Kılıçdaroğlu, yazısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 15 Temmuz krizini, gücü kendi elinde toplamak için kullandığını ifade etti. Kılıçdaroğlu'nun yazısının bir bölümü şu şekilde:
'DARBENİN BAŞARISIZ OLMASINI SAĞLAYAN, BİRLİK DURUŞU OLDU'
'BİR YIL İÇİNDE TÜRKİYE DEMOKRASİSİ NEREDEYSE BİR DİKTATÖRLÜK REJİMİNE DÖNÜŞTÜ'
"Bir sonraki gün Türkiye için yeni bir demokrasi döneminin başlangıcı olabilirdi. Ancak son bir yıl içinde Türkiye demokrasisi neredeyse bir diktatörlük rejimine dönüştü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu krizi kullanarak olağanüstü hâl ilan etti ve tüm muhalif seslere karşı bir tasfiye hareketi başlattı ve kararnamelerle (ülkeyi) yönetmeye başladı.
"Eğer Türkiye'nin geleceğinden darbeleri çıkarmak istiyorsak yapmamız gereken bunun tam tersi. Demokratik kurumların sağlam olduğu, parlamento gözetimi, hukuk himayesi ve özgür basın ile oluşan şeffaflık ortamının her türlü güç aşımını engellediği, şiddet kullanımının problemlerin çözümü olmadığı konusunda toplumsal bir mutabakatın bulunduğu ülkelerde darbeler yaşanmaz.
'DEMOKRASİNİN TÜM UNSURLARI GEÇTİĞİMİZ YIL ZAYIFLADI'
"Bu sistem devlet başkanına, tüm hakimleri ve savcıları atama imkanı veriyor. Herhangi bir durumda, hükümetle çelişecek bir hakim, anında uzaklaştırma ve hatta tutuklanma riski ile karşı karşıya. Parlamentonun gücü ve gözetim yetkisi de ciddi şekilde azaltıldı. Birisi benim partimden, toplamda 12 milletvekilinin hapiste olduğu bir ortamda bunun tartışma konusu olması bile saçma. Benzer bir şekilde, olağanüstü hâl ilan edildiğinden beri, 150 gazeteci, çok sayıda akademisyen ve kamu çalışanı, toplamda 50 binden fazla insan tutuklanarak hapse atıldı.
'GENELKURMAY BAŞKANI VE MİT MÜSTEŞARI SORGULANMADI'
'İKTİDAR PARTİSİ YILLARCA GÜLENCİ ŞEBEKELERİ DESTEKLEMİŞTİR'
"Elimizdeki sınırlı bilgiler, darbe girişiminin arkasında tam olarak kimlerin bulunduğunu tespit etmemize yetmiyor. Dahası, cezai sorumluluğu olanlar kadar politik anlamda sorumlu olanlar da hesap vermeliler. Şu anda hapiste olan generallerin neredeyse tamamının, bulundukları bu rütbelere AKP tarafından getirildiğini söylemeliyiz. İktidar partisi, bürokraside ve iş hayatında kendilerine rakip gördükleri karşısında, yıllarca Gülenci şebekeleri desteklemiştir. 2012-2013 yıllarında başlayan ayrılıkları da ilke çatışması nedeniyle değil çıkar çatışması nedeniyle gerçekleşti. 15 Temmuz'un gerçek tarihi bu politik arka plan olmadan yazılamaz.