OHAL kapsamında kamu görevinden çıkarılanlar ve göreve iade edilenlere ilişkin listelerin de bulunduğu iki KHK, Resmi Gazete'de yayımlandı. KHK ile ‘MİT'in Cumhurbaşkanına bağlanması' ve ‘Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma yapma yetkisinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve bu yerin ağır ceza mahkemesine verilmesi' siyasi açıdan da en çok tartışılan düzenleme oldu.
İktidar partisi, MİT'in Cumhurbaşkanlığı'na bağlanmasının, referandum ile değişen Anayasa'nın ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bir gereği olduğunu ifade ederken; milletvekilleriyle ilgili soruşturma ve kovuşturma yetkisinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verilmesinin amacının ise işlemlerin tek elden ve tek merkezden yapılması olduğunu vurguladılar. Bu düzenlemenin KHK yayımlandıktan sonraki soruşturmaları kapsayacağına dikkat çeken yetkililer, mevcut soruşturma ve kovuşturmaların ise bulundukları yerde görülmeye devam edeceğini de belirttiler.
Muhalefet partileri CHP ve HDP ise, söz konusu düzenlemelere karşı çıkarak tepki gösterdi.
CHP'Lİ GÖK: BAŞBAKANLIK BOŞ BAKANLIĞA DÖNÜŞÜYOR
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, KHK'leri "Yine bir şafak vakti hükümetin, Cumhurbaşkanı'nın yaptığı bir operasyonla Türkiye'de Abdülhamit devleti ve yönetimi kurulmasının önü açılıyor" diye değerlendirdi. Gök, "Bir başbakan bütün yetkilerini, güvenlikle ilgili, istihbaratla ilgili yetkilerini olduğu gibi bırakarak tam bir ‘boş bakanlığa' dönüşüyor. Açıklanan bu kararnamelerle artık Binali Yıldırım'a Binali değil, ‘İnali' demişlerdir. Bir devleti yöneten başbakanın güvenlikle ilgili, istihbaratla ilgili yetkilerini bırakmaya razı olması artık onun başbakanlığının içinin tamamiyle boşaltıldığını gösterir" diye konuştu.
Sarayın hafiye devletinin kurulduğunu kaydeden CHP'li Gök, "Recep Tayyip Erdoğan'ın hafiye devletidir bu. MİT bildiğiniz gibi Recep Tayyip Erdoğan hangi makamdaysa ona göre bağlanıyor. Yani MİT Recep Tayyip Erdoğan'a göre dizayn ediliyor. Burada Recep Tayyip Erdoğan kendi derin devletini kuruyor" dedi. Kurumların birbirlerine güvenmediğini ifade eden Gök, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanı öncelikle Başbakan'a güvenmiyor. Başbakan, MİT'e güvenmiyor. Recep Tayyip Erdoğan hiçbirine güvenmiyor ve illa suyun başında ben olacağım diyor. Bu Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan'a olan güvensizliğidir, MİT'e olan güvensizliğidir, MİT'i dizayn etme çabasıdır. MİT'i tamamen kendi adına dönüştürme çabasıdır. Şu anda MİT millilikten çıkmıştır. Anayasa değişiklik referandumundan sonra 2019'daki seçimlerde kazanan Cumhurbaşkanı'nın kullanacağı yetkiler şimdi bir darbeyle o değişikliklerin yürürlüğe girmesi beklenmeden bir operasyonla Cumhurbaşkanı'na verilmiştir. Cumhurbaşkanı yürütmenin içine müdahale etmiştir. Esad'a kızıyorlardı istihbarat devleti diye, işte Türkiye tam da o devletin adımlarını atmak üzeredir.
‘BÖYLE BİR TABLO ABDÜLHAMİT'İN İSTİBDAT YÖNETİMİNİ DAHİ BİZLERE ARATIR'
Vahim bir tablodur. Binali Yıldırım açısından fevkalade vahim bir tablodur. Başbakanlık'tan ceketini alıp çıkması gerekir Binali Yıldırım'ın. Bu yetkiler elinden alındıktan sonra hangi güvenliği nasıl sağlayacaksın? Anlaşılıyor ki Recep Tayyip Erdoğan büyük bir korku içerisinde. Kendi Başbakan'ından korkuyor, kendi parti teşkilatlarından korkuyor, herkesten korkuyor. Korku duvarları sarmış durumda. Bunun başka bir açıklaması yoktur. Böyle bir tablo Abdülhamit'in istibdat yönetimini dahi bizlere aratır."
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, KHK'de yer alan milletvekillerinin soruşturmasına ilişkin düzenlemeyle de ‘eski devlet güvenlik mahkemelerini hatırlatan özel yetkili mahkemeler kurulduğunu' söyledi. Gök, "Milletvekili üzerinde hükümetin tayin edeceği savcı ve hakimlerle Demokles'in kılıcı gibi sallandırılacak savcılık ve mahkeme tayin ediliyor. Bu tablo eski eski devlet güvenlik mahkemesinin onun gibi mahkemelerin işlevini görecek bir mahkemedir. Özel yetkili mahkemeler ihdas etmek suretiyle o mahkemelere iktidarın tayin edeceği savcı ve hakimlerle milletvekili üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallandıracak bir mahkeme kuruluyor" dedi. Bu düzenlemenin ceza hukukunun temel prensiplerine aykırı olduğunu kaydeden Gök, burada yapılmak istenin çok açık olduğunu, iktidarın vesayetinde bir mahkeme kurulmak istendiğini kaydetti.
‘İKTİDARA BU CÜRETİ ANAYASA MAHKEMESİ VERMİŞTİR'
Bu kararların hiçbirisinin Meclise getirilmediğini ifade eden CHP'li Gök, bu uygulamanın önünü açanın Anayasa Mahkemesi olduğunu kaydetti. Düzenlemelerin kanunla Mecliste yapılması gerektiğini ancak bunun KHK'larla gerçekleştirildiğini belirten Gök, "Kanunla Mecliste yapılması gereken düzenlemelerin KHK'larla gerçekleştirilmesinin önünü açan ve bunun ağır sorumluluğunu taşıyan kurum Anayasa Mahkemesidir. Anayasa Mahkemesi bu cüreti vermiştir iktidara. Anayasa Mahkemesinin yarattığı hukuksuzluk içerisinden Türkiye'de yeni hukuksuzluklar ve adaletsizlikler yaratılmaya çalışılıyor" dedi.
HDP Sözcüsü Osman Baydemir ise son çıkan KHK'ları ‘parlamentoyu tümden devre dışı çıkarma KHK'ları' olarak nitelendirdi. KHK'daki düzenleme ile milletvekillerinin Anayasa'da belirtilen dokunulmazlıklarının ortadan kaldırıldığını savunan Baydemir sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu KHK, kolluk ve savcıya dilediği zaman milletvekilini sorgulama, yargılama ve onun üzerinde hüküm kurmanın aynı zamanda kapısını açıyor. Yani artık parlamentoda dokunulmazlığını kaldırılmasına ve o prosedürün işletilmesine gerek olmayacak bir yasa dışı düzenlemedir bu. Adı üstünde kanun hükmünde kararname, kanun hükmünde olan bir kararname Anayasa maddesini ortadan kaldırabilir mi? Bu KHK, Anayasa maddesinin hükmünü ortadan kaldırma girişimi ve çabasıdır. Yani parlamentoyu tamamen devre dışı bırakma çabası ve girişimidir."
‘BU KARARNAME MİLLETİN İRADESİNE BİR SAVAŞ İLANIDIR'
KHK ile MİT Müsteşarlığının direkt Cumhurbaşkanına bağlandığını da vurgulayan HDP'li Baydemir, "Onun sorgulanması, soruşturması yetkisi Cumhurbaşkanına bağlanıyor. Aynı zamanda bir MİT mensubunun sorgulanması ve soruşturulması yetkisi de kurum başkanına veriliyor. Dokunulmazlık getiriliyor. Ama milletvekiline dokunulabiliyor. İşkence istinadından kamu görevlilerine dair savcılıkların taleplerine ilgili mülkü amirleri tarafından soruşturma izni verilmiyor. Ama milletvekilleri tutuklanabiliyor, sorgulanabiliyor, vekilliği düşürülebiliyor. Bu kararname milletin iradesine bir savaş ilanıdır. Kurulmak istenen AKP-MHP rejiminin de en belirgin hukuk dışı, yasa dışı kararnamesidir" diye konuştu.
HDP Sözcüsü Baydemir, bu KHK ile 4 bin yeni hakim ve savcının atanmasının kapasının aralandığını ifade ederek, "Bir parti yargısı inşa ediliyor. Parti yargısı, parti ordusu, parti kolluğu, parti parlamentosu yani bir parti devleti inşa ediliyor. Kabul edilemezdir, yasaya aykırıdır, anayasaya aykırıdır, siyaset bilimine aykırıdır, ahlaka aykırıdır" dedi.
