Durdurulan MİT tırlarının görüntülerini eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a verdiği iddiasıyla ilgili yargılandığı davada 25 yıl hapis cezasına çarptırılan Berberoğlu'nun tutukluluğuna itirazda bulunulmuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Berberoğlu'nun 25 yıl hapis cezasına çarptırılmasına tepki olarak bugün Ankara'dan İstanbul'a yapacağı yürüyüşü başlattı.
Kılıçdaroğlu, "Bıçak kemiğe dayandı artık yeter. Adaletin olmadığı ülkede barış olmaz" dedi.
AVUKAT ERGÜN: MAHKUMİYET KARARI HATALIDIR
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne bu sabah tahliye talepli dilekçe sunan Avukat Ergün şu hususları belirtti: "Müvekkil hakkında verilen mahkumiyet kararı hatalıdır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2. Ekim 2012 tarihli kararında belirttiği üzere suçun her türlü şüpheden uzak bir şekilde sabit olması gerekmekte olup, aksi durumda, günümüzde kabul görmüş evrensel bir ilke olan şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca, sanığın beraatına hükmolunmalıdır. Bu ve sair sebeplerle mahkûmiyet kararı hakkında istinaf kanun yoluna başvurduk."
Enis Berberoğlu'nun tutuklanma kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, ağır mağduriyet ve telafisi imkânsız zararlar doğurduğu belirtilen dilekçenin devamında şu ifadeleri yer verlidi:
"Mahkemenin tedbirden beklediği amaç yurtdışı çıkış yasağı gibi önleyici bir tedbirle bile kolayca sağlanabilecekken, tutuklama gibi en ağır tedbire başvurulması haksızdır, usule ve yasaya aykırıdır. Ceza Muhakemesi Kanunu'nda sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olguların varlığı, sanığın davranışlarının delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme, tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma hususlarında kuvvetli şüphe oluşturması gibi hiçbir husus dosyada mevcut değildir. Sanık kaçacağı, saklanacağı şüphesini doğuracak ne yapmıştır? Hakkında hiçbir tedbir yokken bile, müebbet habis cezası istemi ile yargılanmasına rağmen her duruşmaya katılmıştır. Karar günü dahi esas hakkında savunmanın ardından iki saatlik yemek arası verildiğinde, sanık arayı takiben salondaki yerinde hazır olmuştur. Dosya karara çıkmış olup ne karartılacak delil, ne etki edilecek tanık vardır. Kaldı ki yargılama sırasında bile bu sayılanlara dair sanığın en ufak bir eylemi dahi olmamıştır. Hal böyleyken, hiçbir sabıkası olmayan, ülke çapında tanınan ve saygı gören emekli bir gazeteci ve hali hazırda milletvekili olan sanığın tutuklanmasını haklı gösterecek hiçbir husus yoktur."
"Tutuklama gerekçesinde yazılan 'Cezanın haddi itibariyle kaçacağı ve saklanacağı hususunda somut emarelerin bulunması' ne demektir? Hangi somut emarelerden bahsedilmektedir? Sanığın hangi davranışı, girişimi somut emare olmuştur? Anlamak mümkün değildir". Dilekçe "Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) 100/3'de sayılan katalog suçlardan hiçbiri sanığa verilen ceza maddesinden değildir. Bu açıdan da tutuklama kararı usul ve yasaya aykırıdır. Esas açıdan hukuka aykırı mahkûmiyet kararı kesinleşmeden, istinaf ve temyiz kanun yolları geçilmemişken, CMK'ya aykırı, soyut ve illiyet bağından uzak nedenlerle, dosya içeriğine aykırı olarak verilen tutuklama kararı adalet duygusunu incitmiştir." ifadeleriyle son buldu.