Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY) 25 Eylül'de düzenlenecek bağımsızlık referandumu için kampanya dönemi başladı. IKBY Başkanı Mesut Barzani'nin, görev süresinin dolmuş olması ve parlamentonun işlevsiz kaldığı bir ortamda aldığı karar hem bölgede hem de dünyada derin tartışmalar yaratıyor. En başta da referanduma IŞİD işgali yaşamış Kerkük, Ninova, Şengal gibi tartışmalı bölgelerin de dahil edilmesi Bağdat'la ipleri gererken, Araplar kaygılı, Iraklı Türkmenlerin azımsanmayacak bir kesimi de boykot kararı almış görünüyor. Türkiye ve İran'dan itirazlar eşliğinde IKBY içinde de ekonomik olarak bağımsız devletin yaşayıp yaşamamayacağı tartışmaları eksik değil.
‘SAVAŞLA YORULMUŞ COĞRAFYADA İSTİKRAR ARANIYOR'
Bağımsızlık referandumuna henüz vakit varken, IKBY'de fiili olarak bir devlet yapısının söz konusu olduğunu belirten Hediye Levent, referandum kararına Türkiye'nin beklenildiği gibi ekonomik bir yaptırımla karşılık vermediğini ve referandum kararının tedirginlik yaratsa bile desteklendiği görüşünde:
"Türkiye IKBY ile doğrudan ticari ilişkiler yürütüyor. Orada Türkiye'nin Başkonsolosluğu var ve ekonomik krize kadar Türk şirketleri çok yoğundu her ne kadar şu dönemde sayıları azalmış olsa da. İran yine IKBY ile doğruda ticari ilişkiler içerisinde. Aynı zamanda Türkiye ile Erbil arasında, Bağdat ile Ankara arasında ciddi kriz yaratan bir anlaşma da imzalanmıştı ve doğrudan Kürdistan Bölgesi'ndeki petrolün, Ankara üzerinden satışına dair bir anlaşmaydı bu. Dolayısıyla Türkiye de doğrudan orayla bir ticari yürütüyor. Aynı zamanda sadece ticari açıdan değil, son dönemde IŞİD ile mücadele konusunda Peşmerge güçleri ile ABD ve koalisyon güçleri arasında birtakım ilişkiler söz konusu. IŞİD ile mücadele döneminde de, hem o bölgedeki IKBY'i hem de permergeye bakış açısı da uluslar arası açıdan değişmiş durumda. Irak çok fazla savaş yaşamış bir coğrafya. Sadece ABD'nin Irak'ı işgali değil, önceki on yıllık bir dönem dâhilinde de kesintisiz huzur bulabilmiş bir coğrafya değil Irak ve bu durum insanların bakış açılarını da değiştiriyor. Son dönemde arkasında milyonlarca insani göçmen durumuna düşüren, şehirleri yakıp yıkan bir IŞİD dalgası söz konusuydu. Bu dönemde de, Irak Kürdistan bölgesi Irak'ın geri kalanı ve komşusu Suriye'nin önemli bir kısmından çok daha güvenli olarak kaldı. Hatta Erbil, Süleymaniye ya da Duhok merkezlerine giderseniz eğer, savaşı çağrıştıran herhangi bir izle karşılaşmazsınız. Bu durumlar da insanların istikrar, güvenlik ve günlük hayatın, ticari hayatın devamı gibi taleplerini baskın çıkardığı zaman, bakış açılarını da değiştiriyor nihayetinde ama bu durum referandum süreciyle eleştiri ya da tedirginliklerin olmadığı anlamına gelmiyor."
‘IKBY ULUSLAR ARASI DESTEĞİ DEĞERLENDİRMEK İSTİYOR'
"‘Bağımsızlık ilanına hazırlanıyoruz ancak demokratikleşme konusunda hangi aşamadayız? Parlamento hala kapalı ve hala bu soru çözemedik' soruları hem Erbil'de KDP çevresinde, hem de Süleymaniye'de Goran ve KYB çevresinde tartışılıyor. Diğer taraftan hala ekonomik sıkıntılar var. Devletleşme yolunda ciddi bir adım var ancak o bölgede en önemli sıkıntılardan biri bürokrat sınıfının olmamasıdır çünkü devlet işleyişinin esaslarından birisidir bürokratlar. Buna benzer çokça sorun var ancak iki taraf açısından da referandum yapılmamasına ve Bağdat'a bağlı kalınmasına dair kesinlikle bir yaklaşım yok. Sadece KDP çevresi ya da KYB'in bir kısmı referandum için zamanlamanın doğru olmadığını, şartların oluşturulması gerektiğini, Bağdat'la görüşmelerin rayına oturtulması gerektiğini, Bağdat referandumu tanımazsa bunun büyük bir sıkıntı haline geleceğini hatta bir savaşın eşiğine gelinebileceği söylüyor. Diğer taraftan KDP çevresi ve aynı zamanda referandumun yapılmasını söyleyen kesim ise, IŞİD ile mücadele döneminde birtakım artılar kazandıkları, uluslararası toplum nezdinde daha farklı bir bakış açısı edindiklerini, bitmeye başlayan IŞİD ile mücadele dönemi sonrası statüsü tartışmalı bölgelerle alakalı bayrak yarışının başlayacağını söylüyorlar. Barzani de bir açıklamasında, ‘Şu anda elimizdeki altın bir fırsat ve eğer bu dönemde bu atılımı yaparsak, başarabiliriz. Bundan sonra böyle bir fırsat yakalayamayabiliriz' dedi. Özetlenecek olursak; normalde ideal olan demokratik, kurumsal aynı zamanda toplumsal açıdan uygun zemini sağlayıp, daha sonra sürecin adının konmasıdır. Ancak o bölgede birtakım olağanüstü şartlar olduğu için ve ne yazık ki bu coğrafyada demokrasinin ideal ölçülerde yerleşmemiş olmasından kaynaklı, şu andaki durumun siyasi bir fırsat olduğu, şartların Irak içinde ve bölgede müsait olduğu gibi bir bakış açısı var. İyi kötü kurdukları devlet sisteminin bir an önce adını koymak istiyorlar ve diğer kurumları ihtiyaç çerçevesinde zaman içerisinde oluşturmak istiyorlar."
‘YENİ KURULACAK DEVLETTE KÜRT İSMİ ÖNE ÇIKMAYABİLİR'
Barzani'nin bir daha başkanlığa aday olmayacağı açıklamasıyla birlikte, yeni kurulacak devletin etnik veya dini temellere dayanmayacağını açıklamasına değinen Levent, bağımsızlık referandumunun yapılacağının açıklamasından sonra halkın Türkiye'nin sınırı kapatacağını düşündüğünü ve gıda malzemeleri stokladığını belirtti:
‘TÜRKİYE YAPTIRIM KARTINI DA KULLANMIYOR'
Diğer yandan, referandum konusunda Türkiye'nin tepkisine bakılırsa, Türkiye'den referandumun ertelenmesine sebep olacak ya da orada bir tedirginlik yaratacak herhangi bir açıklama yapılmadığına da dikkat çeken Levent, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Hatta ilk referandumun yapılacağına daire kesin açıklamalar yapıldığı zaman, ilk günlerde IKBY'de ve Erbil'de Türkiye'nin sınırı kapatabileceği yönünde söylentiler yayıldı ve Erbil'de stok başladı. İnsanlar un, buğday ve tüketim maddelerini stoklamaya başladılar. Keza Süleymaniye'de de benzer bir durum söz konusuydu ancak daha sonra Türkiye'nin sınırı kapatmaya yönelik herhangi bir adım atmayacağı, resmi açıklamalarla belirtildi. Aynı şekilde, o bölgeye yaptırım olarak Türkiye'nin kullanabileceği en önemli olan petrol anlaşması var ve bu konuyla alakalı olarak da Türkiye herhangi bir ifade kullanmadı ve askeri olarak da bir açıklama gelmedi. Türkiye bu referandumdan, gidişattan ciddi olarak rahatsız ama şu ana kadar yapılan açıklamalara göre bunu durdurmak için ciddi anlamda herhangi bir yaptırım uygulamayacağı söylenebilir."
‘STATÜSÜ TARTIŞMALI BÖLGELERDE BAYRAK YARIŞI VAR'
İran'ın da bağımsızlık referandumuna karşı çıktığını belirten Levent, yine de Türkiye gibi İran'ın da yaptırım boyutunda tepki vermediğini ve statüsü tartışmalı bölgelerle alakalı bir bayrak yarışı olduğunu ifade etti:
"İran'da da benzer bir tavır söz konusu. Hatta referandum meselesi sebebiyle İran Genelkurmay Başkanı ortak bir mutabakata varmak için Türkiye'ye gelmişti. İran'dan ton olarak oldukça sert açıklamalar var ancak, açıklamalar içerisinde yaptırıma dair herhangi bir şey yok. Bu referandum kararı Bağdat için oldukça önemli, çünkü referandum sonucunu Bağdat'ın tanıyıp, tanımayacağı çok önemli. Referandum sürecine paralel ve aslında referandumun da bu kadar hızlı yapılmasını etkileyen faktörlerden biri, o bölgede bir bayrak yarışının yani toprak yarışının olmasıdır. Özellikle statüsü tartışmalı bölgelere bakacak olursak Kerkük zaten petrol zengini, Musul keza öyle. Diğer taraftan Şengal Irak ve Suriye ortasında, stratejik bir noktada bulunuyor ve muhtemelen önümüzdeki aylarda Şengal daha fazla konuşulacak çünkü o bölgede PKK de var ve o bölgede daha farklı süreçler meydana gelebilir. Dolayısıyla, statüsü tartışmalı bölgelerle alakalı bir bayrak yarışı söz konusu. Normalde IKBY'dekiler bu bölgelerdeki insanlara birer referandum daha yapma fikrindeler. Kerkük valisi ile yaptığım röportajda, ‘Buradaki insanlar referanduma giderler, referandumdan sonraki süreçte Kürdistan Devleti'ne mi yoksa Bağdat'a mı bağlı kalmak isteyeceklerine kendileri karar verir' diyor. Aynı zamanda o bölgedeki üst düzey isimlerden biri de ‘Peşmergenin girdiği bölgelerde çıkması söz konusu değil' açıklaması yaptı. Biliyoruz ki siyasi süreç, demografik yapı vs falan değil, sahadaki güç masadaki yerinizi güçlendirir ve ona paralel olarak masada yer edinirsiniz. Dolayısıyla bu konular biraz tedirginlik verici ve ‘Referandum yaptığınız için sizinle savaşabiliriz' şeklinde Bağdat'ta bir açıklama gelmedi. Çok rahatsızlar ancak müzakereler hala devam ediyor ama Kerkük ve Havice Bölgesi için Bağdat'tan Haşdi Şabi'den ve çeşitli çevrelerden açıklamalar var. Havice IŞİD'den kurtarılabilecek tek nokta olarak kaldı. Dolayısıyla, referandum yapıldığı için değil, referandumdan sonraki süreçte toprak savaşı çatışmalara sebep olabilir."
‘REFERANDUM SONRASI ENDİŞESİ YAŞAYAN KÜRT SAYISI FAZLA'
IKBY topraklarında yaşayan azınlıkların durumuna dikkat çeken Levent, referanduma şiddetle karşı çıkanlar olduğu gibi referandum sonrası ne olacağına dair endişeleri olanların da bir hayli fazla Kürt olduğunu belirterek şu izlenimlerini aktardı:
‘BAĞIMSIZLIK İLANI EN FAZLA BEŞ YILA YAYILACAK'
Referandum sonrası büyük oranda ‘evet' çıkacağını gözlemlediğini aktaran Levent, referandumdan hemen sonra bağımsızlık ilan edilmeyeceğini, kurumsallaşma çalışmalarıyla birlikte beş ya da iki yıllık sürece yayılacağını belirtti:
"Bağdat, Kerkük ve Erbil'de kaldığım süre boyunca, referandumdan sonra ne olacağına dair soruları görüştüğüm herkese sordum ve hemen hemen hepsinin cevabı şöyle oldu; büyük oranda ‘evet' sonucunun çıkacağını öngörüyorlar ve referandumun ertesi günü bu kararla birlikte ertesi günü bağımsız bir devlet ila etmeyeceklerini söylüyorlar. İki ya da beş yıla yayılan bir süreç başlayacak ve kurumsallaşma, altyapı konularında hazırlıklar yapılacak, yeni bir anayasa yapılacak, azınlık olan diğer gruplar kendileriyle ilgili maddeleri kendileri hazırlayacak, sürece yayılarak, uygun bir zamanda bu referandumun sonuçları ve bağımsızlık ilan edileceğini söylüyorlar. Referandumun hemen ertesi günü çok fazla hedef olup tepki çekmemek için ve altyapı olarak bağımsızlığa hazır olmadıkları için bağımsızlık ilan etmeyecek, daha adım adım gidecekler gibi gözüküyor."
‘BARZANİ KDP BAŞKANI OLARAK DEVAM EDEBİLİR'
Barzani'nin kendisi ya da ailesinden herhangi birinin başkanlık seçiminde aday olmayacağını açıklamasının ardından aday olursa, bunun büyük bir prestij kaybına yol açacağını ifade eden Levent, adaylar arasında Kerkük valisinin öne çıktığını ve barzani'nin KDP başkanı olarak devam edebileceği görüşünü dile getirdi:
"Barzani bir daha başkan olmayacağını söylüyor zaten 2015 yılında Başkanlık Rejimi mi, Parlamenter Rejim mi diye bir kavga çıktı orada. Goran Hareketi ve referandumun ertelenmesi gerektiğini söyleyen kesimin en önemli gerekçelerinden biri de, Başkanlık rejimi değil parlamenter rejime geçilip, bunu parlamentoda oylayıp bağımsızlık kararı almaları haline itiraz etmeyecekleri yönünde. Öte yandan Barzani'nin görev süresinin uzatılmasını yasadışı buluyorlar ve de bu sistemin bir aile saltanatına dönüştüğüne dair hem içeride hem dışarıda ciddi eleştiriler var dolayısıyla kuracaklarını söyledikleri demokratik yapıya ilişkin ciddi eleştiriler vardı ve hala da devam ediyor. Barzani'nin Erbil ve Süleymaniye'de şaşkınlık yaratan arka arkaya yaptığı açıklamaları var. Normalde Barzani'nin kendisi olmasa bile oğlu ya da yeğeninin aday olması bekleniyordu. Barzani şimdi böyle bağlayıcı bir açıklama yaptı, dolayısıyla seçimlerde Barzani bu sözün üzerine aday olursa, prestij ya da içerideki siyasi çevreler açısından ciddi bir dalgalanma yaratır. Barzani siyasetten çekilmiyor sadece Başkanlık seçimlerinde aday olmayacak. Başkanlığı hata olarak görüyor ve muhtemelen KDP'nin Genel Başkanı olarak ve oradaki sembol isimlerden biri olarak siyasi hayatına devam edecek. Bununla ilgili nasıl bir siyasi profil çizeceğine dair birtakım spekülasyonlar var çünkü o bile net değil çünkü açıklamalar kendisi tarafından yapılmadı. ‘Bağımsızlık o bölgede kazanıldıktan sonra İran, Suriye ve Türkiye Kürtleri ile ilgili daha farklı bir politik çerçeve oluşturup, o çizgide ilerleyebilir' şeklinde birtakım yorumlar da yapılıyor ancak Barzani'nin kendisi herhangi bir açıklama yapmadı, dolayısıyla yapılan yorumların hepsinin spekülasyon olduğu söylenebilir. Diğer taraftan şimdilik öne çıkacak olan birkaç isim var ama hala spekülatif isimler bunlar. Şu anda Kerkük Valisi Necmeddin Kerim öne çıkan isimlerden birisi ve bunun gibi birkaç isim daha var ama Barzani ailesinden herhangi birisinin aday olmayacağına dair Barzani'nin bağlayıcı bir açıklaması söz konusu. Elde somut veri olmadığı için ve Barzani'nin kendisi herhangi bir açıklama yapmadığı için, var olan havayı aktarıyoruz ama ilerideki günlerde yeniden aday olduğunu da açılayabilir."
‘OLASI BİR MEZHEP SAVAŞINDAN ÇEKİNEN KESİM FAZLA'
Diğer yandan tartışmalı bölgeler ve yapılacak referandum yüzünden savaş ihtimalinin de ciddi bir kesimi endişelendirdiğini aktaran Levent, sahada tarafların karşı karşıya gelmemek için Havice operasyonunu ötelediğini belirtti:
"Kaygılanan kesimler içerisinde referandumun kesinlikle yapılmasını savunan, KDP'ye çok yakın ya da KDP içinden isimler de var. IKBY'deki peşmerge güçleri ordulaşma yolunda. ABD ve çeşitli ülkelerden sürekli eğitim alıyorlar, aynı zamanda kapasitelerini arttırılması yönünde birtakım çabalar var. IŞİD ile mücadele sürecinde ABD ve diğer ülkelerle müttefiklik ya da ortaklık durumları yaşandı ve IŞİD ile mücadele Peşmerge'nin savaş kapasitesini de arttırdı. Dolayısıyla, bundan sonraki süreçte özellikle Havice bölgesinde, kuzeyinde Peşmerge var, bir hat olarak IŞİD var ve IŞİD'in diğer tarafında ise Haşdi Şabi ve Irak ordusu var. IŞİD burada arada çekildiği zaman, Haşdi şabi ve Peşmerge karşı karşıya kalacaklar. Havice bölgesindeki operasyonların Peşmerge Komutan ile görüştüğümde, buraya operasyonun ırak ordusu ile koordine yapılması gerektiğini dile getirdi. Burada bir temkinlilik ifadesi var. Normalde Peşmerge'nin kapasitesi konusunda herhangi bir şüpheleri söz konusu değil zaten Musul dâhil birçok operasyona Peşmerge katıldı ama Havice ile ilgili eğer böyle bir ifade kullanılıyorsa, bu birçok çevrenin karşılıklı yüz yüze gelmemek için temkinli hareket ettiğini gösterir. Dolayısıyla Havice operasyonu aslında kısa sürede bitirilecekken, bu tarz risklerin ortaya çıkmaması için, siyasi açıdan tansiyonun yükselmemesi için süreç biraz daha ağırdan alınabilir."
‘REFERANDUMUN ERTELENMESİ SÖZ KONUSU DEĞİL'
İsrail'in son dönemlerde Bağımsız Kürdistan projesine verdiği desteğin çok dikkat çektiğine değinen Levent, IKBY'de İsrail'e yönelik olumsuz bir tutum olmadığını belirtti. Referandumun ertelenmesinin söz konusu olmadığının altını çizen Levent, şu değerlendirmelerde bulundu: