Olacağı öngörüldüğü halde darbenin önlenmediğini ve daha da kötüsü sonuçlarından yararlanılmak üzere sonrasının planlandığını belirten Özel, bu ifadenin darbe komisyonunun raporunda da yer aldığını ve kimseden itiraz gelmediğini söyledi.
İtiraz ettikleri noktanın 15 Temmuz darbe girişimine kahramanca direnen TBMM'nin yetkilerinin 20 Temmuz'da alınıp Bakanlar Kurulu'na verilmesi olduğunu anlatan Özgür Özel bu yıl ilki düzenlenecek anma etkinlikleri konusunda takınacakları tavrı da şöyle açıkladı:
"15 Temmuz'da gündüz Meclis'te resmi bir oturum var. Zaten bizim de kanun teklifimizle 15 Temmuz tatil ilan edildi. Bayram demeye dilim varmıyor ama o gün ölenlerin anısına hem bir milli yas hem de anma yapılacak. O gün Meclis'te de bir özel oturum düzenleniyor, bize bildirilen bu oturumda liderler için belirlenen konuşma süresinin 10'ar dakika olduğu. Biz bir yazı yolladık diyoruz ki; 15 Temmuz 10'ar dakika konuşulur mu liderler en az birer saat konuşmalıdır. Niye 10 dakika ile sınırlıyorsunuz. Bunlar 15 Temmuz'u, öngörülen önlenmeyen, sonuçlarından yararlanılan ve bir de üstünde konuşulması istenmeyen bir darbe girişimi olarak yorumluyor.
Sonra gece yarısı bizim davetli olmadığımız özel bir oturum yapacaklar ve orada da istedikleri gibi bol bol konuşacaklar. Bu özel oturumdan bizim haberimiz bile yok. Sanki Meclis babalarının çiftliği. Bize deseler ki gece de bir anma yapacağız katılır mısınız? Katılırdık veya katılıp katılmamayı oturur değerlendirirdik. Ama bir bakıyoruz program göndermişler, gündüz gel 10 dakika konuş git, akşam biz toplanacağız, Devlet Bey ile bizimkiler; Meclis Başkanı, Başbakan, Cumhurbaşkanı konuşacak."
Peki CHP bu duruma itiraz etti mi? Özgür Özel bu soruyu şöyle yanıtladı:
"Biz gündüz oturumunda sürenin uzatılması için itiraz ettik. Ama gece oturumundan haberimiz yoktu. Gördük şok olduk, itiraz değil isyan ediyoruz. Saçma bir durum. Ayrıca itiraz etmek gerekiyorsa burada ediyorum işte. Biz 15 Temmuz gecesi yukarıda helikopter takır takır mermi saydırırken o anma yapacakları bahçeden Meclis'e koşturuyorduk. O darbeyi hep birlikte önledik. Şimdi kendi aralarında anma yapacaklarmış."
Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın keyfi kararlarını ve tutumunu da eleştiren Özgür Özel, "AKP iktidara geldiğinde 3 Y ile mücadele etmeye geldi. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar. Ama şimdi hepsi duruyor. Hepsini geliştirdiler. Hiçbirini çözmediler. Kendilerinden sonraki hükümete dördüncü Y'yi de bırakıyorlar. O da yüzsüzlük. O kadar büyük bir yüzsüzlük potansiyelleri var ki. Bizim 15 Temmuz'da bomba altında girdiğimiz Meclis'in bahçesinde toplantı yapılacak Devlet Bey'le ben konuşacağım diyorlar" dedi.
Geçtiğimiz günlerde hükümete yakın gazetelerde 15 Temmuz gecesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu gösteren bir fotoğraf yayınlanmıştı. Bu fotoğrafta Kılıçdaroğlu'nun yanında İstanbul İl Başkanı ile Bakırköy Belediye Başkanı'nın evinde televizyondan darbe girişimini izlediği görülüyordu. Hükümete yakın medyada bu fotoğraf 'ayağında terlikler önünde çay kahve darbeyi televizyondan seyrediyor' diye eleştiri konusu oldu.
CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, katıldığı RS FM'de Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programında Kılıçdaroğlu'nun fotoğrafıyla ilgili eleştirilere de yanıt verdi:
"Fotoğrafı ben de gördüm, yanında İstanbul İl Başkanımız ile televizyona yakın bir şekilde endişeli gözlerle darbe girişimini izliyorlar. Ayağında da terlik var. Bunun neyini konuşuyorlar bilmem ama şunu söyleyeyim zaman zaman derler, 'Kemal Kılıçdaroğlu o gece tankın üstüne niye çıkmadı?' Kardeşim hepiniz tankın üstündeydiniz de biz mi aşağıda kaldık. O gece Binali Yıldırım'ı Bolu Tüneli'ne sakladılar. Cumhurbaşkanı birbiriyle çelişen altı tane saat söylüyor şu saatte öğrendim bu saatte öğrendim diye. Çok profesyoneldik biz o gün üç havaalanında üç uçağı hazır beklettik. Kardeşim bilmediğin bir darbe girişimine karşı üç havaalanında üç uçağı nasıl hazır beklettin. Halkı sokağa çağırıyor, ben ve Başbakan da meydanlarda olacağız diyor ama sadece İstanbul Havaalanı'na iniyor, 4 gün sonra meydana çıkıyor kendisi de. İçişleri Bakanı Batum'a kaçıyor darbe başarılı olursa gelmemek üzere. Her birisi için ayrı bir şey anlatılabilir.
Sayın Kılıçdaroğlu, o gece İstanbul Havaalanı'nda darbe karşıtı bir bildiri yayınladı ve artık darbenin hedefiydi. Yanındaki koruma ekibi tarafından güvenli ve bilinmeyen yer olarak Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine getirildi. Oradan bana telefonla talimat verdi Meclis'e gidin diye. Kendisi de uçak bulabildiği ilk fırsatta geleceğini söyledi. Ve darbeyi kimin yaptığının önemli olmadığını önemli olanın nereden gelirse gelsin darbeye karşı durmak olduğunu söyledi."
Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programının gündemindeki bir başka tartışma konusu da AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu'nun MİT tırları soruşturmasının Kemal Kılıçdarolu'na kadar uzanabileceğini ima etmesiydi. Kuzu'nun soruşturmanın Kılıçdaroğlu'na kadar uzanabileceği yönündeki ifadelerini Özgür Özel sert sözlerle yanıtladı:
"Demirden korkan trene binmez. Biz siyaset yaparken Burhan Kuzu'nun şantajından korkup geri adım atacak olsak zaten bu yollara çıkmazdık. Biz öyle Burhan Kuzu gibi bir arkadaşın 14. kattaki rezidansında kurulmuş bir partinin mensupları değiliz. Biz savaş meydanlarında kurulmuş bir partinin mensuplarıyız. Ne profesörlüğümüzü birine borçluyuz ne milletvekilliğimizi. Hepimiz, Genel Başkan dahil bütün üyelerin oy kullandığı ön seçimlerden seçilip gelmişiz. Bir milletvekilimiz tutuklandı bunun üzerine biz bir eylem kararı aldık. O karardan 27 gün sonra buradayım. Arada geçen 25 günde neler olduğunu biliyorsunuz. O yüzden bir milletvekilimiz tutuklandığında verdiğimiz tepkiyi görün, Genel Başkanımıza bir şey olursa neler olacağını hesap edin.
Yapılan son araştırmalarda Türkiye'de adalete olan güven yüzde 17, Adalet Yürüyüşü'ne destek yüzde 70'lerin üzerinde. Bunların kimyaları bozuldu. Biz öyle tehdide şantaja pabuç bırakacak değiliz. Hodri meydan bir millet vekilimiz tutuklandığında ortaya koyduğumuz tepki ortada ki daha devamı gelecek. Bundan sonra CHP'ye laf söyleyen kişi iki defa düşünecek. Anlayacakları dilden söylüyorum. Bu kadar burunlarını havaya kaldırırlarsa bu gayretullaha, nimetullaha dokunur. Sonra biri alır seni o kibirle havaya kalkmış burnunu yere sürter. O zaman aklın başına gelir. Kimyalarının bozulduğunu anlıyorum. Kendilerine uykusuz geceler diliyorum."