Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kanaat önderleriyle buluşan Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
- İçinde bulunduğumuz kadim coğrafya gerçekten de sancılı, çalkantılı ve meşakkatli bir dönemden geçiyor. Kartların yeniden karıldığı, haritaların yeniden masaya konulduğu bir sürecin içindeyiz. Geçtiğimiz asırda olduğu gibi bu dönemin parolası da 'böl, parçala, yönet hatta yut.' Küresel sömürge odaklarının yıllardır elde ettikleri veya el attıkları her yerde başarıyla uyguladıkları bu taktik, bir kez daha bölgemizde tedavüle sokulmuştur.
'KANLI SENARYONUN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL TÜRKİYE'DİR'
Bölgemize yönelik bu kanlı senaryonun önündeki en büyük engel hiç şüphesiz Türkiye'dir. Bu oyunun başarılı olabilmesi ancak Türkiye'nin zayıflamasına, tökezlemesine ve düşmesine bağlıdır. Çünkü güçlü Türkiye, 'Bölgesel huzur ve istikrarın güvencesi' demektir. Dış politikada etkin Türkiye, 'Kurulan tezgahları, sahiplerinin başına geçiren ülke' demektir.
'KİM GELECEK, NASIL GİDECEKSİN?
- Referandum denilen olay bir sebeptir ama netice değildir. Netice bundan sonrasıdır. Burada iş bitmemiştir, sadece başlamıştır. Bir tarafında İran, kuzeyinde Türkiye, güneyinde Irak yönetimi, batısında Suriye. Ne yapacaksın, nereye gideceksin, nasıl çıkacaksın? Buyurun şimdi bütün hava sahaları da kapatılacak, uçuşlar zaten yasaklandı. Kim gelecek, nasıl gideceksin? Yakında sınırlar da kapatılacak. Nasıl girişini çıkışını yapacaksın?
'BİRİLERİ ÇOCUKLUK HAYALLERİNİ GERÇEKLEŞTİRECEK DİYE…'
- Birileri çocukluk düşlerini gerçekleştirecek diye tüm bölgemizin ve ülkemizin güvenliğinin tehlikeye atılmasına biz müsaade edemeyiz. '16 yaşında benim hayallerim vardı, işte şimdi o hayallerimi gerçekleştirdim, bundan sonrası beni çok da ilgilendirmiyor' havasına girmek kuru hayaldi.
'AMAÇ TÜRKİYE'Yİ KUŞATMAK'
Suriye'de ve Irak'ta oynanan bölme, parçalama, etnik ve mezhebi kışkırtma oyunlarının amacı, Türkiye'yi güneyden kuşatmaktır. Bu kuşatma faaliyeti sadece fiziki sınırlarımızdan ibaret de değildir. Burada ülkemizin içini de kapsayan büyük bir oyundan bahsediyorum. Allah'ın izni, milletimizin dirayetiyle, diğer saldırıları nasıl boşa çıkardıysak bu oyunu da bozacağız, hiç şüphem yok.
IKBY'ye karşı konulan tepkinin Kürtlerle, Kürtlükle ilgisi yoktur.
'SANA BU AKLI KİM VERİYOR?
- Sana bu aklı kim veriyor? Sadece arkanda İsrail var. Sağ tarafına Fransa'nın eski Dışışleri Bakanı'nı almışsın, sol tarafına da bir başka Yahudiyi almışsın ve onlarla beraber masa üstünde çalışma yapıyorsun. Onlar sana dost değil, dost değil. Onlar bugün senin yanında olur, yarın yok olurlar. Sen bize bakacaksın.
'TEPKİNİN NE KÜRTLERLE NE KÜRTLÜKLE İLGİSİ YOK'
Türkiye'nin Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin referandum kararına karşı koyduğu tepkinin ne Kürtlerle ne Kürtlükle bir ilgisi yoktur. Bizim tepkimiz, Irak'ın birliğe, beraberliğe ihtiyacı olduğu bir dönemde hiçbir gereği ve zorunluluğu yokken üstelik de ülkemize danışılmadan böyle bir teşebbüste bulunulmuş olmasıdır. Bu, Irak'ın toprak bütünlüğüne bir defa bir ihanettir.