'DANIŞTAY BAŞKANI'NIN KURULTAYIMIZDAN RAHARSIZ OLMASI İLGİNÇ'
'YARGIÇLIK GÖREVİNİ YAP, SİYASET SENİN İŞİN DEĞİL'
Tezcan, hakimlerin cübbesinde ilik ve düğmenin olmadığını belirterek, "Cumhurbaşkanı'nın önünde cübbesini ilikleyebilmek için telaşla ilik ve cübbe arayan bir Danıştay Başkanı. O Danıştay Başkanı, 'Adalet Kurultayından rahatsız oluyor. Rahatsız olması gayet doğal ancak bizim de bir çift sözümüz var Sayın Başkan'a, cübbede iliklemek için ilik arayacağına ağzını kilitle ve yargıçlık görevini yap. Siyaset alanındaki tartışma senin işin değil" ifadesini kullandı.
'KADRAJIN DIŞINDAKİLER NE OLACAK?'
'YARGI İKTİDARA BAĞIMLI'
Yargının ne kadar bağımsız olduğunu anlatmaya yönelik bir kampanyanın başlatıldığını öne süren Tezcan, "Kime neyi anlatıyorsunuz? Evet, yargı bağımsız, ben de söylüyorum. Yargı kimden bağımsız? Yargı muhalefetten, adaletten bağımsız ama iktidara bağımlı. Muhalefete dil uzatan bir yargı, adaleti yok sayan bir yargı bütün bunlardan, hukuktan, adaletten kendini bağımsız hisseden ama iktidarın talimatından çıkamayan bir yargı. Türkiye'nin adalet sistemi bu noktadadır." diye konuştu.
Tezcan, basın toplantısında Sözcü gazetesine yönelik soruşturma safhasında bilirkişi tarafından hazırlanan raporu göstererek, "Bilirkişi suç icat etmek için Sözcü gazetesinin gazetecilik faaliyeti olarak ne kadar takdire şayan manşetleri varsa toplamış ve buralardan suç üretme çabası içine girmiş. Yani bağımlı yargının ayarlı bilirkişisi." ifadesini kullandı.
'GAZETECİLİĞİ SUÇ SAYMA ANLAYIŞI DEVAM EDİYOR'
'BU İLİŞKİLER OKULLARIN İÇİNE KADAR NASIL GİRDİ?'
Yeni eğitim öğretim dönemi öncesi İstanbul'da iki servis firması çalışanları arasında çıkan silahlı kavgayı hatırlatan Tezcan, "Akıllara zarar, anlamak mümkün değil. Bu ilişkiler okulların içine kadar nasıl girdi? Bu ilişkiler minicik yavrularımızın güvenliğini tehdit edecek ölçüde oralara nasıl taşındı? Eğitim sistemi nasıl bu noktaya geldi? Türkiye'de eğitim ticarileşiyor, müfredat gericileşiyor" dedi.
Tezcan, müfredattan Atatürk'ün, cumhuriyetin, bütün ortak değerlerin çıkarıldığını belirten, "Ortak değerlerimizi silip atmaya, bir cahiliye kültürünü, ihvan kültürünü okullar vasıtasıyla çocuklarımızın beynine yerleştirmeye çalışıyorlar." görüşünü savundu.
'GÜYA DİN VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENİ, BU NASIL AHLAK?'
'BAĞIMSIZLIK REFERANDUMU, TÜRKİYE'Yİ DE İÇİNE ALACAK CİDDİ İSTİKRARSIZLIKLAR YARATIR'
Basın toplantısında Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin bağımsızlık referandumu kararına da değinen Tezcan, kararı "bölgede yeni istikrarsızlıkları yaratacak bir adım" olarak nitelendirdi. Irak'ın toprak bütünlüğüne zarar verecek adımlardan kaçınılmasının gerektiğini belirten Tezcan, "Bu adım bölgenin istikrarına hizmet etmez, bölgede yeni istikrarsızlıklar yaratır. Sadece Irak ve Suriye'de değil Türkiye'yi de içine alacak ciddi, yeni istikrarsızlıklar yaratacak bir adımdır. Bölgedeki etnik ve mezhepsel çatışmalara bir yeni çatışma daha ekleme riski çok yüksektir. Kürt-Arap çatışması yaratmanın, başlatmanın adımıdır bölgede." dedi.
Tezcan, referandum kararından vazgeçilmesi ve sağduyuyla hareket edilmesinin önemine vurgu yaptı.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Tezcan, söz konusu referandum kararının Türkmen bölgelerini de kapsaması sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Türkmenlerin özellikle pozisyonları ve demografik yapıyı bozmaya ilişkin geçmişten bu yana çok ciddi operasyonlar yapıldı. Bu referandumun pozisyonu ve amacı Türkmenleri orada bir azınlık pozisyonuna düşürecek bir süreçtir."
'TERÖR SÖZÜNÜ EN ÇOK KİMİN KULLANDIĞINA BAKARSAK, TOPLUMU BÖLEN TANINIR'
Bir gazetecinin, "Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'Anamuhalefet partisi, terör örgütleriyle aynı dili konuşuyor' sözlerine ilişkin değerlendirmeniz nedir?" sorusuna Tezcan, "Biz adalet diyoruz, o terör diyor. Bu farkı herhalde milletimiz anlayacaktır. Bizim dilimizin adalet, huzur, demokrasi, kardeşlik ve uzlaşmadan başka bir şeyi içermediğini tüm milletimiz biliyor, bundan sonra aynı dili kullanmaya devam edeceğiz. Siyasette çatışma ve kamplaşmayı kimin kullandığını, 'terör' sözünü en çok kimin ağzına aldığına dönüp bakarsak herkes toplumu böleni de tanıyacaktır." dedi.
Aynı gazetecinin, "Başbakan Binali Yıldırım'ın 'FETÖ'cülerin vatandaşlıktan çıkarılması için acele etmeyeceğiz' yönünde açıklaması var. CHP de 'Vatandaşlıktan çıkarmak yargılanmalarının önünü kapatmaya dönük bir hamle olur' görüşünü savunuyordu. Başbakan'ın geldiği bu nokta açısından konuyu nasıl değerlendirirsiniz?" sorusunu üzerine de Tezcan, ifadeleri "önemli, sevindirici bir adım" olarak nitelendirdi.
Tezcan, şunları kaydetti: "Darbe girişiminden sonra bu terör örgütü, bununla ilgili hakkında yargılama devam eden veya itham altında olanların yargılanması ve en azından belli bir noktaya ulaşması gerekir sürecin. Vatandaşlıktan çıkarma bir başka idari tedbirdir, çok acele edilmesini gerektirecek bir tablo da yoktur. Hükümet bu noktaya gelmişse olumlu bir adımdır."