Başaran'a göre, Şemhani'nin ‘IKBY için çetin bir durum ortaya çıkacağı' yönündeki ifadelerindeki haklılık payı büyük. İran ve Türkiye'nin bağımsızlığa karşı olduğunu hatırlatan Başaran şunları söyledi:
"Öncelikle Irak Anayasa Mahkemesi'nin bugün içerisinde referandumun durdurulmasına yönelik bir karar aldığını hatırlatmak gerekir. Bu nedenle şu aşamada referandumun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği bile muğlak. Bu muğlaklığa rağmen ''evet'' ile sonuçlanmasının dahi, sınırların belirlenmesi ve olası devletleşme sürecinin diğer aktörler tarafından tanınması aşamasında, Irak Kürtlerine devlet olmaya yetmeyeceği anlaşılıyor. Zira biliniyor ki, bu bölgede İran ve Türkiye'nin aynı anda reddettiği bir gelişmenin yaşanması çok mümkün değil."
Ankara ve Tahran'ın arasındaki yakınlaşmanın bölge dışı aktörlerin bölgeye müdahalesini engelleyeceğine işaret eden Başaran "Son dönemde gelişen Türkiye ve İran yakınlaşmasına tarihsel perspektifle bakarsak şunu görürüz: İki ülkenin arasının iyi olduğu dönemlerde, bölge dışı aktörlerin bölgeye yaptığı emperyalist müdahalelerde başarılı olma ihtimalleri çok düşüktür. Bölge dışı aktörlerin emperyalist müdahalelerinde istediklerini aldığı dönemler, genellikle Türkiye-İran ilişkilerinin de kötü olduğu dönemlerdir" dedi ve ekledi:
"Bu açıdan ABD'nin cesaretlendirdiği Barzani'nin liderliğindeki IKBY'nin; yani bu BOP Kürdistan'ı deneyiminin Barzani ekibi açısından başarısızlıkla neticeleneceği öngörülebilir. Üstelik Barzani yönetiminin yaratacağı 'başarısız devlet' deneyiminin, Türkiye ve İran Kürtlerinin ayrılıkçı taleplerini de minimalize edeceği düşünülebilir."
‘ABD DESTEĞİYLE GELEN BARZANİ KAZANIMLARINI KAYBEDECEK'
ABD'nin bile referandumun ertelenmesi yönünde talebi olduğunu hatırlatan Başaran "BOP'un mimarı olan ABD'nin referandumun ertelenmesine yönelik talebi değerlendirilebilir. Her ne kadar Barzani'nin ‘kurucu başkan' olma hırsıyla bu talebi göz ardı ettiği görülse de, şimdilik uluslararası konjonktür Türkiye ve İran'ın talepleriyle örtüşüyor" ifadelerini kullandı ve şöyle konuştu:
"Bir anlamda ABD'nin Irak'ı işgaliyle birlikte konjonktürel bir kazanım elde eden Barzani yönetimi, konjonktürün değişmesiyle birlikte kazanımlarını da kaybedecektir. Yani konjonktür ile gelen kazanımlar, konjonktür ile gidecektir."
‘TÜRKİYE SAKİN VE KARARLI, İRAN SERT TUTUM İÇİNDE'
Türkiye'nin hamle yapma konusunda İran'a kıyasla daha sakin ve sabırlı davrandığına değinen Başaran Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın MGK toplantısını 22 Eylül'e çektiklerini açıklaması, Barzani yönetimine bu hırslı tavrından dönmesi konusunda son ana kadar şans verileceğini; ancak Barzani'nin ısrarcı olması halinde Türkiye'nin de gerekli adımları atmakta tereddüt etmeyeceğini gösteriyor. İran'dan yapılan açıklamalara bakıldığındaysa, İran'ın yorumları net biçimde Türkiye'den daha sert biçimde gelmeye devam ediyor. Bunun en son somut göstergesi de Şemhani'nin yaptığı açıklamalar ki bu açıklamalar, IKBY'nin yalıtılmış bir bölgeye dönüşme ihtimalinin yanı sıra sürecin Kürtler açısından bir ‘'başarısız devlet' deneyimiyle sonuçlanacağına işaret etmektedir" dedi.