Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, ABD'nin vize kararının çok ağır olduğunu ve ilk defa Türkiye'nin böyle bir kararla karşılaştığını vurgularken Erdoğan'a "Üzüntü verici, bunu sadece büyükelçinin omuzlarına yıkıyor" ifadeleriyle seslendi.
'BAŞBAKAN 'IŞİD YAPTI' DİYEMEDİ'
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
'CHP'YE KUMPAS KURAMAYACAKSINIZ'
FETÖ'yü şiddetle kınıyoruz ama haksızlığa uğrayan herkesin yanında olmak insan olmanın doğal sonucudur. Geçen hafta Enis Berberoğlu'nun duruşması vardı. Berberoğlu müebbetle yargılandı, 25 yıl hapse mahkum edildi alt mahkeme tarafından. Toplu iğne ucu kadar suçu yoktur. Berberoğlu üzerinden CHP'ye nasıl kumpas kurarızın hesabı vardı. Ne olursanız olun CHP'ye kumpas kuramayacaksınız.
'ENİS BERBEROĞLU'NUN SERBEST BIRAKILMASINI İSTİYORUZ'
Bir başka konu, bunlar yazılıyor, Enis Berberoğlu serbest bırakılmıyor. Enis Berberoğlu kaçar mı? Suçsuz adam niye kaçsın? Kaçtığı zaman "ben bu suçu işledim" anlamına gelir. Hiçbir davayı boş bırakmadı, niye kaçsın? Biz bir an önce sayın Enis Berberoğlu'nun serbest bırakılmasını istiyoruz.
'TÜTÜN ÜRÜNLERİ İMALATININ YÜZDE 89.3'ÜNÜ YABANCILAR YAPIYOR'
Az önce önüme bir tütün demeti bırakıldı. Arkadaşlarım Adıyaman'a gitti. Hepsi dertli. Bu topraklarda tütün 400 yıldır ekiliyor. Bizim tütünümüz dünyada bilinen bir tütündür. Binlerce aile tütünden geçinir.
Genel Başkanımız @kilicdarogluk, partimizin haftalık toplantısında gündemi değerlendiriyor. https://t.co/nHJOnHfl6Q
— CHP 🇹🇷 (@herkesicinCHP) 10 Ekim 2017
2002'de bir yasa çıktı. Tütün üreticilerinin bir anlamda idam fermanı onaylandı. TEKEL özelleştirildi. 2002'de 405 bin 882 aile tütünden geçiniyordu. 2015'te 7 kat küçükdü, 56 bine düştü. Yabancı sigara üreticileri Türkiye'ye tütün ithal etmeye başladılar. 2012'den başlayarak Türkiye net tütün ithalatçısı haline geldi. 2013 verilerine göre tütün alanında faaliyet gösteren bütün imalatçıların yüzde 89.3'ünü yabancılar oluşturuyor. Geriye zaten yüzde 10 kalıyor. Şimdi ona da göz diktiler. Parlamentoya bir kanun getirdiler. Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülüyor. CHP milletvekilleri orada her türlü muhalefeti, tütün üreticileri lehine yapıyorlar.
CHP olarak Adıyamanlılara sesleniyoruz. Bize milletvekili vermediniz ama biz sonuna kadar sizin yanınızdayız. Zaten ekonomi batmış. Herkes borç içinde. Sen gidiyorsun Adıyaman'daki Malatya'daki tütün üreticisi ile uğraşıyorsun.
Toplanan vergiler nereye gidiyor? İsraf, israf, israf. Altlarında uçaklar, arabalar. Ciddi sorunumuz var. Kime verdin sen bu paraları?
'NAMUS VE ŞEREF SENİN İÇİN NE ANLAMA GELİYOR ANLAT'
Sayın Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı makamında AK Parti'nin genel başkan yardımcılarını, belediye başkanlarını, belediye meclis üyelerini ağılıyor. Afyonkarahisar'da konuşurken arkasında Cumhurbaşkanlığı forsu var. Çık şu milletin önüne senin için namus ve şeref ne anlama geliyor bir anlat bakalım? Milletin derdine bak, onun derdine bak. AK Parti'nin genel merkezi var. Orada görüşürsün. Neden Cumhurbaşkanlığı sarayında görüşüyorsun. Tarafsızlığı üzerine yemin edecek sonra bunları unutacak.
Bu topluma hakarettir. Bizim Ampute Milli Takımımız Avrupa Şampiyonu oldu. 'Beşiktaş takımına teşekkür edelim' diyor bakan. 'Ne teşekkürü parasını biz verdik' diyor. Ne demek parasını biz verdik ya. O vergiyi sen çarçur et diye ödemiyorlar. Tek adam rejiminin Türkiye'yi getirdiği nokta budur işte. Sanki babasının parası. Kimsin sen ya? Kimsin sen?
'DIŞ POLİTİKADA İKTİDAR-MUHALEFET OLMAZ'
Dış politikanın ayrı bir önemi vardır. Ayrı bir dili vardır. Bu dili kullanan adamlara da diplomat denir. Dış politikada konuşurken herkes dikkatli olmak zorundadır. Boğazda 9 boğum olduğunu kimsenin unutmaması lazım. Dış politikada iktidar-muhalefet olmaz. İktidar olanlar dış politikadaki bütün gelişmeleri muhalefet aktarmak zorundadırlar.
Irak'ta Türk askerlerinin başına çuval geçirilmesi ve hükümetin buna sessiz kalması bir diplomasi hezimetidir.
'BİR BÜYÜKELÇİ BÖYLE BİR KARAR ALABİLİR Mİ?'
Dış politikadaki atışmaları basın üzerinden yapmak, arka kapı diplomasisini tamamen kapatmak kimseye yarar getirmez. Amerika'da Zarraf davası var, Halk Bankası Genel Mümdür Yardımcısı orada tutuklu. Şimdi rehin alma politikası ile sorun çözülmeye çalışılıyor. Erdoğan o kadar habersiz ki, önemini o kadar az kavramış ki, emin olun okuduğum zaman kulaklarıma inanamadım. Vize krizi dolayısıyla şöyle diyor; 'Karar üzüntü verici. Büyükelçinin kararı üzüntücü verici.' Bir büyükelçi böyle bir karar alabilir mi? Alınan bir karar var ve çok ağır üzüntü verici ve topu sadece büyükelçinin omuzlarına yıkıyorsunuz. Başka bir şey yok. Erdoğan Amerika'ya gittiği zaman havuz medyasında bayram havası vardı, manşetlerde "Hiç olmadığı kadar yakınız" cümleleri vardı.
'CEZALANDIRILAN 80 MİLYON'
Amerika'nın yaptığı uygulama yanlıştır, asla doğru değildir, asla desteklemiyoruz. Binlerce öğrenci gidecek Amerika'ya. Bütün bunların tamamı kesiliyor. Cezalandırılan hükümet değil, 80 milyon oluyor.
'ADAMIN BURNUNU BÖYLE SÜRTERLER'
Astana'dan sonra Esed, oldu tekrar Esad. Rusya ve İran kimden yana tavır almıştı? Esad. Şimdi Türkiye kimden yana tavır alıyor? Esad'dan yana. Bu nasıl oldu da 180 derece döndü. Adamın burnunu böyle sürterler. İdlib'e gidilecek. İdlib'de kim var? "Rusya İdlib'in dışında, Türkiye içinde güvenliği koruyacak" diyor. Cehennemde biz olacağız. Kime karşı güvenliği sağlayacağız. Heyet Tahrir el Şam'la çatışacağız. Çekirdeğini El Nusra oluşturuyor. El Nusra'yı Erdoğan terör örgütü olarak görüyor mu? Hayır görmüyor.