Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Yalçın Karatepe, RS FM'de Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programına konuk olarak vergi artışlarını, vergi politikalarını ve 'İtibardan tasarruf olmaz' açıklamasını değerlendirdi.
'BU KADAR AÇIĞI GEREKTİREN BİR DURUM YOK'
Geçen yıl ile bu yıl arasındaki bütçe açığı farkına değinen Karatepe, "Bu kadar finansmana gerek duyulacak harcamalar neden yapılıyor? 2016 ile 2017'yi karşılaştırdığımızda, iki yıl arasındaki bütçe açığı farkı neden bu kadar fazla? Ekonomik olarak, bu kadar bütçe açığı gerektiren bir durum yok aslında" dedi.
2017 yılındaki bütçe açığı rakamlarının yüksek olmasında, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi referandumunun olduğuna vurgu yapan Karatepe, "İçinde bulunduğumuz sene bir referandum vardı. Referandumun kesinleşmesinin ardından, 'evet' oyunun çıkması ile hükümet inanılmaz derecede para harcamaya başladı. Siyasi sonuçları etkilemek için yapılan kamu harcamalarının arttırılmasının, bütçe açığında önemli bir rolü olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
'FATURASI VATANDAŞA ÇIKACAK'
Kamuya kaynak yaratmak için yapılan düzenlemelere de değinen Prof. Karatepe, şunları söyledi:
"İster borçlanın, ister vergi arttırın; faturası vatandaşa çıkacak. Benim önerim, faturasının vatandaşa çıkarmayacağınız bir kamu maliyesi politikası uygulanması.
Türkiye'deki vergi politikasını ve kimin ne kadar vergi ödediğini hiç konuşmuyoruz. Sayıştay denetim raporlarının TBMM'ye gelmemesiyle de, bir kamusal denetime tabii tutmuyoruz. Oysa demokrasilerde en önemli kanun bütçe kanunudur. 70'li yıllarda bütçesi reddedilen hükümetler istifa ederdi. Bu siyasi ahlakla ilgili bir şeydir. Süleyman Demirel istifa etmiştir 70'li yıllarda."
Hükümetin açıkladığı ve geri adım atmak zorunda kaldığı vergi artışı oranlarından çok memnun olduğunu da söyleyen Karatepe, memnuniyet duymasının gerekçesini ise şöyle açıkladı:
"MTV'nin arttırılmasına yönelik girişimden çok memnunum. Çünkü bu sayede insanlar vergileri konuşmaya başladılar. Geçen temmuz ayında ise kamu çalışanlarının maaş artışı için yüzde 3+3 gibi bir rakamla 'deve pazarlığı' yapılmıştı."
'AMERİKA'NIN İTİBARINI DÜŞÜNÜN'
Karatepe, "İtibardan tasarruf olmaz" açıklamasını eleştirirken, şu ifadeleri kullandı:
"Devletin itibarının tanımlanması da, çok yanlış biçimde yapılıyor. İtibar tanımı, dün Saray'dan yapılan açıklamayla tipik bir 'Ortadoğu mantığıyla' yapılmıştır. Beyaz Saray'ın büyüklüğüyle bizdeki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın büyüklüğünü karşılaştırabilir misiniz? Amerika'nın itibarını bir düşünün, 'Bu kadar küçük bir başkanlık konutu olan bir ülkenin itibarı ne olabilir?' şeklinde bir açıklama duydunuz mu?"