Ankara’nın hangi nedenlerle bu politikayı seçmiş olabileceği sorusunu yanıtlayan Salha, “Nedenlerden birinin Katar ile ortak siyasi ve ekonomik çıkarların olduğunu düşünüyorum. Son yıllarda Ankara ve Doha arasında önemli bir yakınlaşma oldu. Ayrıca Katar, son zamanlarda bilgi paylaşımı olarak ve siyasi alanda Türkiye’ye birçok kez destek çıktı” diye konuştu.
'KATAR'I DESTEKLEDİKTEN SONRA TÜRKİYE'NİN KÖRFEZ ÜLKELERİYLE İLİŞKİSİ ZORLAŞACAK'
Türkiye’nin Katar krizinin başından bu yana Körfez ülkeleri ile diyalog kurmaya yönelik ciddi çaba sarf etmediğini söyleyen Salha, atılan adımların yetersiz olduğunu ve Ankara’nın bu durumu düzeltmek için adım atması gerektiğini savundu.
'KRİZİ İRAN DIŞİŞLERİ BAKANI'NIN ANKARA ZİYARETİ DE ETKİLEDİ'
Salha, ‘Türkiye’nin müdahalesinin krizin felaket boyutlarına ulaşmasını engelleyeceğini düşünüyor musunuz’ sorusuna şu yanıtı verdi: “Körfez ülkelerindeki siyasetçiler, gerilimin ‘sıcak’ evreye dönüşmesi amacını gütmediklerini birçok kez açıkladı. Ben durumun bu şekilde gelişebileceğini düşünemiyorum. Katar’a gıda sevkiyatlarının yapılması kararının ve TBMM’nin askerlerimizi oraya gönderme kararının durumun çözümü için tek önemli karar değildi. Krizin gelişmesini, İran dışişleri bakanının gerçekleştirdiği Ankara ziyareti de çok etkiledi. Türkiye, İran, Fransa ve Almanya’nın pozisyonları, sadece Katar için değil, ortakları için de beklenmedik bir gelişme oldu.”
'TÜRKİYE, İKİNCİ HEDEFİN KENDİSİ OLDUĞUNU HİSSETTİ'
Prof.Dr. Samir Salha, Katar krizinin Körfez ülkeleriyle diyalog kurulmadan çözülemeyeceğine ve giderek büyüyeceğine dikkat çekerek, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun en kısa zamanda Riyad’ı ve Dubai’yi ziyaret etmesi gerektiğini ifade etti.