Suriye'nin kuzeyindeki Rakka ve Deyr ez Zor kentlerinde, Demokratik Suriye Güçleri'ne (DSG) karşı ağır kayıplar vererek çekilmek zorunda kalan IŞİD militanlarından hayatta kalanlar, aileleriyle birlikte DSG'ye teslim oluyor.
IŞİD'le birlikte savaşmış militanlar Halk Savunma Birlikleri'nin (YPG) de içinde olduğu, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile birlikte ortak operasyon yapan DSG'ye teslim olurken, söz konusu militanların eşleri, suçsuz bulunursa serbest bırakılıyor.
Serbest bırakılan IŞİD militanlarının eşleri ve çocukları, eğer gidecek bir yerleri yoksa DSG tarafından Ayn İsa kasabasında yapılan çadır kampına yerleştiriliyor.
Sputnik, Rakka'nın kuzeyinde yer alan Ayn İsa'da'daki mülteci kampına girerek, IŞİD militanlarının aileleriyle konuştu.
Kampta halen 18 IŞİD militanının eşi bulunuyor, aralarında Türkiye, Fransa, İngiltere, Tunus ve Mısır vatandaşları da var. Ancak kadınların çoğu, konuşmaktan korktuğu için, sorularımızı yanıtlamak istemedi.
‘RAKKA ÜZERİNDEN TÜRKİYE'YE KAÇARKEN EVLENMEK ZORUNDA KALDIM'
Kampta bulunan Mağrip kökenli Fransa vatandaşı IŞİD militanı Bilal Bin Muğdat'ın 30 yaşındaki eşi Meyr Hısme, Rakka'daki hayatı, eşinin örgüte katılma sürecini ve teslim olduktan sonra gördüklerini Sputnik'e anlattı.
"Şam'da oturuyordum. İlk eşim ÖSO savaşçısıydı. Suriye savaş uçaklarının hava saldırısında öldü. Annem ve babam savaş başladığında Türkiye'ye kaçmışlardı. Eşim ölünce ailem bana para gönderip Rakka üzerinden Türkiye'ye gelmemi istedi. Türkiye'ye kaçmak için Rakka'ya gittim. Orada bir kadın arkadaşım, ‘Türkiye'ye gidene kadar evimde kalabilirsin' dedi. Ben de Rakka'nın durumunu pek bilmediğim için Rakka'da kaldım."
‘TÜRKİYE KAFİR ÜLKESİ, ORAYA GİDEMEZSİN'
Genç kadın ‘Türkiye kafir ülkesi oraya gidemezsin' diyerek IŞİD militanları tarafından alıkonulduğunu belirtti:
"Türkiye'ye geçmek için Tel Abyad'a gidecektim ancak yolda IŞİD militanları beni durdurdular. ‘Bir kadın tek başına gezemez, Türkiye kafir bölgesidir oraya gidemezsin' dediler.
İzin vermeyince ben de mecburen Rakka'da kalıp ev kiraladım. Kiraladığım eve yakın yerde bir komşumla tanıştım.
Önceden IŞİD'de olduğunu ancak ayrıldığını söyleyerek bana evlenme teklif etti. Evlenirsek, Mağrip'e gidebileceğimizi anlatarak ikna etti. Tek başıma olduğum için mecburen evlendim."
‘İNSAN KAÇAKÇISI KILIĞINDA IŞİD MİLİTANI'
30 yaşındaki Hısme, evlendikten sonra eşiyle birlikte kaçmak için insan kaçakçılarına başvurduklarını, ancak kaçakçıların istediği paraya sahip olmadıkları için kaçamadıklarını ve mecburen Rakka'da kalmaya devam ettiklerini anlattı:
"Mağrip'e kaçmak istedik ancak kaçakçılar bizden 10 bin dolar istedi. Paramız olmadığından gidemedik. Ardından ise bir çocuğumuz oldu hiç gidemedik. Sonra öğrendim ki bizi parayla kaçırmak isteyenler kaçakçı değilmiş IŞİD militanlarıymış. Biz eğer Rakka'dan kaçsaydık kaçakçı görünümündeki IŞİD militanları bizi keseceklerdi, ‘İslam Devleti' topraklarından ayrıldığımız için."
IŞİD militanı olan eşinin, amcasının oğlu tarafından örgüte katılımının sağlandığı bilgisini de paylaşan Hısme, şöyle devam etti:
"Eşim IŞİD'den ayrılmıştı fakat örgüt onu tekrar kendilerine katmak için uğraşıyordu. Eşimin amcasının oğlu da IŞİD militanıydı. Eşime insan kesme videolarını gönderiyordu. O eşimi IŞİD saflarına katmak için uğraşmıştı. Eşim onun kandırılmasıyla örgüte katılmıştı."
IŞİD'in insanlık dışı işkenceleri ve öldürme yöntemlerini, bizzat eşinden duyduğunu söyleyen, genç kadın şunları söyledi:
"Eşim bana Ürdünlü pilotu biz yaktık ama çok pişmanım dedi. Yapılanları kabul etmiyordu, insan insanı yakamaz, insanı sadece yüce Allah yakar diyordu. O olaydan sonra örgütten soğumuştu."
‘ÖRGÜTTEN AYRILABİLİRSİN AMA İSLAM DEVLETİ'NDEN ÇIKAMAZSIN'
IŞİD'in örgütten ayrılanlara kısmen müsamaha gösterse de, ‘İslam Devleti' diye tanımlanan yerden sivillerin ve örgütte bir zamanlar militan olarak bulunanların çıkışa izin verilmediğini savunan Hısme, şu bilgileri verdi:
"Ürdünlü pilotun yakılmasından sonra eşim IŞİD sözcüsüne bir mektup göndererek ayrılmak istedi ve ondan pasaportunu istedi. Ancak IŞİD sözcüsü Adnani ayrılmasını kabul etmeyerek, örgütten ayrılabilirsin ancak ‘İslam Devleti' topraklarından ayrılamazsın dedi. Rakka'dan çıkmasına izin vermedi."
Hısme, DSG'nin kente yaklaşması sürecini ise şu şekilde anlattı:
"Biz Rakka'dan çıkamıyorduk ancak DSG yaklaşınca kaçış için yol gözüktü. Tam o esnada bir kızımız da oldu. DSG Rakka'ya yaklaşınca biz de Cizre köyüne kaçtık DSG güçlerine daha yakın olup teslim olmak için. İnsanlar bana ‘gidin teslim olun eşin IŞİD'i bırakmış size birşey yapmazlar' diyordu. O sözlere güvenip eşimle beyaz bayraklar açarak Rakka yakınlarındaki Havul Heva kontrol noktasına gidip DSG'ye teslim olduk. DSG bizi Kobani'ye götürdü. Orada 3 gün kaldık. Malezyalı IŞİD militanları ile aileleri de vardı. Orada bizi kadın ve erkekler olarak ayırdılar. IŞİD militanlarını Kobani'deki cezaevine koydular, biz kadınları ise Ayn İsa mülteci kampına getirip yerleştirdiler. 1 aydır buradayım."
Eşinin sigara içtiği için Rakka'da örgüt tarafından cezaevine atıldığını da aktaran Hısme, IŞİD emirlerine, eşini serbest bırakmaları için yalvardığında aldığı cevabı şu şekilde anlattı:
"1 ay cezavinde tuttular. Emirlerin yanına gittiğimde ‘sen kadınsın bizimle konuşman yasak ve günahtır' diyorlardı. Eşimi IŞİD'e katıldığı için Fransa vatandaşlığından da attılar. Eşimle ilgili en son aldığım bilgiye göre şimdi Haseke'de cezaevinde tutuluyor. Eşimi de kaybedersem ölürüm, onsuz yaşayamam."