Erbil merkezli IKBY, Kürt birliklerinin ABD’nin desteğiyle Saddam Hüseyin’in askerlerini bozguna uğrattığı 1991’den bu yana bağımsız yönetimli bir bölge olarak varlığını sürdürüyor.
Reuters, konuyla ilgili değerlendirmesinde “Irak, Türkiye, Suriye ve İran’da yaşayan Kürtleri Arap düşmanlarına karşı tampon olarak değerlendiren İsrail, 1960’lı yılların Kürtleriyle örtülü bir şekilde ilişkiler kurdu” ifadelerini kullandı.
'İSRAİL HİÇBİR ZAMAN AZINLIKLARLA DOSTLUK KOZUNU GİZLEMEDİ'
Bölgedeki Kürtlerin diğer bir müttefiki olan ABD, İsrail’den farklı olarak daha temkinli davranıyor. Geçtiğimiz temmuz ayında referandumunu zamanlaması uygun olmadığını belirten ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, ABD’nin bölünmemiş, istikrarlı, demokratik ve federal bir Irak istediğini açıkladı.
Geçen ay ise Mesud Barzani’nin basın idaresi, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’un referandumu erteleme çağrısı yaptığını, fakat Barzani’nin bunu kabul etmediğini bildirdi.
'ERBİL ABD'YE BORÇLU OLDUĞU KADAR İSRAİL'E DE BORÇLU'
Sergey Balmasov, “Erbil en az ABD’ye borçlu olduğu kadar İsrail’e de borçlu. Bölgedeki ve genel olarak Kürtler için iki ülkeden hangisinin daha çok şey yaptığı, büyük bir soru işareti” diye konuştu.
Balsamov, “ABD imajını korumalı ve elinden gelen her şeyi yaptığını, ancak ‘zapt edilemeyen’, ‘boyun eğmez’ Kürtlerin böyle bir karar aldığını göstermeli” ifadelerini kullandı.
Çok sayıda Kürtlerin yaşadığı Ankara ve Tahran da referandumdan memnun değil. Türkiye için Kürt bölücülüğü ciddi bir iç sorunken, İran içinse bu konu sadece toprak bütünlüğü değil, bölgede etki anlamına da geliyor, zira Kürt bölgelerinin Irak ve Suriye’den ayrılmasıyla İran’a müttefik ülkeler zayıflamış, İran’ın bölgedeki başlıca karşıtı İsrail ise iyice güçlenmiş olacak.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, geçtiğimiz ağustostaki Bağdat ziyaretinde, “Erbil ile Bağdat arasındaki tüm sorunların Irak'ın sınır ve toprak bütünlüğü çerçevesinde çözülmesi gerektiğine inanıyoruz” diye konuşmuştu.
Suudi Arabistan, Irak’ta yapılması planlanan bağımsızlık referandumunu resmen desteklemedi, fakat Arap medyasında bu inisiyatif ile ilgili ılımlı mesajlar yayınlanıyor.
Haaretz gazetesi, Arapların Kürtleri cesaretlendirerek Suudi Arabistan’ın Katar ile ihtilafında Doha’yı destekleyen Türkiye’yi etkilemeye çalıştıklarını belirtiyor. Geçtiğimiz yıl İran’ın Suudileri IKBY’deki durumu germeye çalışmakla suçladığını da unutmayalım.
'AMAÇ KÜRTLERİN BAĞIMSIZLIĞI DEĞİL, İRAN VE İSRAİL ARASINDA SAVAŞ ÇIKARMAK'
Kürt siyaset uzmanı Sıddık Hasan Şükrü, İsrail ve Suudi Arabistan’ın IŞİD sorunu çözüldükten sonra Şiilerle Kürtler arasında çatışma istediklerini ileri sürdü. İran sınırına yakın ve İran’daki Kürt bölgelerindeki istikrarı bozabilecek böyle bir çatışmanın hem Tel Aviv, hem de Riyad’ın işine yarayacağını belirten Şükrü, sözlerine şöyle devam etti: “Kürdistan uluslararası bir çatışma arenasına dönüşecek, çünkü buradaki amaç Kürt bölgesinin bağımsızlığı değil, İran ve İsrail/Suudi Arabistan arasında bir savaş çıkarmak.”
Irak’taki referandum sonucunda bağımsızlık ilan etmeme ihtimali de olduğunu belirten Sergey Balsamov, bu durumda Erbil’in sadece Bağdat ile değil daha önce Barzani’yi destekleyen Ankara ile de ilişkilerin söz konusu olduğunu belirterek, “Referandumun kendisi, çok ciddi bir siyasi etki aracı olarak kullanılabilir, pazarlık konusu yapılabilir” diye konuştu.