Birlikte yargılandığı gazetecilerin yanında kendisinin ‘çok basit bir iş’ yaptığını söyleyen Şimşek, “Ben çalıştığım gazeteyi hiçbir zaman terör örgütü olarak görmedim. Ama 15 Temmuz sonrasında şüphelerim var” dedi.
Çocuklarına Bank Asya’dan hesap açarken talimat almadığını söyleyen Şimşek, şunları söyledi: “Üç çocuğuma da Bank Asya’da hesap açtım ama vallahi talimatla değil. Onlara kendi hesabımdan havale yapabilmek için. Cemaat, Bank Asya’dan parasını çektiği dönemde ben para yatırmışım. Bylock’um yok. 23 yıldır aynı adresteyim aynı telefondayım. Turkcell Superonline’a 2015’ten sonra, yani cemaat herkese ‘üyelikten çıkın’ dediği dönemde üye oldum.”
Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’yı tanıdığını da söyleyen Şimşek, şöyle devam etti: “Ömrümde en fazla bir ya da iki kez telefonla konuşmuşumdur. Konuşmuş olmayabilirim de. (Kapatılan Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) Ekrem Dumanlı’yla görüşmelerim burada yer almıyor. Oysa aynı kurumdaydık, en fazla onunla görüşmüşümdür. Lütfen subliminal mesaj gibi algılamayın; bu reklam filmi mevzuu tamamen sahipleri burada olmadığı için benim kucağımda kaldı. Reklam filmini görmek için Fevzi Yazıcı’nın davet edilmesi görsel açıdan bakması içindi. Ali Çolak edebiyatçı olarak çağrıldı. Reklamı yapan kişi Tibet Sanlıman. Reklamla ilgili kararı veren kişi ise Ekrem Dumanlı. Kendisi onayladı ama sonra istifa etti.
Benim bu filmde nerede yayınlansın diye araştırmak konuşmak dışında bir katkım yok. Yapan eden ajans niye üstlenmiyor? 11 ay yattım, herkese hakkımı helal ediyorum. Babam 83 yaşında, midesi kanamalı. Annem ben hapisteyken ameliyat oldu. Reklamda üç kişi kaçmış, üçü de kararı imzalayan, damgayı vuran… Reklam filmini yapan da ‘Ben yapmadım’ diyor. Bana kalıyor.”
Zaman gazetesinde 17-25 Aralık döneminden önce çalıştığını kaydeden Yazıcı ise “Ben sanatçıyım, terörist değilim. Gazeteyi 17/25’ten önce dizayn ettim. Çok iyi ücret ve imkân verdiği için Zaman’da çalıştım” dedi.
Bu dönemde gazeteye yönelik terörist suçlaması olmadığını kaydeden Yazıcı, “Benim çalıştığım Zaman’ı bugünün olağanüstü şartlarıyla değerlendirmeyin. Gazeteye ‘terörist’ suçlaması yoktu. Reklam veren reklam veriyordu. Resmî ilan alınıyordu. Hükümet liderleri röportaj veriyorlardı. ‘Terörist’ algısı yoktu” ifadelerini kullandı.
Yazıcı şöyle devam etti: “Ben gazeteciyim, sanatçıyım. Asla FETÖ üyesi değilim. Bu sadece suçlama değil, hakarettir de bana. Bank Asya hesabındaki artışın gazeteden aldığı avans olduğunu söylüyor. ‘Örgüt üyesi değilim’ diyor. Darbelere karşıyım. Darbeyi yapanları lanetliyorum. Darbecilikle suçlanmayı kahredici buluyorum. Zaman reklam filmi toplantısına davet üzerine gazetenin görsel yönetmeni olarak katıldım. İçeriğine değil, estetiğine baktım. Reklamın senaristi değilim. Tesadüfen katıldığım bir toplantıda konuşulan reklam filmi nedeniyle darbeyi bilmekle suçlandım. O reklam filmi 15 Temmuz sonrası gelse dehşet içinde reddederdim ama o gün itibariyle kimsenin aklına böyle bir şey gelmemişti.”