Uzmanlar, Türkiye Uzay Ajansı’nın kurulmasını “geç kalınmış ancak yerinde bir adım” olarak nitelendirirken Türkiye’nin bu alanda Rusya’nın deneyiminden faydalanabileceğine dikkat çekiliyor.
Başbakan Yıldırım, geçtiğimiz yıl Şubat ayında TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda kabul edilen Türkiye Uzay Ajansı kurulmasına ilişkin yasa tasarısının bu yasama yılı içinde görüşülerek yasalaşacağını açıkladı. Türkiye’de uzun süredir gündemde olan ancak hayata geçmeyen uzay ajansının kurulması durumunda uzay ve havacılık teknolojileri alanında faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlar tek elden koordine edilecek. Tasarıya göre kurum ve kuruluşlar, gerçek ve tüzel kişiler, uzay ve havacılık araçları ve sistemleri geliştirebilecek, kurabilecek, uzaya yönelik faaliyetlerde bulunabilecek.
'GEÇ KALINMIŞ AMA OLUMLU BİR ADIM'
'YURT DIŞINDA BU ALANDA ÇALIŞAN TÜRK BİLİM İNSANLARINI GETİRMEK ÖNEMLİ'
Yurt dışında uzay alanında çalışan çok sayıda Türk bilim insanının bulunduğunu vurgulayan Derman, “Bu uzmanları aslında toparlayıp Türkiye’de bir organizasyon içinde çalışmalarını sağlayabilirsek bunlar mümkün olur. Ama mevcut bürokrasi buna izin vermiyor. Örneğin vereceğiniz maaş, Başbakanlık Müsteşarı’nın maaşından fazla olamıyor. Biz oradaki uzmanları Türkiye’ye toplamak istesek bu tür aksilikler çıkabilir. Ama bu konuda uzmanlaşmış Türkleri bir araya getirmek önemlidir. Türk Uzay Ajansı içinde bu konuda en iyi olanları başa getirip bir yönetim kadrosu geliştirilebilirse çok iyi olur. Fakat Türkiye’de bunun yapılacağına inancım pek yok şu anda. Bu konuda çalışan Türkleri toparlayıp ‘bunlar zaten bu işi biliyor, bunlarla daha hızlı adım atarız’ diyecek gücümüz var mı yok mu onu bilemiyorum” dedi.
Uzay çalışmalarında ilerleme kaydetmek için zamana ihtiyaç olduğunu vurgulayan Derman, “Önemli olan yasayı çıkartıp bu adımı atmaktır ama bu işin kazanımı olması için 15-20 yıl geçmesi gerekir. Ama uzmanlaşmış kişileri toparlayabilirsek bu işler daha hızlı ilerler. Fakat sadece bir profesörü onun başına atamakla bu iş çözülmez. Bu işten anlayan, bu işte deneyimi olan, yurt dışında, NASA’da, ESA’da uzun süredir çalışan, roket yapımında deneyimleri olan uzmanlarımız var. Önemli olan onları toparlayabilmektir bana göre. Bu yapılabilirse çok iyi olur. Fakat baştan başlayalım denirse o da ayrı bir yöntem, inşallah becerilir” diye konuştu.
'İLK ADIMLARI BU ALANDA GELİŞMİŞ BİR ÜLKEYLE ATMAKTA BÜYÜK YARAR VAR'
'DÜNYADA İLERİ GELEN BİR ÜLKE OLMAK İSTİYORSANIZ UZAYDA SÖZ SAHİBİ OLMANIZ GEREKİYOR'
Sputnik’e konuşan İTÜ Uzay Mühendisliği bölüm başkanı Prof. Dr. Alim Rüstem Aslan da uzay ajansı kurulmasının geç kalınmış bir adım olduğu görüşünü paylaşıyor. “Çok daha önceden bu ajansın hayata geçmesi ve çalışmaların bu kurum tarafından koordine edilmesi gerekiyordu. Ama çeşitli nedenlerle hayata geçemedi, bir an önce hayata geçmesinde fayda var” diyen Aslan, şöyle konuştu:
“Dünyada ileri gelen bir ülke olmak istiyorsanız uzayda söz sahibi olmanız gerekiyor. Uzay teknolojisini üretiyor, ihraç ediyor olmanız gerekiyor. Bugün neredeyse bütün haberleşme uzay üzerinden gerçekleşiyor. Onun dışında ülkenin güvenliğini sürekli uzaydan sağlayabiliyorsunuz, en ekonomik yolu bu. Dolayısıyla bunun günlük hayata yansıması da doğrudan oluyor. Bunları uygun bir şekilde sağlayamıyorsanız bu konuda da yurt dışına bağımlı hale geliyorsunuz. Hatta yurt dışına bağımlı olmanızın ötesinde bazı durumlarda parasını verseniz de alamıyorsunuz. Dolayısıyla böyle bir uzay ajansının kurulması önemli. Tüm bunları dikkate aldığımızda ülkenin gelişmesi üzerinde çok büyük etkisi olacaktır diye düşünüyorum.”
'UZAY AJANSI, YURT DIŞINDAKİ BİLİM İNSANLARINI ÇEKEBİLİR'
Aslan, bu alanda çalışma yürüten yurt dışındaki Türk bilim insanlarının ajansa önemli katkılarda bulunabileceğine işaret ederek “Bir ara 6-7 yıl önce yurt dışından dönüşler hızlanmıştı. İnsanlar geri dönüp Türkiye’de çalışmaya başlıyor, hatta yabancılar Türkiye’de iş arıyordu. Fakat şu an durum öyle değil, şu an geri gelenler de geri dönmeye başladı. Dolayısıyla bunu tekrar eski haline çevirmek için bu kurumun büyük faydası olacağını düşünüyorum. Yapacağı projelerle, vereceği işlerle insanların katkısını tekrar çekebilir. Ama tabii ülkenin uluslararası görünümü önemli. Çok boyutlu bir konu, basit bir konu değil. Ama biz kendi içimizde güçlü olduğumuz sürece, bir şeyler ürettiğimiz sürece her şeyin daha pozitif olacağını düşünüyorum” diye konuştu.
'ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ OLMADAN UZAY TEKNOLOJİSİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK MÜMKÜN DEĞİL'
'TÜRKİYE HALİHAZIRDA RUSYA İLE İŞBİRLİĞİ İÇİNDE UZAY ARAŞTIRMALARINA KATILIYOR'
Rusya Bilimler Akademisi’nin Uzay Araştırmaları Enstitüsü’nden kıdemli uzman Natan Eysmont da Türkiye’nin Uzay Ajansı kurma kararını Sputnik’e değerlendirdi.
“Herkes bu kulübe, uzaya araç göndermeye, ölçüm yapmaya yeterli teknolojilere sahip olanların kulübüne üye olmayı, genel olarak ta bu alandaki ilerlemelere katkı sağlama imkânına sahip olmayı arzuluyor” diyen Eysmont, “Aslında en küçük ülke de bunu yapmak isterdi. Ancak Türkiye o kadar küçük bir ülke değil, aslında onlar uzay araştırmalarına katılıyor, bu arada bunu Rusya ile işbirliği halinde de yapıyor. Rusya’nın Türkiye topraklarında teleskobu var ve bu teleskopla başarılı bir şekilde çalışıyor. Ancak uzay aracını bir yerlere, herhangi bir gezegene ya da en azından dünya atmosferinin dışına göndermek bambaşka bir şey, bu bir ilerleme” diye konuştu.
'BU FAALİYETLERİN ULUSLARARASI OLMA ÖZELLİĞİ VAR'
'RUSYA DA MÜTEVAZI BİR İSTASYONLA BAŞLAMIŞTI'
Rusya Bilimler Akademisi’nin Uzay Araştırmaları Enstitüsü’nden Profesör Oleg Vaysberg de Sputnik’e yaptığı açıklamada “Prensip olarak yeterince gelişmiş olan her ülkenin uzay araştırmalarıyla ilgilenmesi neredeyse kaçınılmaz ve bu işletmenin değeri kademeli olarak azalıyor. Bu nedenle her şey, onun bu iş için hangi kaynaklara sahip olacağına bağlı. Türkiye’nin yeterince gelişmiş bir ülke olduğu denebilir, bu nedenle hangi sürelerde ve hangi ebatlarda bir istasyon yapmak istemesine bağlı olarak bu görev yıllar içinde çözülebilir. Biz de, bugünkülere kıyasla mütevazı bir istasyonla başlamıştık. Dolayısıyla bunu yapamayacaklarını söylemekten çekinirdim” dedi.
'TÜRKİYE, RUSYA’NIN DENEYİMİNDEN FAYDALANABİLİR'
Türkiye’nin uzay alanında Rusya’nın deneyiminden faydalanabileceğini ifade eden Vaysberg, “Türkiye ile ilişkilerde sorun vardı, şimdi ise Türkiye ile işbirliği yapıyoruz. Bu nedenle bizim deneyimimiz faydalı olabilir. Hatta bazı belli deneyimlerimiz Amerikalılar için de faydalı olmuştu ve şimdi de faydalı. Dolayısıyla ülkemiz bu konuda işbirliği yapabilir. Çinliler de Rusya’nın çözümlerini kopyalayarak başladıklarını söyleyebiliriz. Bu nedenle, eğer ülkede böyle bir karar alınacak olursa, yardım edebilirler ve bu deneyim faydalı olacaktır” diye konuştu.