Soruşturma kapsamında 13'ü asker, 14'ü Emniyet Genel Müdürlüğü personeli ve biri Başbakanlık müşaviri 28 şüpheli hakkında yurt dışına çıkış yasağı adli kontrol tedbirinin uygulandığı belirtildi.
İddianamede, 4 şüpheli hakkında 'silahlı örgüt üyesi olmamakla birlikte silahlı örgüt adına suç işleme', 'görevi kötüye kullanma', 'suç delillerini yok etme', 'gizleme veya değiştirme', 'suçluyu kayırma', 21 şüpheli hakkında 'görevi kötüye kullanma', 'suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme', 'suçluyu kayırma', 2 şüpheli hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olma', 'görevi kötüye kullanma', 'suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme', 'suçluyu kayırma' ve bir şüpheli hakkında ise 'örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve suçluyu kayırma' suçlarından hapis cezası isteniyor.
JANDARMA KARAKOLUNA 20-25 KİŞİLİK SİVİL VE RESMİ KIYAFETLİ POLİS DE GELDİ
Bu kapsamda Kazan İlçe Jandarma Komutanı şüpheli Murat Bozdoğan, kaçan darbecileri arazide yakalamak üzere Kazan İlçe Jandarma Komutanlığında ve Kazan Jandarma Kışla Karakolundaki personeli görevlendirdi. Bu kapsamda diğer şüpheliler Erkan Külah, Abdülsamet Gürler ve Serkan Çoraplı'dan bir ekip oluşturuldu.
İddianameye göre, ekip, arazide Fethiye Mahallesine doğru giderken Akıncı Üssü istikametinde kalan tarla yolunda, iki sivil kişinin arazide yürüdüklerini gördü. Örgütün sivil yöneticilerinden Nurettin Oruç ile Ankara Anafartalar Koleji sahibi Hakan Çiçek'i yakalayan jandarma ekibi, bu iki kişiyi kışla jandarma karakoluna götürürken, 600 metre kadar ileride sivil bir kişiyi daha fark etti. Elinde siyah küçük bavul ile bir seyahat çantası bulunan sivil Adil Öksüz'ü de alan ekip, üç sivili Kışla Karakolu bahçesine bıraktı.
Darbe girişiminin ardından Kışla Karakolunda görev yapan kolluk görevlileri, Kazan İlçe Jandarma, Kazan İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Ankara İl Emniyet Müdürlüğünden gelen görevliler, Akıncılar 4. Ana Jet Üssü'nden kaçan darbeye teşebbüs eden şüphelileri 16 Temmuz günü peyderpey yakalayıp Kazan Kışla Jandarma Karakoluna getirdi. Bu şekilde yakalanan darbeye teşebbüs eden 29 şüpheli, Kazan İlçesi Kışla Jandarma Karakoluna teslim edildi.
Ancak dinlenen tüm emniyet görevlileri ve şüpheli emniyet görevlileri böyle bir şey söylemediklerini ileri sürdü.
Kışla Jandarma Karakoluna getirilen 29 şüpheli üzerinden çıkan eşyalarla ilgili tutanakları, Erkan Külah ve Abdülsamet Gürler tuttu. Aynı şekilde Adil Öksüz ile ilgili de bir tutanak düzenlendi. Bu sırada şüphelilerin ilk ifadeleri, polis memurları şüpheliler Serter Koçak, Ömer Doğan ve Erhan Cihangir tarafından yapıldı.
ÖKSÜZ'ÜN TAVRINDAN ŞÜPHELENDİ
Koçak, Aksoy'dan, 16 Temmuz günü öğleden sonra, Öksüz henüz adli makamlara çıkarılmadan 'FETÖ'nün mahrem imamı' olduğu bilgisini aldı. Bu şekilde Adil Öksüz'ün 'FETÖ'nün mahrem imamı olduğu', sorgusu için Cumhuriyet Başsavcılığına getirilmeden önce öğrenildi.
Serter Koçak'ın, bahçedeki herkes tarafından duyulabilecek şekilde Öksüz'e, "İmamsın oğlum, bundan sonra sen bizdesin, seninle daha sonra özel ilgileneceğim" dediği, diğer şüphelilere de Öksüz'ü kastederek, "Bu sizin imamınız, size emirleri bu getiriyor, koskoca albay olmuşsunuz şu adamdan emir alıyorsunuz, görün işte halini, gördüğünüz kişi sizin üstlerinize akıl hocalığı yapan kişi budur işte, sizin üstlerinize bu akıl veriyor, görüyor musunuz imamınızı? Gelsin kurtarsın kurtabiliyorsa sizin Fetullahınız, bu gördüğünüz kişi sizin üstlerinize emir ve akıl veren imamıdır, hava kuvvetleri imamıdır" şeklinde beyanlarda bulunduğu iddianameye yansıdı.
AMİRİNE İLETTİ
Bu şekilde, sorgusu için Cumhuriyet Başsavcılığına getirilmeden önce Öksüz'ün FETÖ'nün imamı olduğu, şüphelileri sorgulayan polisler Serter Koçak, Ömer Doğan ve Erhan Cihangir ile bu polis memurlarının amirleri pozisyonundaki Gökhan Yücel, Mehmet Akbaş ve Alp Aslan tarafından öğrenilmiş oldu.
Aslan ifadesinde, bu bilginin kendisine iletildiğini hatırlamadığını söyledi. Ancak Gökhan Yücel ve Mehmet Akbaş ifadelerinde, "16 Temmuz günü Aslan ile Ankara İl Emniyet Müdürlüğü binasının bahçesinde bir araya gelerek, Adil Öksüz'ün 'FETÖ'nün imamı' olduğu konusunu konuştuklarını, sonuçta Öksüz'ün Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne nasıl olsa getirileceğini, getirildiğinde kendileri tarafından yeniden mülakata tabi tutacakları konusunda mutabakata vardıklarını" söyledi.
BAŞBAKANLIK MÜŞAVİRİ GÖZALTINDAYKEN ÖKSÜZ İLE GÖRÜŞMÜŞ
Cumhuriyet Savcısı Ramazan Dinç tarafından hazırlanarak Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, Sarıkoca'nın ifadeleri de yer aldı.
Darbe girişimi gecesi Kahramankazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk ile "Darbeye karşı ne yapabiliriz?" diye çalışma yaptıklarını öne süren Sarıkoca, 16 Temmuz 2016'da FETÖ'nün kilit isimlerinden firari Öksüz ile gözaltında bulunduğu karakolda görüştüğünü belirtti.
FETÖ'nün darbe girişiminin ertesi günü, şüphelilerden Serter Koçak'ın kendisini aradığını bildiren Sarıkoca, Kışla Jandarma Karakoluna gittiğinde Koçak'ın darbecilerden birisinin yardımcı doçent ve FETÖ'nün imamı olduğunu söylediğini ileri sürdü.
Sarıkoca, sabaha kadar darbecilerle uğraştığını, darbe girişimi sırasında şehit olanlar ve yakınlarıyla ilgilendiği için çok etkilendiğini öne sürerek, "Bu etkilenmemden dolayı Serter'in FETÖ'nün imamı olduğunu söylediği yardımcı doçent ile görüşmek istedim. Kendisiyle görüşmeye başladığım kişinin daha sonradan Adil Öksüz olduğunu öğrendik. Adil Öksüz ile görüşmeye başladım" ifadelerini kullandı.
'ADİL ÖKSÜZ'E MÜSLÜMAN OLMADIĞINA İNANDIĞIMI SÖYLEDİM'
Öksüz'ün kendisine ilahiyatçı olduğunu söylemesi üzerine kendisi de hem imam hatip lisesi mezunu hem de hafız olduğu için Öksüz'e, "Bu kadar sivil vatandaşı İslamiyet'teki hangi kritere dayanarak öldürdünüz?" diye sorduğunu anlatan Sarıkoca, şunları kaydetti:
"Adil Öksüz, bana cevaben 'Biz bunları tasvip etmiyoruz' dedi. Akabinde bana masum insanların öldürülemeyeceğine ilişkin bir ayet okudu, ben de cevaben 'Niçin söylediğiniz şeyleri yapmazsınız?' mealindeki ayeti okudum ve kendisinin Müslüman olmadığına inandığımı söyledim. Yanılıyorsam, Müslüman olduğunu kabul ediyorsa kendisi, ailesi ve tüm Müslümanlar için bildiği her şeyi anlatması gerektiğini söyledim. Bu sayede belki ahiretini kurtarabileceğini söyledim. Başını eğip sessiz kaldı. Bunun üzerine ben de yanından ayrıldım, kendisiyle başka türlü bir irtibatım olmadı."
Öksüz'ün FETÖ imamı olduğunu jandarma görevlilerinin de bildiğini savunan Sarıkoca, "Çünkü Adil Öksüz'ün FETÖ'nün imamı olduğu konusu, o gün orada dillendirilmişti ve herkes çok net bağırarak bunu söylüyordu. Öksüz'ün birkaç gün sonra mahkeme tarafından serbest bırakılması üzerine ben, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü'nün yanına gittim ve Öksüz'ün serbest bırakılmasının çok anormal bir durum olduğunu, bu konuyla ilgili özel olarak ilgilenmesini rica ettim. Mustafa Gülcü, benim yanımda iken bir yerleri telefonla arayarak konunun hassasiyetini iletti ve çok ciddi takip edilmesi talimatlarını verdi" beyanında bulundu.
İddianamede, FETÖ lideri Fetullah Gülen'in, Bank Asya'nın kurtarılması amacıyla çağrı yaptığı dönemde, Sarıkoca'nın bankaya 2014 yılı Ocak ayında 21 bin 930 lira yatırdığı bilgisi yer aldı.