Konuyu Sputnik'e değerlendiren Enerji Piyasaları ve Politikaları Enstitüsü (EPPEN) Başkanı Dr. Volkan Özdemir'e göre de anlaşmanın Türkiye'nin stratejik yönelimlerine etkisi itibarıyla önemi büyük. Türkiye'nin on yıldır hava savunma sistemi alımına ilişkin görüşmeler yürüttüğüne işaret eden Özdemir "Türkiye, bir yandan S-300, Çin füzeleri ve patriot alımına ilişkin görüşmeler yürüttü. Son bir yıldır S-400 alım süreci gündeme geldi. Hem Türkiye hem Rusya tarafından gelen açıklamalara göre imzalar atıldı ve tedarik süreci gündeme geldi. Bu çok ciddi bir mesele. S-400 gibi hava savunma sistemleri, dünyada dört ülke, ABD, Rusya, Çin ve İsrail tarafından yapılabilen komplike sistemler" dedi.
S-400 hava savunma sisteminin ülkelerin stratejik tercihlerinin ürünü olduğunu dile getiren Özdemir "Sanırım Türkiye artık güvenliğine yönelik Doğu'dan bir tehdit gelmesinden ziyade Batı'dan gelecek olası bir hava taarruzuna odaklanmış durumda. 15 Temmuz'dan (darbe girişimi) sonrasında hava kuvvetlerindeki oluşan pilot açığı. Yunanistan'la Ege adaları üzerindeki gerginlik tekrar baş gösterdi. Yunanistan'ın arkasındaysa Almanya ve ABD'nin olduğu söyleniyor. Bu tehdit algılamasına karşı, Türkiye de S-400'lerle tedbir almayı tercih ediyor" diye konuştu.
Türkiye'nin S-400'lere ‘acil ihtiyaç duyması' sebebiyle hızlı bir tedarik sürecine girilme ihtimaline değinen Özdemir "S-400'ler konusunda Rusya'nın tedarike başladığı tek ülke Çin. Ondan sonra sırada Hindistan var. Son bir kaç yıldır Hintliler, Batılı savunma sistemlerine yöneldiğinden alım yapacağı muallak. Ancak Türkiye'nin bu sistemlere acil ihtiyacı var. Öyle olunca, Rusya'dan tedarik Hindistan'a yönelik tedarikten önce gerçekleşecek gibi görünüyor. Açıklamalar, sürecin böyle şekillendiğine işaret ediyor. Bu sistemleri üreten Rus Almaz firmasının ikinci bir fabrika kurması da gündemde. Bu da Türkiye'ye erken tedarik için umut verici. Ayrıca Rusya'nın S-500'ü deneme aşamasına geçtiler. Bu da süreci hızlandıracaktır. Herhangi bir aksilik olmazsa bir kaç yıla bu savunma sisteminin Türkiye'ye geleceğine işaret ediyor " ifadelerini kullandı.
‘S-400 ALIM SÜRECİ MANİPÜLASYON GİRİŞİMLERİNİN HEDEFİ OLDU'
Rusya ve Türkiye'nin anlaşmayı imzalamasının ve olabildiğince erken tedariki hedeflemelerinin ‘Türkiye'nin S-400'leri Batı'ya tehdit olarak yalnızca gündemde tuttuğu' yönündeki görüşleri çürüttüğüne değinen Özdemir "Önceki yıllarda S-400'ün iki ülkenin Batı'ya karşı koz olarak kullandığı yönünde eleştiriler mevcuttu. Ancak son dönemde, anlaşma bir koz olmanın ötesine geçti. Bu eleştiriler artık geçerli değil. Çok fazla manipülasyon var. İlk manipülasyon bu savunma sisteminin ‘faydasız' olduğu, ikincisi ‘bu sistemlerin alınamayacağı' şeklinde bir söylem vardı. Son olarak S-400'lerin 2023'ten önce Türkiye'ye gelmeyeceği yönünde açıklamalar var. Ama ben bütün bu iddialara temkinli yaklaşmakta fayda olduğunu düşünüyorum" dedi ve ekledi:
"Batılı ülkelerin böyle bir iş birliğine tepkisi sert olacaktır. Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Türkiye'ye yönelik silah ihracatının durdurulduğunu açıkladı. Amerikan Kongresi'nde de Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi satın almasının Rusya'ya yaptırımların ihlalini de oluşturabileceği yönünde kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyor. "
Suriye meselesinde önemli ortak adımlar atan Türkiye ve Rusya'nın arasında böyle bir alımın gerçekleşmesinin son derece gerekli ve yerinde olduğunu söyleyen Özdemir "Astana süreciyle ilgili çok kritik bir toplantı yapılacak. Türkiye ve Rusya arasındaki mutabakat Türkiye açısından istediği noktaya gelmedi. Bu noktada "S-400'lerin alımı Türkiye'nin Afrin'e yönelik operasyonuna yeşil ışık yakar mı?" sorusu sorulmalı" dedi ve ekledi:
"Rusya, Palmira ve Deyr ez-Zor operasyonlarıyla esad ilerleme katetti. Bu bölgeler önemli. Palmira, Orta Suriye'nin enerji, gaz ve petrol boru hatlarının kesiştiği yerde; diğeri de petrol yataklarının bulunduğu bölge. Ne zaman Suriye, Deyr ez-Zor'u düşürme noktasına geldi, ABD destekli YPG o zaman bu bölgeye yöneldi. Bu taraflar arasında anlaşma yoksa gerginlik kaçınılmaz. Buradaki olası gerginlik Rusya'nın PYD ile ilişkilerini gözden geçirip, Türkiye'nin Afrin operasyonuna yeşil ışık yakabilir. Ancak Rusya'nın önceliği İdlib'teki dinci örgütlerin temizlenmesi. Türkiye'nin önceliği ise Afrin. O yüzden bu sorunun cevabını önümüzdeki aylarda alacağız."