Yerhov, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl 86. düzenlenen ve Rusya'nın partner ülke olduğu İzmir Enternasyonal Fuarı'nın (İEF) ardından, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerle ekonomi ve enerji alanındaki iş birliğini değerlendirdi.
Yerhov, Türkiye ve Rusya arasındaki ikili ticari ilişkilerin 1990'larda bavul ticaretiyle başladığını, şimdilerde iş birliği alanının büyük altyapı projelerinin hayata geçirilebildiği geniş bir yelpazeye uzandığını vurguladı.
'100 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HACMİ HEDEFİ İDDİALI AMA ULAŞILABİLİR'
Söz konusu altyapı projeleri arasında Türk Akımı Doğalgaz Boru Hattı Projesi ile Türkiye'nin ilk nükleer santrali olacak Akkuyu Nükleer Santrali'nin sayılabileceğini anlatan Yerhov, şöyle devam etti:
Yerhov, örnek bir ticari başarı hikayesi olarak Tataristan'ın Alabuga Serbest Ekonomik Bölgesi'nin gösterilebileceğini vurgulayarak, söz konusu ekonomik bölgede neredeyse ayrı bir Türk oluşumundan bahsedilebileceğini de kaydetti.
'ÜÇÜNCÜ ÜLKELERDEKİ SİNERJİ DE ÖNEMLİ'
Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerde üçüncü ülkelerdeki ortak faaliyetlerin ticari hedeflere ulaşılması açısından önemli olduğuna dikkati çeken Yerhov, siyasi anlamda büyük önem arz eden 100 milyar dolarlık rakamdan bahsederken, fiili ticaretten daha çok genel olarak ekonomik iş birliği ve sinerjiden bahsetmek gerektiğini anlattı.
Yerhov, iki ülke arasındaki ticaret hacmi hedefinin yakalanmasının, bu tür ortak yaklaşım ve sinerji sayesinde zamanla mümkün olabileceğini ifade ederek, "Bunun için somut bir tarih veremeyeceğiz. Fakat üzerinde çok ciddi çabalar sarfediliyor. Ticaret mümessilliğimiz çok yoğun bir faaliyet içerisinde. Hem Türk hem Rus iş adamlarına yönelik uygulamalı destek, yani sahada destek sağlanıyor. Değişik iş adamları derneklerinin de örneğin DEİK gibi, Türkiye'de düzenlenen karma toplantılar konusunda çok başarılı olduklarını söyleyebiliriz. Büyükelçilik ve bürokrasinin temsilcileri olarak, idari engellemelerin ve kısıtlamaların kaldırılması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
'MİR ÖDEME SİSTEMİNE ENTEGRASYON İVME KAZANDIRIR'
Türk iş adamlarının girişimci niteliklerine de dikkati çeken Yerhov, "İşadamlarımıza Türk iş dünyasını örnek olarak gösteriyoruz. Türk iş dünyası yapabileceği her işe girer ve yapamam diye kesinlikle geri çekilmez. Birkaç ay önce şu an sadece Rusya'da kullanılabilen ve 'Mir' adıyla bilinen bir elektronik ödeme sistemini devreye aldık. MasterCard veya Visa'dan bağımsız bir sistem. Eminim ki Türk iş dünyası sadece ruble cinsinden işleyen bu sisteme mutlaka bir şekilde entegre olacak, bu da yerel para cinsinden ticareti pozitif etkileyecektir" dedi.
Yerhov, Türkiye'nin Avrasya Gümrük Birliği'ne dahil olması için başvuruda bulunma niyetini beyan etmesinin ikili ve özellikle Avrupa ile olan ilişkilerini nasıl etkileyeceğine ilişkin ise "Şu anda değinmiş olduğunuz konular, makroekonomik dengeleri ilgilendiren konular. Bu konuların teknik uzman düzeyinde ve her rakamın, her virgülün değerini bilen kişilerce incelenmesi ve irdelenmesi gerekir. Fikir çok ilginç bir fikir. Bunun irdelenmesi taraftarıyız" değerlendirmesini yaptı.
'DOMATESTEKİ YÖNTEM MODEL OLUŞTURABİLİR'
Yerhov, Rusya'nın Türk domatesine uyguladığı ithalat kısıtlaması konusunu her düzeyde somut bir şekilde konuştuklarını belirterek, konunun hem Karma Ekonomik Komisyon eş başkanları hem de uzman seviyesinde ele alındığını hatırlattı.
Bugün itibarıyla Rusya'daki domates talebinin yaklaşık yüzde 80'inin iç piyasadan, yüzde 20'sinin ise İran, Azerbaycan, Fas ve diğer ülkelerden karşılandığını vurgulayan Yerhov, şunları kaydetti:
Yerhov, iki ülke arasında önemli yer tutan enerji iş birliği konusunda ise Akkuyu Nükleer Santrali'nin ilk ünitesinin 2023 yılında devreye alınabilmesi için gerekli çabanın gösterileceğini belirterek, Gazprom ile Botaş arasında süren tahkim süreci sonuçlanmadan doğalgazda tarafların bir fiyat indirimi üzerinde anlaşması olasılığının da piyasa koşullarında şirketler arası müzakere ve hesaplamalara bağlı olduğunu sözlerine ekledi.