmasıyla mahkemelerin iş yükünün azalacağını belirtirken, 2-3 yıl kadar süren dava sürecinin hızlanması için mahkemelerin ihitisaslaşmasının önemine de vurgu yaptı:
"Nasıl tıpta belli alanlarda uzmanlıklar varsa hukukta da bu şart. Çünkü hukuk hayatın tüm evresini kucaklıyor ve çok farklı alanlar var. Örneğin hakimler de iş hukukunda uzmanlaşmış olsa ya da farklı alanlarda ve o mehkemeler ihtisas mahkemesine dönüşse, daha hızlı çözümler alınacağını düşünüyorum. Aynı şekilde avukatların da uzmanlaşması gerekiyor."