‘PYD’DEN RAHATSIZ OLAN TÜRKİYE AFRİN’E OPERASYON YAPABİLİR’
‘AFRİN İÇİN PAZARLIKLAR DÖNDÜĞÜ ANLAŞILIYOR’
‘RUSYA MESELEYİ KOORDİNE EDEN ANA AKTÖR’
“Türkiye ile Suriye yönetimi arasında Rusya üzerinden ilişkilerin yürütüldüğünü düşünüyorum. Burada Türkiye’nin muhatabı Rusya’dır. Suriye yönetiminin Esad’ın muhatabı da Rusya. Dolayısıyla Rusya burada meseleyi koordine eden ana aktör pozisyonunda. Burada çıkarların örtüşmesi söz konusu olabilir. Özellikle Suriye’nin ve Rusya destekli güçlerin şu anda ağırlığı ülkenin merkezine verdiğini ve Deyrül Zor’a doğru çok ciddi bir hamle yaptığını görüyoruz. Herkesin takip ettiği online haritalar yapan web siteleri var ve sürekli güncelleniyorlar bilgiler. Bu bilgileri buradan da doğrulayabiliriz. Suriye Ordusu ve Rusya destekli güçler Palmira’nın doğusunda Sükna kasabasına yoğunlaştılar. Dolayısıyla burada arkayı sağlama almak için çatışmasızlık bölgelerinin yaşaması gerekiyor. Bu anlamda özelikle Suriye’nin kuzeyinde ve İdlib’e Türkiye tamamen hâkim değil ama oradaki güçler üzerinden belki orada bir hükümet sağlama düşüncesi olabilir. Bunun karşılığında da Türkiye’ye Afrin konusunda sınırlı bir operasyon için göz yumabilirler. Bunun Rusya açısından da şöyle bir önemi var; İdlib hemen Hmeymin hava Üssü’nün yanı başında ve Rusya’nın buradaki askeri üslerine çok yakın. Dolayısıyla buranın da belli bir kontrol altında tutulması, El Kaide, IŞİD gibi unsurların eline geçmemesi bu açıdan çok önemli.”
‘KÖRFEZ KRİZİ İDLİB ÖZELİNDE SAHAYA YANSIMIŞ DURUMDA’
“Şu anda biraz daha sınır kontrolü, insani yardım ve Ahrar’a verilen destek üzeriden Türkiye oyunun içerisinde. Eğer Afrin Türkiye’ye istediği şekilde sunulursa, belki bunun karşılığında bu radikal unsurlara karşı Türkiye’nin daha etkili bir mücadele sergilemesi beklenebilir. Rusya böyle bir pazarlığın içerisinde olabilir, buradaki pazarlıkları çok da bilemiyoruz elbette ama genel konjonktür ve bölgenin jeopolitiği biraz bunu gerektiriyor. Türkiye’ye burada İdlib konusunda aşırıcı unsurlara karşı elini taşın altına koyması, bunlara karşı Rusya ile ilişki içerisinde bir hareket, tavır içine girmesi beklenebilir. Çünkü bu radikal unsurların da son 10 gün içerisinde şöyle açıklamaları oldu; buradan Katar ve Türkiye’yi çıkartma gibi söylemlerde bulundular. Bu da biraz bana Suudi Arabistan ve Körfez’in söylemi gibi geldi. Dolayısıyla bu gelişmeleri Körfez’deki Katar-Suudi Arabistan geriliminin İdlib’de küçük bir yansıması olarak da değerlendirilebilir. Suudi Arabistan ve Katar arasında her zaman rekabet vardı ama şimdi iş çok fazla sertleşti. Ortadaki anlaşmazlık ve uzlaşmazlık biraz daha çatışma, savaş boyutuna doğru sürükleniyor.”
‘TÜRKİYE’NİN REFERANDUM KONUSUNDA TAVRI ANLAŞILMIYOR’
“İran da hayır dediğini çok net belirtiyor ama İran bir de geçtiğimiz hafta petrol bakanlarının toplantısında çok önemli bir adım atarak ortak petrol ihracat anlaşması imzaladı. Bu görüşmelerde Irak Başbakanı da yer aldı ve Kerkük’teki petrolün İran’daki rafinelerine taşınması da bu anlaşmanın bir parçası oldu. İran Kerkük konusunda taraf olduğunun altını çizdi. Burada Irak Kürtlerinin şöyle bir açmazı var; bir taraftan referandum işi ortaya atıldı, Barzani biraz da iç politik saiklerle bu işin içine girdi. Mart ayında Kerkük’te Kürdistan bayrağının göndere çekilmesinden sonra bu meseleyi üstlendi ve referandum kararı alındı. Fakat bu referandum kararı alındıktan sonra, strateji olarak bunun arkasından hemen bağımsızlığın gelmeyeceğini söylediler. Kürt asıllı Irak Cumhurbaşkanı Fuad Masum da aynı şeyin altını çiziyor. Çünkü bunun ne kadar patlayıcı ve geri dönülemez bir savaş çıkarabileceğinin herkes farkında. Referandum gerçekleştikten sonra, aşamalardan biri geride kalmış olacak. Fiili durum yaratarak burada bir Kürt bölgesi oluşturmak 2003’ten sonra hayata geçti. Daha sonra bağımsızlık referandumu üzerinden yasal olarak durumu ortaya koymuş olacaklar. Ondan sonra dünya çapında bir kampanya başlatarak, biraz da IŞİD ile mücadele meselesini empati kazanmaya çevirerek tanınma bekleyecekler. Fakat hem İran hem de Türkiye’nin tavrı frenliyor bu durumu. ABD Irak Kürtlerinin bağımsızlığına karşı olmadığını söyledi ama zamanı olmadığını söyleyerek çok ikircikli tavır içerisine girdi. Rusya’nın da aynı şekilde karşı olmadığı, dengelerin ne göstereceğini beklediği açıklandı. Rusya geride durarak ‘Bu işi zaten İran ve Türkiye engelleyecek. Biz Kürtlerle aramızı bozmayalım’ düşüncesinde. İsrail ise çok açık biçimde Kürtlerin bağımsızlığını desteklediğini belirtiyor. Kendilerine ittifak arayışı içerisindeler ama Kürt-Arap etnik savaşı bu meseleden patlayabilir.”
‘SURİYE KÜRTLERİ IRAKTAKİ KADAR GÜÇLÜ DEĞİL’
“Suriye’nin kuzeyindeki yapılanma da Eylül’ün 22’sinde seçim yapma kararı aldılar. 3 Kasım’da yerel seçimler yapacaklar. Bu gibi düşünceler var. 1 Ocak’ta parlamento kurmayı hedefliyorlar. Buna hem Suriye yönetiminin hem de diğer bazı Kürt partilerinin, özellikle de Kürdistan Demokratik Partisi’nin (KDP) Suriye ayağının karşı çıktığını görüyoruz. Cepheyi çok da genişletmek istemiyor olabilirler ya da PKK-PYD çizgisi ile KDP’nin kendi içerisindeki Kürt bölgesi egemenliği açısından bir rekabet var ve bununla ilgili olabilir. Bu da ayrı bir çatışma noktası. Suriye’nin kuzeyinde ABD’nin bölgeden çıktığını varsayarsak ya da desteğin bitmesi anlamında Suriye’nin kuzeyindeki yapının allak bullak olacağını söylemek zor değil. Irak’taki kadar güçlü bir yapı olduğunu düşünmüyorum, bu kadar oturmuş bir federal yapı yok. Çok ciddi bir şekilde dışarıdan destekle ayakta duruyor. Burada Irak Kürdistanı’ndaki kadar manalı bir hareket olacağını düşünmüyorum. Orası daha çok ABD’nin denetimi altında bir alan gibi devam edecek. Biraz da bu durum Rakka’nın gidişatına bağlı. Buranın yüzde 50’sinden fazlası şu anda denetim altında ama kolay bitecek gibi değil. Dolayısıyla Suriye’nin kuzeyindeki Kürt yapılanmasının biraz daha işinin zor olduğunu ve Suriye rejiminin de buna çok net bir şekilde karşı olduğunu biliyoruz. Ortada çok ciddi rahatsızlıklar var. Belirli yerlerde Kürtçe’nin dayatılmasından dolayı pek çok Arap ailenin Haseke ve diğer kentlerden ayrılmak zorunda kaldığını görüyoruz. Daha önceki demografik yapı tamamen değişti. Suriye herhalde hiçbir şekilde eski günlerine dönemeyecek çünkü her anlamda alt üst oldu. Bu mesele de durumu daha içinden çıkılmaz bir hale getiriyor.”