Reçber'in yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Öncelikle hocam, olay nerede, nasıl, ne şekilde olursa olsun, yüzde 100 haklı bile olsanız, yaptığınız çok ama çok yanlış. Aslında bunun siz de farkındasınız..
Hepimiz bir şeyleri değiştirmek, geliştirmek ve güzel bir noktaya ulaşmak için çaba sarfederken, sporun başındaki insanların bu yaptıklarını kabul etmek bana ters düşüyor.
En basitinden,
- Bu ülkede çocuklar var.
- Bu ülkede gençler var.
- Bu ülkede sporu gerçek anlamıyla seven insanlar var.
İşte bu sebeplerledir ki, belli konumlara ulaşmış insanların sadece kendilerine ve ailelerine değil, topluma da sorumlulukları vardır.
İyi şeylerin ödüllendirilmesi gibi, yapılan yanlışların da bir karşılığı olmalı.
Sonuç olarak…
- Şahıs kim olursa olsun, bulunduğu makamı suistimal ediyorsa özür dileyip görevini bırakmalıdır.
- O bırakmaya yanaşmıyorsa, ilgili merciler tarafından görevinden alınmalıdır.
- Hiçbiri olmadı mı? O zaman sözü yeni Spor Bakanı söyleyecek.
- O da mı olmadı. Artık talimat verecek makam belli!"
ARDA TURAN ÖRNEĞİ
Şimdi hocam… Birileri sizi görevden almadan kendi gururunuzla bırakmanız lazım değil mi?
Ve kimse "Dünya Kupası'na katılma mücadelesi içindeyiz. Bu işi büyütmeyelim" demesin.
SON BİR NOT
Hocam… Basın toplantısındaki söylemleriniz hangi noktada olduğunuzu bir kez daha gözler önüne serdi. Mazeretinizin özrü bile kabahatınizden büyük… Çünkü hocam, bu ülkenin polisi var, savcısı var, mahkemesi var!"