Sputnik muhabirleri, Lun Lun (Ejderha) takma adı verilen köpeğin dünyaya geldiği SinoGene şirketinin Pekin’deki laboratuvarını ziyaret etti ve Çinli bilimcilerle bir araya geldi. Laboratuvarı gezen Sputnik muhabirleri, sadece Lun Lun ile değil, ona tıpatıp benzeyen iki klon köpekle daha karşılaştı.
VE KARŞINIZDA, 'LUN LUN'
Küçük steril odada taşıyıcı anneleriyle birlikte kalan 3 köpek yavrusunun annelerinin genlerini taşımadıkları, SinoGene şirketinde özel olarak yetiştirilen Pingo (elma) cinsinden bir köpekten klonlandıkları anlaşıldı. Çinli bilimciler, testlerin 3 köpeğin yüzde 99,9 oranla birbirilerine benzediklerini açıkladı.
Genleri değiştirilmiş köpeklerin dış görünüm ve davranış şekli olarak diğer yavru köpeklerden farklı olmadığı anlaşıldı, her üçü, kendilerini ziyaret için gelen insanlara doğru koşarak kendilerini sevdirdi.
Çinli yetkililer, bir deney çerçevesinde 10 köpek üretmeye çalıştıklarını, ancak sadece 2 köpeğin genetiğinin değiştirilebildiğini, bazen de yapılan denemelerin belirsizlik faktörü nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanabildiğini anlattı. Yetkililer, klon köpeklerin üreme güçlerini koruduklarını ve 10 aylık olduklarında çiftleşmeye başlayabildiklerini, planlanan gen değişikliklerinin bir sonraki nesle taşındıklarını belirtti.
'SÜPER KÖPEK Mİ, DEĞİL Mİ' TARTIŞMASI
Klon köpeklerin kanlarındaki yağ oranının yüksek olduğunu aktaran uzmanlar, köpeklerin yaşamının tedaviye ve beslenme şekline bağlı olduğunu ifade etti. Bazıları şimdiden Lun Lun’a ‘süper köpek’ dese de şirket çalışanları bu konuda aynı fikirde olmadıklarını söyledi. Süper köpeklerin çok gelişmiş hareket ve koku alma kabiliyetine sahip olabildiklerini ve özel bir takım işlerde kullanılabildiklerini söyleyen bilimciler, kendilerinin genleri revize etme yöntemiyle yarattıkları köpeklerin, ileride insanlarda olan hastalıklara yakalanabildiklerini ve bu nedenle ‘süper köpekler’ olmadıklarını vurguladı.
'AMAÇ, ARAÇLARI MEŞRU KILAR'
Çinli bilimciler, genetiği değiştirme teknolojilerinin tıp biliminin gelişmesi bakımından büyük önem taşıdığını, bu teknolojilerin sayesinde çeşitli ödemlerin ve genetik hastalıkların tedavi edilebildiğini ifade etti. SinoGene Genel Müdürü Mi Dzidun, “Hayvan modellerinde ilaçların güvenli olup olmadıkları ve gösterdikleri etkiler araştırılabiliyor. Daha önce bu tür deneylerde çok az sayıda köpek kullanılırdı, zira köpeklerin genlerini değiştirme süreci oldukça karmaşık. Bu araştırmaları, köpeklerde ve insanlarda hastalıklarının benzer şekilde geliştikleri ve iki türün genlerinin de benzerlik gösterdiği için yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Şirket çalışanlarının köpeklerin üzerinde ateroskleroz, otizm, kas distrofisi ve diyabet gibi hastalıkları denedikleri anlaşıldı. Uzmanlar, bu deneylerin sayesinde hastalıkların ortaya çıkma risklerinin, belirti sıklıklarının, önleme ve tedavi yöntemlerinin araştırılabildiğini kaydetti.
'GELECEĞE DÖNÜK PLANLAR YAPABİLECEĞİZ'
Şirketin uzmanları, yaptıkları araştırmaların bir sonraki adımında genetiği değiştirilmiş kedileri dünyaya getirmek olduklarını söyledi. Dzidun, “Ancak şu anda gerekli teknolojiler elimizde yok, ayrıca deneyim ve bilgi birikimi yamamız gerekir, o zaman ileriye dönük planlar da yapabileceğiz. Bu bilgilerin sayesinde ileride tüm Kedigiller ailesinde ve özellikle Amur kaplanı, bazı leopar türleri ile ilgili araştırmalar yapabilir duruma geleceğiz” diye konuştu.
Çinli yetkili, şirketin araştırmaları konusunda açıklık ilkelerine bağlı olduğunun ve bilimin gelişmesi için buluşlarını dünya toplumu ile paylaşmaya hazır olduğunun altını çizdi.