'FETÖ'nün medya yapılanması' kapsamında haklarında dava açılan, aralarında kapatılan Zaman gazetesinin eski müdürü Ekrem Dumanlı'nın da bulunduğu 10'u firari, Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın da bulunduğu 6'sı tutuklu 17 sanıklı davanın üçüncü duruşmasına başlandı.
Said Sefa'nın Twitter'dan kendisine mesaj attıktan sonra kendisiyle 2015 yılı başında tanıştığını, 7-8 ay içinde toplam 7-8 defa yüz yüze görüştüğünü belirten sanık Şükrü Tuğrul Özşengül şu ifadeleri kullandı: "Beni çiğ köfte yemeye davet etti. Gittim. Çiğ köfte yapılırken fotoğraflar çekildi ve sosyal medyada paylaşıldı. O bir çiğ köfte toplantısıydı, hepsi o kadar. 'Fuat Avni' olduğunu kendisinin ağzından hiçbir zaman duymadım. Bu bazı web sitelerinde 'Fuat Avni, Said Sefa'dır' diye yazınca şaşırdım. Ben Fuat Avni'yi hiç takip etmeyen bir insanım. Kendisine sordum, kabul etmedi. Ben nereden ne bilgi alacağım ki Fuat Avni'ye vereceğim. Çok küçük bir çevrem var, devamlı görüştüğüm insan sayısı 10'u geçmez."
15 Temmuz gecesi Samanyolu televizyonunda yayınlanan bir programda olduğunu, canlı yayın sırasında Boğaz Köprüsü'ne askerlerin çıktığını öğrenince çok üzüldüğünü, milenyum döneminde darbe olacağına hiç ihtimal vermediğini söyleyen Özşengül, "Annemin ölüm haberini almış kadar üzüldüm. Beynime kan fışkırdı" dedi.
'BENİM BABAM İŞKENCECİ BİR POLİSTİ AMA NORMALDE ŞEKER GİBİ BİR İNSANDI, ÇOK SEVERDİM'
12 Eylül darbesi döneminde 14 yaşında bir çocuk olduğunu, babasının siyasi şubede görevli polis memuru olduğunu söyleyen Özşengül, şunları söyledi: "12 Eylül darbesini yaşadım. İşkenceleri görmüştüm. Babam polis memuruydu. Siyasi Şube’de görevliydi. Benim babam işkenceci bir polisti maalesef. Ama normalde şeker gibi bir insandı, çok severdim. Ama o sorgu odasına girdiği zaman bambaşka bir insan oluyordu, bir canavar oluyordu. Ben insanlara elektrik verildiğini, Filistin askısı yapıldığını gördüm. Elektrik verilen insanın çıkardığı sesi size tarif edemem, o bir bağırma değil, çığlık değil, bambaşka bir şeydir. Onlara nasıl sopa atıldığını, günlerce nasıl haber alınamadığını biliyordum. Babamla bir kaç kez tartıştım, 'Niye yapıyorsun' dedim. Bana, 'öğlum görevim' diyordu. O zaman öyle görevlendirmişlerdi."
'KOMŞUMUZ AHMET AĞABEY VARDI, SOLCULUKLA ALAKASI YOKTU AMA KOMÜNİST OLMUŞTU'
Özşengül, "Bir darbe sonrasında askeri yönetim içinde memlekette neler olabileceğini ben yaşadım. Komşumuz Ahmet ağabey vadı, gitar çalardı, orkestrası vardı. Bir düğünde Aldırma Gönül türküsünü çaldığı için tutuklanmıştı, solcu diye. 3-4 sene sonra çıktı geldi. Solculukla alakası yoktu ama komünist olmuştu" diye konuştu.