Erdoğan'ı darbe davalarında temsil eden Avukat Hüseyin Aydın, Habertürk'ten Fevzi Çakır'a konuştu. Türk yargısının darbe pratiği olmadığını vurgulayan Aydın, "Buna rağmen yargı mensuplarımız, çok etkili ve sağlıklı soruşturmalara imza attılar. Geldiğimiz aşamada darbe soruşturmaları büyük oranda tamamlandı" dedi.
Aydın'ın yargılamalara ilişkin yaptığı değerlendirmeler şöyle:
'SÜRPRİZ OLMADI'
'AKLAMAYA YÖNELİK'
'GÜLEN'DEN ÖRGÜT MENSUPLARINA TALİMAT: KONTROLLÜ DARBE ALGISI OLUŞTURUN'
'PLANLAMA ZAFİYETİ'
"Darbe başarısız olunca darbenin planlamasında bir kısım zaaflar ortaya çıktı. Çünkü gece 03.00'e göre planlamışlardı. Ama erkene almak zorunda kaldılar. Bu zaaflar üzerinden, "Böyle darbe mi olur, başka bir iş vardır" algısı oluşturmaya çalışıyorlar. Ama esasında planlandığı şekilde yapılsaydı bu darbe gayet koordineli ve iyi hazırlanmış bir darbeydi. Ama erkene alınca planlama zafiyeti oluştu. Bunun üzerinden soru işaretleri çıkarmaya çalışıyorlar."
'İHBAR VERİSİ YOK'
'MESAJA BİLE GEREK YOK'
"Geçmişte alınan örgütsel eğitim, örgüt mensuplarına bu tarz olaylarda ne şekilde davranılacağı, ne şekilde konuşulacağı, ne şekilde savunma yapılacağını zaten öğretiyor. Dışardan hiçbir yeni mesaj gelmese bile ne söyleyeceğini kestirebiliyorlar."
'NETİCE DEĞİL ALGI'
"Esasında, bu savunmalarla 'Netice alırız' beklentisinde olduklarını da düşünmüyorum. Önemli olan bir algı oluşturmak. Ve bu algıyı olabildiğince geniş bir kitleye ulaştırmaktır. Özellikle yurtdışında başarılı olduklarını kabul etmek lazım. 'Ne kadar kişinin kafasında soru işareti oluşturabilirsek' diye uzun yıllar bu tavırlarını sürdüreceklerdir diye düşünüyorum."
‘YARGININ 3'TE BİRİ FETÖ'CÜYDÜ'
FETÖ'nün operasyonel kabiliyetlerinin göründüğü tarihin 7 Şubat 2012 MİT süreci olduğunu hatırlatan Avukat Aydın "Yaptıkları o hamle nedeniyle devletin bütün kurumlarında onlarla ilgili ciddi bir tehdit algısı oluştu. 17-25 Aralık sürecinden sonra bu tehdit algısı tavan yaptı. 15 Temmuz sürecinden önce en önemli soruşturma; Başbakanlık çalışma ofisine böcek konulmasına ilişkin olandır" dedi.
"Cumhurbaşkanı'mız 17 Aralık sürecinden sonra çok net pozisyon aldı ama Cumhurbaşkanı'mızın bu tavrının devlet aygıtları tarafından benimsenmesi zaman aldı. Bunun nedeni ise örgütün, kamu kurumlarındaki varlığıydı. Soruşturmaları son derece usta bir şekilde işlevsiz hale getirmeye dönük çalışmalar yaptılar. 15 Temmuz'dan önce yargı teşkilatının 3'te 1'i FETÖ mensuplarından oluşuyordu. Bu örgütün ne kadar tehlikeli olduğuna dair farkındalık 15 Temmuz sürecinden sonra çok arttı. 15 Temmuz'dan sonra milletin kahır ekseriyeti, bunun Cumhurbaşkanı'mız ile FETÖ arasındaki bir kavgadan ibaret olmadığını gördü. Bu kavganın Türk milleti ile FETÖ arasında bir kavga olduğu anlaşıldı."
'TARİHİMİZDE BİR EMSALİ YOK'
'BAROLARIN İLGİSİZLİĞİ ÜZÜCÜ'
Millet olarak yaşadıklarımızı çok çabuk unuttuğumuzu vurgulayan Avukat Aydın, baroların darbe davalarına 'ilgisizliğinden' de şikâyetçi: "15 Temmuz'un üzerinden daha bir yıl geçmedi. Yaşadıklarımızı unuttuk demeyelim ama o gün yaşadıklarımızın üzerimizde bıraktığı etkinin giderek azaldığını görüyoruz. Biz çok daha yüksek bir toplumsal duyarlılık bekliyoruz. Barolarımızı çok ilgisiz gördük. Barolar Birliği Başkanı'mız (Metin Feyzioğlu) yok, barolar ilgisiz. Bu çok üzücü bir durumdur…"