- Zirvenin en önemli gündem maddelerinden biri de terörle mücadeleydi.
- Küreselleşen terör tehdidiyle mücadelenin terör örgütleri karşısında ilkeli, tutarlı ve kararlı bir duruş sergilenmesinden geçtiğini vurguladık.
Terör örgütlerine karşı çifte standardı bırakmadan, uluslararası işbirliği ve dayanışmayı sağlamadan bu konuda mesafe kat edemeyeceğimizin altını çizdik.
Terörle mücadelede eylem planına elimizden gelen desteği vereceğiz. Diğer ülkelerden de bu konuda destek bekliyoruz.
'AB, MÜLTECİLER KONUSUNDA VERDİĞİ SÖZLERİ TUTMADI'
- Avrupa Birliği, mülteciler konusunda verdiği sözleri tutmadı. Projeler sunulmadı diyorlar. Projeler uygulandı. Gelsinler Gaziantep'e görsünler. Mültecileri adalarda, gettolara hapsetmiyoruz. İnsan onuruna yakışır kamplarda ağırlıyoruz."
'ALMAN POLİSİNE TEŞEKKÜR EDİYORUM'
- G20 zirvesinde Alman polisinin ortaya koyduğu fedakarlığı görmezden gelemeyiz.
Alman polisine teşekkür ediyorum.
PKK ve kolları her yıl Avrupa'da milyonlarca euro haraç topluyor.
Geçen yıl 15 Temmuz gecesi ülkemizde kanlı bir darbe teşebbüsünde bulunan ve 250 vatandaşımızı hunharca şehit eden, 2 bin 193 vatandaşımızı da yaralayan terör örgütünün militanları, Batı ülkelerini kendilerine güvenli liman olarak görüyorlar. Bu tablonun, özellikle 15 Temmuz gecesi demokrasiye canı pahasına sahip çıkan milletimizi rahatsız ettiğini, daha da ötesi rencide ettiğini özellikle belirtmek isterim.
Sınırlarımızın hemen yanı başında terör örgütlerinin desteklenmesi, silahlandırılması, bölgede terör adacıkları oluşturulmasına kesinlikle sessiz ve tepkisiz kalmayacağız. Ülke güvenliğimizi tehdit eden oluşumlara karşı meşru müdafaa hakkımızı kullanmakta tereddüt göstermeyeceğiz. Terör örgütlerine verilen silahları topraklarımızda yapılan eylemlerde ele geçiriyor olmamız, sorunun şimdiden mevcut sınırlarının dışına taşmaya başladığına işaret etmektedir. Dün bölgede dağıtılan ve bugün namlusu bize yöneltilen silahların yarın dünyanın başka yerindeki eylemlerde kullanılmayacağının garantisi yoktur.
'KATAR'A YÖNELİK YAPTIRIMLARI DOĞRU BULMUYORUZ'
- Katar'a yönelik ithamları haksızlık olarak değerlendiriyor, yaptırımları da doğru bulmuyoruz. Dünyadaki her ülke gibi Katar'ın da egemenliğine saygı duyulmalıdır. Daha önce de ifade ettiğim gibi, kardeş kavgasının kazananı olmaz.
'TÜRKİYE, KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNE FARKLI PARAMETRELERLE KATKI SAĞLAMAYI SÜRDÜRECEK'
- KKTC ile beraber gerek Annan Planı'nda, gerek mevcut süreçte önde olduk. Ancak tüm çabalara rağmen zirve sonuçsuz kaldı.
Sonuçtan büyük üzüntü duyuyoruz. Bu tablo, soruna BM parametreleri çerçevesinde çözüm olmayacağını gösteriyor. Türkiye, sorunun çözümüne farklı parametrelerle katkı sağlama çabalarını yine sürdürecektir. Aynı tutumu ilgili tüm taraflardan bekliyoruz. Olmadığı takdirde şüphesiz ki B planı, C planı, bunlar da düşünülmeye başlanacaktır. Elbette bu konuda gereken değerlendirmeleri yapacak, sonucu kamuoyu ve muhataplarımızla paylaşacağız.
'BEN ŞİİR OKUDUĞUM İÇİN HAPSE GİRMİŞ BİRİYİM'
- (Türkiye'de tutuklu Alman gazeteci Deniz Yücel'le ilgili soruyu yanıtlarken) Basın mensupları sınırsız özgürlüğe sahip değildir.
Basın mensupları suç işlerse cezaevine girerler. Ben belediye başkanıyken şiir okuduğum için hapse girdim. Düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda hassasım. Eğer bunu bilseniz bunu soruyu bana sormazdınız. Basın mensubu denilenler terör örgütlerine yardım ve yataklık ediyorlar. Bu konuda size diğer ülke liderlerinin vereceği cevabı verebilirim: Bu yargının konusudur ve yargı kararını vermiştir.
Almanya'da 3 milyon soydaşım var. Onlarla bu seyahatim vesilesiyle salon toplantısı yapmayı arzu ettim. Fakat Alman yönetimi müsaade etmedi. Buradaki vatandaşlarımla salon toplantısı yapmama tahammül edemediler. Bunu hangi özgürlük anlayışıyla bağdaştıracağız? Benim siyasi intihar dediğim budur. Bu bumerang döner sahibini de vurur. Ama PKK terör örgütünün dağdaki eşkıyalarına oradan bağlantı kurmasına izin verdiler.
'SÖZDE ADALET YÜRÜYÜŞÜ VAR'
Şu anda Türkiye'de, işte neredeyse 20 günü aştı, ana muhalefet partisinin düzenlemiş olduğu sözde bir adalet yürüyüşü var. Devam ediyor. Halbuki sözde adalet yürüyüşünü yapanlar partilerinin içinde genel başkanlığa aday olanlara adaylık hakkı vermiyorlar. Bu tür gariplikleri yaşıyoruz fakat bunların hepsini aşacağız.
'AFRİN'DEN TEHDİT VAR'
- Afrin bizim için bir tehdittir. Afrin'den Kilis'e sürekli bir tehdit var. Biz de angajman kuralları çerçevesinde, oradakilere gerekli dersi vermeye devam edeceğiz.
'BARZANİ'YE DEDİK Kİ 'BU YANLIŞ YOLDUR'
- (Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ndeki bağımsızlık referandumu) Referandum konusuna ben Irak'ın bütünlüğü açısından doğru bakmıyorum ve bu Irak'ın yarınları açısından sıkıntı verici bir adımdır. Bunu dostum Barzani'ye haberini Dışişleri Bakanlığı olarak da verdik. Dedik ki 'Bu yanlış bir yoldur.
Bundan vazgeçin ve yarın bunun bedelini ödemek de sizin için zor olacaktır.' Şu anda doğrusu hangi konumda olduklarını hala bilmiyorum. Temenni ederim ki referandum yapılmadan vazgeçerler. Ama bundaki direnmeleri onlara ben kaybettirir diye düşünüyorum. Çünkü bizim için Irak'ın birliği, beraberliği, bütünlüğü çok çok önemlidir.
Irak'ta bölünme başlarsa bir taraftan Türkmenler başlar. Siz Irak'ın parçalanmasını ister misiniz? Biz istemiyoruz. Bu bölünmeye izin mi verelim. Barzani'ye her zaman en büyük desteği biz verdik hala da veriyoruz. Bölünmeyin diyoruz. Bunu her zaman sayın Barzani'ye de söyledim.
'DEMİRTAŞ BİR TERÖRİSTTİR'
- ('Selahattin Demirtaş ve Kürt milletvekilleri ne zaman cezaevinden çıkacak?' sorusu üzerine) Teröristleri cezaevlerinden bırakma yetkisi bizim değildir. Türkiye bir hukuk devletidir. Söylediğiniz kişi bir teröristtir. Öyle bir terörist ki bütün benim Kürt kardeşlerimi sokağa döküp ondan sonra 53 Kürt kardeşimi yine Kürtlere öldürten bir teröristtir.
Bu sadece suçlarından bir tanesidir. Buna benzer daha nice suçları vardır. 'Bizim arkamızda PKK var, PYD var, YPG var' gibi meydan okuyan bir kişidir. Şu anda zaten yargıdadır. Yargı onlarla ilgili ne karar verirse o karar bizim başımız gözümüz üstündedir.
Toplantının soru cevap kısmında, Hamburg'daki göstericilerle ilgili olarak ne dediği tam olarak duyulamayan bir gazetecinin sorusuna Erdoğan'ın kızdığı görüldü. Soruyu cevaplayamayan Erdoğan, "Öncelikle dili böyle kullanmamalısın. Böyle bir argo konuşman doğru değil" dedi.
'BUNLAR O OTELDE NİYE TOPLANDILAR'
- (Büyükada'da gözaltına alınan insan hakları savunucularıyla ilgili Wall Street Journal'dan Emre Peker'in sorusu üzerine) Bunlar, o otelde neden topladılar?
Adeta 15 Temmuz'un devamı niteliğinde bir toplantı… İstihbaratın aldığı bir bilgi üzerine polis teşkilatı harekete geçmiştir. Bu aktivist denilenler kim? Kim o aktivisit? ByLock'çular mı, Eagle'cılar mı, terör örgütlerine silah taşıyanlar mı? Haberi doğru kaynakalrdan alın. Haberi doğru kaynaktan almaz da, WSJ ağzıyla konuşursanız sizi yanlışa düşürürler.