Durmuş, "Bütün bu yenilikleri ve daha fazlasını anlatmak dururken, bunlarla alakalı bize sorular gelmesini beklerken, 3-4 tane konuya indirgenmiş bir sığlık içinde müfredatın tartışıldığını görüyoruz. Sığlık kelimesini özenli ve seçerek kullanıyorum. Zira tamamıyla kes, yapıştır yaparak, tamamıyla indirgeyerek, çarpıtarak konunun tartışıldığını görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Bilimsel düşünmenin metotla olduğunu, kanıtlarla bilimin tartışılacağını anlatan Durmuş, "Müfredatta şu yok, bu yok diye külli sözler söyleyen kişilere karşı aslında verilecek tek cevap var. Bir örnek göstermektir. Bugün reaktif konuşmaları tüketelim inşallah. Yani birilerinin kendince yarım yamalak baktığı ve söylediği sözleri tüketelim" diye konuştu.
'SADECE İTAAT CIMBIZLANIYOR'
Bir gazetecinin "Hazreti Muhammed'in Hayatı dersindeki 'evlilik' başlığı adı altında 'Kadın erkeğe itaat etmeli. Evlilik ibadettir. Ateistle evlenmeyin. Çocuk yapan ahirete yatırım yapar' gibi cümleler gerçek mi, değil mi?" şeklinde soru yöneltmesi üzerine Durmuş, 11. ve 12. sınıflarda 'Hazreti Muhammed'in Evlilik Hayatı' isimli iki seçmeli ders olduğunu belirtti. Bu iki derste de Hazreti Muhammed'in evlilik hayatıyla ilgili önem verdiği hususların aktarıldığını kaydeden Durmuş, "Bu derslerde 'eşlerin birbirlerine karşı sorumlulukları' diye bir başlık var. Eşler, kadının ve erkeğin birbirlerine karşı sorumluluklarından bahsediliyor. Eşler birbirlerine karşı itaat ve sadakat borcundadır. Onun dışında pek çok şey söyleniyor. Hiç kimsenin evliliğe zorlanmamasından da bahsediliyor. Hele ki 'kız çocuklarınızı zorla evlendirmeyinizden de' bahsediliyor. Ama oradaki sadece 'itaat' kelimesi cımbızlanıyor" dedi.
ATATÜRK SORUSUNA, MÜZİK DERSİ YANITI
'EVDE RİYASET SÖZ KONUSUYSA, ERKEĞE İTAAT ETMEK DURUMUNDADIR'
Bir gazetecinin 11. sınıf Hazreti Muhammed'in Hayatı dersi kitabının 122. sayfasındaki ayet ve hadise işaret ederek, 'Erkekler, kadınlar üzerinde onların geçimini sağlamaktan dolayı bir üstünlüğe sahiptirler' vurgusunun yer aldığını ve 'Bakanlığın bir çıkarsama yaptığını' söylemesi üzerine Durmuş, "Roller değişirse görev ve sorumluluklar değişir. Görev ve sorumluluklar değişirse roller de değişir. Bu aklın bir gereğidir. Evde riyaset söz konusuysa, erkeğe itaat etmek durumundadır" dedi.
'GÜYA FETÖ RÜYASINDA HAZRETİ PEYGAMBERİ GÖRMÜŞ'
Durmuş, "din dersinde müfredata eklenen 'cihat' kavramının yer almayacağı ve geri adımın söz konusu olduğu" iddialarının sorulması üzerine, "Cihatta 'geri adım' diye bir şey yok. Biz niye koyduk bu kavramı? DEAŞ, FETÖ'cüler gibi birtakım kendini dine isnat eden, sözde dinsel gruplar var. Bu sözde dinsel grupların dine isnatları çerçevesinde dini, birtakım kavramlarını, kurumlarını çarpıtarak, kendi kötü emelleri için kullanmaları söz konusu. Biz bütün çalışmalarımızda yanlışı temizlemeye ve doğruyu inşa etmeye çalışırız." değerlendirmesinde bulundu. Dünyanın İslamofobiyi, birtakım örgütlerin cihat anlayışından, kaynaklarından yaptığı çarpıtmalara istinaden ürettiğini belirten Durmuş, şunları kaydetti: "İslam'da bilginin kaynakları üçtür. 'Akıl, beş duyu organı ve vahiy' var. Bu 3 bilgi kaynağının dışında örneğin 'İlham ve rüya, bilgi kaynağı değildir' diyor. Siz bu bilgiyi çocuğunuza öğrettiğinizde, rüyayla saçmalayan bir adamın görüşlerine inanır mı? Güya FETÖ, rüyasında Hazreti Peygamberi görmüş, 'Peygamber bu soruları çocuklara ver. Çocuklar soruları cevaplarlarsa benim ümmetimdirler' demiş. Cihadı kaldıracağımız bir durum yok ki."
'İSLAM'DA ATEİSTLE EVLENME YOKTUR'
"Ateistle evlenmemenin yeni müfredatta tavsiye edilip edilmediğinin ve neden böyle bir tavsiyede bulunma ihtiyacının bulunduğunun" sorulması üzerine Durmuş, "Ateistle evlenmeme müfredatta tavsiye ediliyor. Müslümanların ateistle evlenmemesi tavsiyesinde ben bulunmuyorum ki Allah bulunuyor. İslam'da evlilikle ilgili şartlardan birisi, 'Müslüman Müslüman ile evlenir. Müslüman ehli kitapla evlenir. Müslüman Allah'a eş koşan birisiyle, kafirle evlenemez.' İslam'da ateistle, müşrikle evlenilmez." ifadelerini kullandı.
'EVRİMİ KALDIRDINIZ MI SORUSU, FRANSIZ İHTİLALİNİ KALDIRDINIZ MI SORUSU KADAR SAÇMA'
Durmuş, teorinin bir anlamda bilimsel bir hikaye anlatma sanatı olduğuna işaret ederek, "Her teori bir alet çantasıdır. Ben şunu net olarak söylüyorum. Evrimle alakalı olarak 'Evrimi kaldırdınız mı' cümlesi 'Fransız İhtilali'ni kaldırdınız mı' cümlesi kadar saçma bir cümledir. Çünkü var olan bir şeyi kaldırmazsınız. Var olan bir şeye dair yeni bir model sunarsınız ya da bunu es geçersiniz." dedi.
Evrim teorisini düzenlediklerini ifade eden Durmuş, "Evrim konusu, taraftarları ve karşıtları gibi mantıkla, tarafgirlikle ele alınacak bir konu değildir. Böyle bir moddan artık çıkmanız lazım. Biz bakanlık olarak bu moddan çıkmayı başardık. Dünyaya örnek olacak bir başarı sergiledik. Bunu da ilan ediyorum. Herkes görsün" şeklinde konuştu.
'EVRİM KALKTI DİYEN BİR ARKADAŞ, KESİNLİKLE ZIRCAHİLDİR'
Durmuş, biyoloji ders kitabından "hayatın başlangıcı ve evrim ünitesinin" başlığını çıkardıklarını, bazı kavramların ve çalışmaların öğrencinin seviyesinin üstünde olduğunu, geriye dönüp bakıldığında gençlerin bir şey hatırlamadığını dile getirdi.
Gençlerin dünyanın varoluşunu anlaması ve merakları dolayısıyla tamamıyla hiçbir kavramı çıkarmadıklarını belirten Durmuş, gençlerin sorgulamayı öğrenmesi, bilimle sorgulamayı içselleştirmesi için 9. sınıf Türk dili ve edebiyatı dersinde öyküleyici metin, şiir ve bilgilendirici metin ve bilimsel bir makalenin nasıl yazılacağını öğretmek için çalışmalar eklediklerini söyledi.
Evrim teorisinin kaldırıldığını çok tartışanlara atıfta bulunan Durmuş, bilimi daha iyi sorgulatmak için 10. sınıf felsefe dersini müfredata eklediklerini ve yoğun bir şekilde öğrencilere metodoloji ve bilgi felsefesi öğreteceklerini dile getirdi.
'KARİKATÜR OLAN SAYFAYI İMHA ETME NOKTASINDA TEDBİR ALDIK'
Durmuş, 6 incelemeci ve moderatörün kitaplar hakkında teker teker raporlarını yazıp katıldıkları hususları onayladıklarını, katılmadıkları konularda da itirazlarını yaptıklarını ve 6 ayrı raporu tek yapılı olarak birleştirdiklerini ifade etti. Raporların, Talim ve Terbiye Kurulunda bir başkan ve 10 kurul üyesinin, raportörlerin raporu ve kitap üzerinden detaylı inceleme yaptıklarına işaret eden Durmuş, "Karikatür, kitabın bir sayfasında bir milimetre civarında yer kaplıyor. Yani 17 santimetreye 24 santimetrelik bir yerden bahsediyoruz. Ben burada yazarlara şaşıyorum. Bir de görsel okuma yaptırıyor bu karikatür üstünden. Sen görsel okuma kendin yapamıyorsun. Çocuğa nasıl böyle bir şey soruyorsun?" dedi. Durmuş, karikatür olan sayfayı imha etme noktasında tedbir aldıklarını belirterek, "Bu sayfanın imha edilmesi gerekiyor diye arkadaşlarımıza talimat gönderdik. Bütün il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerimiz öğrencilere dağıtılmak üzere hazır bekletilen kitaplardan Türkçe 6. sınıf kitaplarından sayfa 13'ü imha etmiş durumdalar. Öğrencilerimizin eline gitmeyecek." bilgisini verdi.
'CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık'ın 9. sınıf tarih kitabının iki kere basıldığı ve 600 bin adetin imha edildiği iddiası' sorulan Durmuş, "Medya okuryazarlığı dersinde çocuklarımıza verdiğimiz bir kazanımı söylemem gerekiyor, 'Bir iddiada bulunana delilini sorun.' Sayın vekil iddiasını ispatlasın. Bununla ilgili kanıt getirsin. Yok öyle bir şey çünkü." diye konuştu.
'15 TEMMUZ TARİHİ, 1.SINIFA BAŞLAYAN ÇOCUKLAR İÇİN BİLE BİR YILLIK KONU'
Durmuş, şunları kaydetti: "15 Temmuz'da millet olarak, ulus olarak yaşamış olduğumuz acı hepimizin acısıdır. 1918'de yaşadıklarımız da ilk insandan bugüne kadar yaşadığımız bütün acılar da bizim acılarımızdır. İnsanlığın acıları da bizim acılarımızdır. Türk milletinin yaşadığı acılar da bizim acılarımızdır. Dolayısıyla biz burada acıları yarıştırmıyoruz, acıları yarıştırıcı ifadelerin kullanılmasını kesinlikle uygun görmüyoruz. Bu vatan bizim. Bu vatanın her bir ferdi, taşı toprağı bizim. Bu vatanın bütün şehitleri bizim. Hepsini saygıyla, rahmetle, Fatihalarla anıyorum. Bu vatandaki bütün zaferler de bizim hezimetler de bizim. Dolayısıyla '15 Temmuz'u daha çok anıyoruz, ötekini daha az anıyoruz' gibi bir şey yok. Bunu bir daha herhangi birinin söylemesini gerçekten çok ayıplarım. Bu şehit ailelerimiz için de son derece üzücü bir durumdur."