Erdoğan, partisinin genel merkezinde yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
Bize milletin adamı olarak görev alacak ilçe başkanları, il başkanları, AK Parti kadroları lazım. Kadrolar 2019 yılındaki seçimlere kadar olan süreçteki hazırlıkları yürütecek ve seçimleri bizzat yöneteceklerdir. O yüzden mart, kasım 2019 bizim için önemli süreçler. O yüzden en küçük bir lekeye, sızmaya izin vermemeliyiz. Ülkemize yönelik saldırıların dozu her geçen gün artıyor. Terör örgütleri bir yandan, çeşitli ülkeler diğer yandan ülkemizi yıpratmak için var güçleri ile çalışıyorlar. Bu saldırılara karşı mücadele etme sorumluluğu, iktidar partisi olarak bizim, yani AK Parti kadrolarının üzerindedir. Kimseye suç yükleyemeyiz. Bunun faturası tarih tarafından bize kesilir. Onun için de çok hassas, dikkatli olacağız.
Mevcut durumumuz asla bizleri şımartmamalı. Türkiye'nin kaderi ile AK Parti'nin kaderi bütünleşmiştir. Biz tökezlersek Türkiye'nin de sıkıntıya düşeceğini hep beraber gördük.
'YOLSUZLUĞA BULAŞAN MI VAR…'
Daha çok çalışarak, en iyi kadroları göreve getirerek, daha çok proje üreterek, icraat yaparak milletimizden aldığımız desteği daha da yukarılara çıkarmanın gayreti içinde olmalıyız. Bunu sadece partim için söylemiyorum. Teknokratıyla, bürokratıyla bu yürüyüşe ayağını uyduramayan kim varsa, başta bakan arkadaşlarım olmak üzere, bunların hepsini kenara koymamız lazım. Bakanlarımızın bu konudaki kararlılığı çok önemli. Bu yürüyüşe ayak uyduramıyor mu, kenara koyacağız. Engel mi oluyor, kenara koyacağız. Bu millete hizmette laubalilik mi yapıyor, kenara koyacağız. Bu millete hizmette kalkıp da affedersiniz her türlü yolsuzluğa bulaşan mı var, kenara koyacağız. Buralarda dikkatli olmaya mecburuz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında konuşuyor. https://t.co/r4kpn3dI9A
— T.C.Cumhurbaşkanlığı (@tcbestepe) 6 Eylül 2017
'ANA MUHALEFETİN DİLİ TERÖR ÖRGÜTÜNÜNKİYLE AYNI'
Türkiye'nin en büyük şanssızlığı, çapsız, ruhsuz, plansız, projesiz ama bir o kadar da muhteris bir ana muhalefet partisine sahip olmasıdır. Ana muhalefet partisi, programı ve gayretiyle milletimizin gönlünü kazanarak iktidara gelmek yerine, AK Parti ve şahsımızla birlikte Türkiye'nin de kaybetmesi pahasına yönetimi ele geçirme anlayışıyla hareket ediyor. Anamuhalefetin şu andaki dili, bakıyorsunuz terör örgütünün dili ile aynı. Tavırlar aynı. Benim milletim bunu yutar mı? Allah'ın izniyle yutmaz ve yutmayacak. Ülkemizi, attıkları her adım, söyledikleri her söz, uyguladıkları her politikayla Türkiye düşmanları ve terör örgütleri ile aynı safta oldukları intibası veren bu anlayışın insafına terk edemeyiz.
'BM'DE HERKESİN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKARAK 'DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR' İTİRAZIMIZI DİLE GETİRDİK'
BM'de herkesin gözünün içine bakarak 'Dünya beşten büyüktür' diye dile getirdiğimiz itiraz insanlığın ortak itirazının sesidir. TİKA, Kızılay gibi kuruluşlarımız ve sivil toplum kuruluşlarımız öncülüğünde dünyanın neresinde olrusa olsun yardım bekleyenlere el uzatma gayreti içinde olduk. Dünya üzerinde faaliyet yürütmediğimiz bölge neredeyse kalmadı. 6.2 milyar geçtiğimiz yıl yaptığımız yardımların tutarı. 2015'de 3.9 milyar dolardı. Bu yıl çok daha yüksek olacak. Dünyada milli gelirine oranla en fazla kalkınma yardımı yapan ülke durumuna gelmiştir.
SOSYAL MEDYADAKİ ARAKAN FOTOĞRAFLARI
Arakan'daki sıkıntının, uzun geçmişi olan, karmaşık sebepleri bulunan, farklı hesaplarla sürekli kaşınan meselelerden kaynaklandığını elbette biliyoruz. Medyada, özellikle de sosyal medyada dolaşan görüntülerin, resimlerin, haberlerin pek çoğunun da Arakan'la ilgisi yoktur, bunu da bilmemizde fayda var. Bu resimlerin bir kısmı, bizdeki Gezi olayları ve bölücü örgütün çukur eylemleri dahil dünyadaki pek çok hadisede kullanılmıştır.
'SİZDEKİ KİTLE İMHA SİLAHLARI NE OLACAK?'
Kuzey Kore'nin füze denemelerinden kaynaklanan gerilimi de yakından ve endişe ile takip ettiğimizi belirtmek istiyorum. Japonya ve Güney Kore gibi dostlarımızı bire bir ilgilendiren bu krizin en kısa sürede çözülmesi dileğimizdir. Kitle imha silahları üzerinden yürütülen bir kavganın kazananının olmayacağı açıktır. Bizlere 'Sakın ha kitle imha silahı yapmayın' tavsiyesinde bulunanlar kimler? Ellerinde en güçlü kitle imha silahı bulunduranlar bizlere 'Sakın ha' diyorlar. Tamam da sizdekiler ne olacak? Böyle bir kavgada zararı taraflar değil tüm insanlık görecektir. Kuzey Kore'yi bir an önce gerilimi tırmandıran eylemlerden ayrıca vazgeçmeye davet ediyoruz.
'TAHAMMÜL EDEMİYORSANIZ MERTÇE SÖYLEYİN VE GEREĞİNİ YAPIN'
Türkiye'nin AB konusunda yaklaşımını bir kez daha ifade etmek istiyorum. Türkiye, resmi devlet politikası olan AB üyeliği hedefinden şüphesiz vazgeçmiş değil. Bu doğrultuda önce aday üyelik müzakerelerinin başladığı günden beri üzerimize düşenleri yerine getiriyoruz. AB'den kaynaklı gecikmeleri mesele etmedik ve yolumuzda ilerledik. Ancak sözlerini yerine getirmeyen AB'nin bizi itham etmesi katlanılabilir bir durum değil. Türkiye karşıtlığını seçimlerin ana teması haline getirmiş olmalarından rahatsız olmalarını ifade etmek isterim. Gece gündüz şahsımla ve partimle yatıp kalkan bu siyaset tarzı kazandırmaz. Gün ola harman ola bu şahıslar benim yüzüme nasıl bakacak? Yatıyorlar kalkıyorlar, Türkiye, Erdoğan. Erdoğan size ne yaptı? Bu seçim Türkiye'de mi, Almanya'da mı yapılıyor? İşinize bakın. Almanya'daki soydaşlarımıza sesleniyorum. Bu Türkiye karşıtlarına oy vermeyin. Bu yaklaşım Almanya'yı hızla 2. Dünya Savaşı öncesi siyasi iklime sürüklüyor. AB'den de mesaj geliyor. Bu açıklamalar belirleyici değildir, karar birlikte alınır. Hayırlı olsun, bir an önce alın şu kararı. Tahammül edemiyorsanız, mertçe söyleyin ve gereğini yapın. Bizim AB ile bir derdimiz olmadı. Ama şöyle zaman tünelinde geriye gidersek 63'ten bu yana kapıda bekleten siz oldunuz. Verdiğiniz hiçbir sözü de tutmadınız.
AB'YE TEPKİ: BİZ BUNLARDAN YARDIM DA İSTEMEDİK
Bizi zirveye davet ederlerdi, 15 Kasım'da başbakan olarak katılırdım. Ne zaman Sarkozy (Eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy) ve Merkel (Almanya Başbakanı Angela Merkel) başbakan seçildiler, zirvelere müzakere adayları katılmasın. Ondan sonra bizi zirvelere almadılar. Bütün tezgah Türkiye üzerinde. İlerledik, işte bir vize meselesi. Bunu da tutmadılar. Taa Latin Amerika'daki ülkeler Schengen'e dahil edildi. Bu kadar mülteci var, bunlardan yardım da istemedik. Şimdiye kadar 30 milyar doları aştı harcadığımız. Onların bize verdiği 850 milyon.
'FIRSAT VERMEYECEĞİZ BUNU BİLSİNLER'
- Şu anda adım atması gereken taraf Avrupa Birliği'dir. Ya sözlerini tutup tam üyelik sürecinin önünü açacaklar ve düzensiz göçün önlenmesiyle ilgili yükümlülüklerini yerine getirecekler ya da çıkıp 'Biz Türkiye ile yola devam etmek istemiyoruz.' diyecekler. Başka bu işin çıkışı yok, kusura bakmasınlar. Türkiye'yi seçim meydanlarında meze yapmaya çalışanlara bekledikleri fırsatı vermeyeceğiz, bunu böyle bilsinler.