Öncelikle Katar’ın, Arap dünyasında liderlik yarışında (Suudilere göre) El Cezire kanalını kullanarak haksız rekabet yaptığı düşünülüyor.
İkincisi ise emirlik, teröristlere verdiği destek için cezalandırılmak isteniyor. Katar Emiri Tamim bin Hamid es-Sani’nin radikallerle sıkı finansal bağlarının bulunduğunu ABD dâhil herkes biliyor. Riyad, Doha’yı sadece IŞİD ve Hamas'a değil, asıl Suudi Arabistan için ciddi bir tehlike oluşturan Müslüman Kardeşleri desteklemekle suçluyor.
'İRAN İLE YAKIN İLİŞKİLER'
The New York Times, bu konuda “Katar’ın tecridi, Suudilerin Ortadoğu’daki yeni düzen içinde Suudi Arabistan’ın İran’a veya Müslüman Kardeşlere karşı herhangi birinin yumuşak tutumuna göz yummayacağına dair net bir sinyali olarak değerlendiriliyor” ifadelerini kullandı.
'NİHAİ TERBİYE'
Katar ile Riyad arasındaki bu ihtilafların tümü stratejik nitelik taşıyor, bu nedenle tarafların geçici olarak barışmasından ziyade bu konularda bir uzlaşma sağlamaları gerekiyor. Katar her ne kadar bazı şartları kabul etse de Riyad’ın Katar’a kendi şartlarını hızlı ve net bir şekilde koyabileceği düşüncesiyle maksimum sınırlamalar getirdiği görülüyor.
'KATAR, GIDASININ YÜZDE 99'UNU SUUDİ ARABİSTAN SINIRINDAN ALIYOR'
ABD, BÖLGEDEKİ EN BÜYÜK HAVA ÜSSÜNÜ BOŞALTMAK ZORUNDA KALABİLİR
Katar’a uygulanan abluka, ABD açısından da sıkıntılar yaşatabilir. Zira Katar’ın Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nden çıkarılması durumunda ABD, Katar’da 11 bin askeri personelin bulunduğu ve bölgenin en büyük hava üssünü boşaltmak durumunda kalabilir.
Katar’a 2013’te yapılan baskıların ülkedeki yönetimin değişmesine neden olduğunu hatırlayan Suudi Arabistan, Katar’ın taleplerini yerine getireceğinden emin. Arabulucu olarak ise Kuveyt Emiri El Sabah ön plana çıkıyor. El Sabah, Katar geriliminde arabuluculuk yapmak için Suudi Arabistan'a gitmeye hazır olduğu bildiriliyor.
SEÇME ŞANSI BULUNUYOR
Katar, bir taraftan birbirileriyle yakın ülkeler arasında bu tür konuların diyalog ile çözülmesi gerektiğini ifade ederken, diğer yandan ise ‘aba altından sopa gösteriyor’. Katar merkezli El Cezire kanalı, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ABD Büyükelçisinin İsrail yanlısı beyin merkezleriyle (Brain Centers) Suudi Arabistan’ın iç işlerini kritik bir şekilde tartıştığı gösterilen bir röportaj yayınladı. El Cezire’ye göre BAE, Suudi Arabistan’ı sollayıp ABD’nin bölgedeki sağ kolu olmak istiyor.
El Cezire’nin ‘ısırıkları’, sadece BAE’den intikam alma isteğine bağlı değil, bu şekilde Katar, böyle durumlarda rakiplerine diş geçirebileceğini de göstermiş oluyor.
ZARİF: KOMŞULAR HER ZAMAN KOMŞU OLARAK KALIR
Katar’ın KİK’ten çıkıp başka bir ‘oyu bahçesine’ geçme durumu da olası bir tehdit olarak değerlendiriliyor. Bu farklı ‘oyun bahçesi’ İran olabilir. Tahran, Katar’a yapılan baskıları kınadı. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, “Komşular her zaman komşu olarak kalır. Coğrafyayı değiştiremezsiniz” açıklamalarında bulundu. İran sadece sözle değil, gerçekte de Katar’a yardım etmeye hazır olduğunu, Doha’ya gıda sevkiyatını denizden yapılmasını hızlı bir şekilde organize edebileceğini ifade ediyor. Ancak bu durumda Katar, Körfez’de artan gerilimi daha da tırmandırmamak için bu yardımı kabul etmeye hazır olmayabilir. Ancak Körfez ülkeleri gerilimi tırmandırmaya devam ederse Katar’ın kuzeye dönmesi uzak bir ihtimal gibi görünmüyor.
Katar ayrıca yüzünü kuzeybatı komşusu Türkiye’ye de çevirebilir. Katar Türkiye ile Suriye’de, Ortadoğu’da ve hatta Afrika’da işbirliği yapıyor. Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu, Katar’a ve Körfez ülkelerine ihtilafları çözme konusunda Türkiye’nin yardım etmeye hazır olduğunu açıklamıştı.
SİYASET, KATAR VE RUSYA'YI İŞBİRLİĞİNE İTİYOR
Dolayısıyla Riyad’ın Katar’a alenen baskı uygulayarak, kendisinin oturmuş olduğu dalı kesiyor olabilir. Bu nedenle belki oyunu inceltip, rest çekme gibi davranışlarda bulunmaması, Suudi Arabistan’ın kendi yararına olabilecek.