Rogozin, Sputnik'in sorularını yanıtladı.
Neden mümkün olmasın ki. Almak istiyorlarsa alacaklar. Para veren alır. Yunanistan alıyor. Savaş uçaklarımız halen Doğu ve Orta Avrupa ülkeleri tarafından kullanılıyor. Afganlar ABD'den ülkeleri için Rus helikopterlerini almasını talep ediyor.
Mısır'a helikopter sevkiyatımız ne durumda?
İhaleyi kazandık. Hatırlarsanız, Fransızlar (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin'e istirhamda bulunmuştu: ‘Ne olur lütfen bizden 2 Mistral alın da gemi üretim sektörümüzü destekleyin' demişlerdi. Fransa'yla dostluğun simgesi olarak para ayırdık, helikopter gemilerini sipariş ettik. Oysa bu gemilere ihtiyacımız yoktu, çünkü Fransız helikopter gemileri bizim hava koşullarına uygun değil, +7'de arıza çıkarıyor. Oysa bizim Arktik bölgemiz, soğuk denizlerimiz var, bizim tamamen farklı teçhizata ihtiyacımız var. Ama onlar gemileri yaptıktan sonra kendi kendinden korktu. Neymiş, satamıyoruz, ABD izin vermiyor. Paramızı fazlasıyla geri aldık, yani karda kaldık. Onlar da Mistral'leri bizim onayımızla Mısır'a verdiler. Bizim onayımız olmadan üçüncü tarafa satamazlardı, çünkü bu helikopter gemileri bizim teknik projeye göre yapıldı. Biz de Mısırlılara dedik ki, bu gemiler için yaptığımız helikopterleri size satalım. Mısırlılar bu teklifi kabul ettiler.
Biliyor musunuz biz de çalışıyoruz ama kendi topraklarımızda bunu yapıyoruz. Örneğin, 1999'da Yugoslavya'da neler olup bittiğini gördük. Bu ülke iyi bir hava savunma sistemine sahip değildi. Boydan boya bombalandı. Aynısının bize yapılmasını istemiyoruz. Bu yüzden planlı olarak uzay ve kara füze savunma birliklerine büyük paralar yatırıyoruz. Temel sanayi ve idari merkezlerin yapımını çoktan bitirdik. 2-3 yıl sonra tüm ihtiyaçlarımızı tamamen karşılayacağız. Bizi tehdit eden tüm balistik ve seyir füzelerin fırlatma anını görebileceğiz. Ama bunu kendi topraklarımızda yapıyoruz. ABD ne yapıyor? Polonya, Romanya, Grönland'a sistemleri konuşlandırıyor.
Onların bu yaptıkları açık provokasyon. Hava savunma sistemlerinin Avrupa'ya yerleştirilmesinin teknik açıdan ne anlamı var? Size anlatayım. Stratejik denge var. Bu denge bugün şu garantiyi veriyor ki, konumu ne olursa olsun, Pasifik, Atlas veya başka bir yerden Rusya'ya saldırına her bir taraf derhal fiziksel olarak yok edilecek. Bunun için her şeyimiz var. ABD'nin tüm hava savunma sistemlerini paramparça edecek silahımız var. Saldırganı defalarca yok edebiliriz. Eğer tüm NATO bize saldırırsa tüm NATO'yu yok ederiz. Bunu garanti ediyorum.
Evet, bu işin teknik yönünü çok iyi biliyorum. Onlar bize engel olmaya, potansiyelimizi zayıflatmaya, bize diz çöktürmeye, bağımsızlığımızı azaltmaya çalışıyor. Bu stratejik potansiyelimiz bağımsızlığın garantörüdür. Bu yüzden onlar sistemlerini sınırlarımıza yaklaştırıyor, füzelerimizi fırlatış anında, henüz hızı alırken vurmak istiyorlar.
Rusya, ABD hava savunma sisteminin Avrupa'ya konuşlandırılmasına yanıt verebilir mi?
Elbette. Ama mesele şu ki, kendi topraklarına ABD hava savunma sistemini yerleştirecek ülke, çatışma çıkması durumunda saldırıya uğrayacak. Bizim füzelerimizi vurmasını izleyecek değiliz ki. Önce onların hava savunma sistemlerini yok edeceğiz, sonra karşı saldırıda bulunacağız. Bu yüzden Polonya, Romanya ve diğer ülkelere şunu söyledik: Eğer siz kendi topraklarınıza ABD hava savunma sistemini yerleştiriyorsanız siz de hedef haline geliyorsunuz. Bunu yapmak istemiyoruz ama siz kendiniz kışkırttınız. Başkentlerinizi vurmayacağız ama bizi hedef alan bu sistemleri yok edeceğiz. Bunu açık açık onlara söyledik. Şakamız yok. IŞİD'i nasıl vurduğumuza bakın. Uzaktan, Hazar Denizi, Akdeniz'den, su altı pozisyondan, su üstü pozisyondan, havadan, her yerden vuruyoruz. Bir füze ve haydutlar yok oluyor. Sadece bu haydutlara değil tüm dünyaya böyle bir silahımızın olduğunu gösteriyoruz.
Onlar da bu yaptırımlardan zarar görüyor. İlginç şu ki, yaptırım politikasının ekonomisine göz atarsak, yaptırımları başlatan ABD aslında ne istiyorsa onu yapıyor, üstelik bu yaptırımlardan kazanıyor. Aksine, Washington'a boyun eğen Avrupa ciddi acılar çekiyor. Avrupalılar teçhizat ve tarım ürünlerini satamadıkları için büyük kayıplar veriyor. Bu yaptırımlarıyla kendi bacaklarına kurşun sıkmış oldular, zira kendi çiftçileri acı çekiyor. Bu yüzden Avrupa'nın akılsızca davrandığını düşünüyorum. ABD'liler ise çok vicdansız faydacılardır. Onlar, uzay çalışmaları için Rusya'dan teçhizat alımına engel olacaklar dışında istediği yaptırımlar uyguluyor.
Belki ABD'yi bu teçhizattan mahrum bırakmamız gerekiyor?
Rusya, yaptırım diliyle konuşulacak bir ülke değil. Bu yaptırımlara mizahla yaklaşıyoruz.