Gök, TSK'nın komuta kademesinde yapılan terfi ve tayinlerin Türkiye'nin devlet anlayışını alt üst eden bir anlayışla gerçekleştiğini savundu.
Ne orduda ne de emniyette liyakat ve kıdemin öneminin kalmadığını belirten Gök, güvenlik kurumlarının yapılan terfi ve tayinlerle hiyerarşik yapının astın üst olduğu bir konuma getirildiğini söyledi.
'TÜRKİYE'DE ARTIK ASTLARIN ÜSTLERİNE EMİR VERDİĞİ YAPILANMA VAR'
Tüm dünya devletlerinin ordularının emir ve komuta zinciri içinde hareket ettiğini belirten Gök, şöyle devam etti:
"Türkiye'de artık astların üstlerine emir vereceği bir yapılanma başlatılmıştır. Bu iktidarın Türkiye'yi getirdiği sürecin sonucudur. Devletin çöküşüdür bunların her biri. Kışlaya da siyaset girmiştir. İktidarın beklentilerine göre şekillendirmeler yapılmaktadır. Siyaset boğazına kadar orduya ve emniyete girmiştir. Bu taşınabilir bir tablo değildir. Bu tablonun sürdürebilirliği de yoktur. Daha önce FETÖ orduya, emniyete sızmıştı şimdi AKP ne yazık ki atamalarla, terfilerle oynamak suretiyle bir başka anlayışı yerleştirmeye çalışıyor. Böyle bir anlayıştan ne kadar çektiğimizi yaşadığımız 15 Temmuz darbe girişimi bize göstermediyse daha ne gösterecektir."
Levent Gök, sokak ağzı ile konuşmanın bir siyasetçi için iyi bir üslup olmadığını, siyasetin en önemli unsurunun nezaket olduğunu aktardı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın üslubunu bozarak Türkiye'nin hem iç siyasetini hem de dış siyasetini tayin edeceğini zannettiğini belirten Gök, şu görüşlere yer verdi:
"Sayın Erdoğan'ın danışmanları herhalde kendisini uyarmıyorlar. Bu üslubun iyi bir üslup olmadığını, Türkiye'de kutuplaşmayı ve ayrıştırmayı artırmaktan başka bir sürece Türkiye'yi götürmeyeceği konusunda herhalde Sayın Erdoğan'a kimse yardımcı olmuyor. Bu iyi bir tablo değil. CHP bu üslubun Türk siyasetinden çıkarılmasını istiyor. Siyasetçiler gerektiği zaman sandıkta halkla hesaplaşırlar. Sayın Erdoğan, muhalefetin büyümesinden korktuğu için akılalmaz iddialarla muhalefeti suçlamaya çalışıyor. Genel Başkanımızın üzerinde sürdürülen ve içinde bizzat Cumhurbaşkanının bulunduğu kampanya bunun sonucudur. Cumhurbaşkanının vesayetine girmiş bir yargı eliyle Türk siyaseti dizayn edilmeye çalışılıyor. Elinizde bulunan bilgi, belge her neyse ortaya koyun, CHP olarak kimseden korkmuyoruz. Elinizde bulunan kamu gücü karşısında halkımızın gücüyle duracağız. Genel başkanımız aleyhinde yayın yapan tüm yayın organlarına dava açıyoruz. Tüm yanlış değerlendirmelerle mücadele kararlılığı içerisindeyiz."
'ÖNCE FETÖ'CÜLERİN KOZMİK ODAYA SOKULMASININ HESABINI VERİN'
Gök, CHP'nin FETÖ bağlantısı olduğuna yönelik iddiaların asılsız olduğunu bildirdi.
Tutuklu bulunan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'na yönelik 'casusluk yapıyor' imasını vermeye çalışanların öncelikle kozmik odaya giren FETÖ'cülerin aldıkları bilgi ve belgelerin hesabını vermelerini isteyen Gök, "Türkiye Cumhuriyeti kozmik odaya FETÖ'cülerin sokulmasıyla tarihinin en büyük ihanetini yaşamıştır, önce bunun hesabını verin" dedi.
Gök, Enis Berberoğlu'nun suçsuz olduğunu, olmayan bir suçtan ve suçludan başka bir suç ortaya çıkarılmaya çalışıldığını vurguladı. Gösterilen çabaların beyhude olduğuna belirten Gök, şu görüşlere yer verdi:
"Enis Berberoğlu hakkındaki isnatlar kesinlikle üretilen bir suçtur. İktidarın bilgisi dahilinde mahkemeler ve savcılar eliyle üretilmiş bir suç hadisesidir. Ortada olmayan bir suç ve suçlu vardır. Mahkeme aldığı talimatlar neticesinde CHP'yi güya zora sokacak hamleler yapılıyor. Bunların tümü hukuki temelden yoksundur. Hodri meydan… Kimseden korkumuz yok, verilemeyecek hesabımız da yok. CHP'nin FETÖ ile irtibatlı olduğunu iddia ediyorlar. Cumhurbaşkanı önce bir yakınına baksın. Cumhuriyet gazetesi iki gündür Hayati Yazıcı ile ilgili sorular soruyor. Yazıcı'nın oğlunun FETÖ ile irtibatlı olduğu bilinen bir işadamı ile ilgili ortaklığını yazıyor. Biz de bu soruların cevabını bekliyoruz."
Gök, Türkiye ile Almanya arasında yaşanan gelişmelere de değindi. Almanya'da yaşanan Türk vatandaşlarının büyük sıkıntı içinde bulunduğunu öne süren Gök, kendilerine bu konuda birçok şikayet telefonunun geldiğini söyledi.
Diplomaside kullanılan dilin önemli olduğunu vurgulayan Gök, "Almanya'daki vatandaşlarımız artık kendilerini emniyette hissetmiyor. Almanya ile yaşanan problem iki ülkenin sağduyulu yaklaşımlarıyla çözülmelidir. Türkiye yurtta sulh, cihanda sulh ilkesiyle hareket etmelidir. İktidar partisinin söylemleriyle Türkiye başkaca sorunlar yaşamamalıdır. Cumhurbaşkanının da bu konuda sağduyuya ihtiyacı var. Buradan söylediğiniz bir sözün etkisini oradaki yurttaşlarımız hissediyor. Biran önce diplomatik ilişkileri öne çıkaran bir anlayıştan yanayız" ifadesini kullandı.
Levent Gök, Çanakkale'de başlayacak Adalet Kurultayı'nın 4 gün süreceğini hatırlattı.
Kurultaya toplumun tüm kesiminin davetli olduğunu anımsatan Gök, "Adaletle ilgili benim de söyleyeceklerim var" diyen herkesin orada konuşabileceğini bildirdi.
Günde iki panel ve toplantıların gerçekleşeceği programda CHP'nin dinleyeci olarak yerini alacağına işaret eden Gök, katılımcıların önerilerinin not edileceğini ve toplumun ortak paydası olarak değerlendirileceğini dile getirdi.