Türkiye'nin, bir süredir Almanya'da yaşamakta olan Gazeteci Can Dündar'ın yanı sıra Zekeriya Öz ve Celal Kara gibi çok sayıda FETÖ şüphelisinin iadesi yönündeki ısrarları ve bunun yarattığı gerginlik sürerken Alman Parlamentosu, 1 Haziran 2016'da, 1915 olaylarını 'soykırım' olarak nitelendiren tasarıyı onaylamıştı. Alman parlamentosundan çıkan bu karar, Ankara'nın Alman milletvekillerinin İncirlik Üssü'ne yönelik ziyaret taleplerini veto etmesini tetiklemişti. Öte yandan 2017'nin Şubat ayında Alman Die Welt gazetesinin Türkiye muhabiri Deniz Yücel'in 'terör faaliyetine destek verdiği' gerekçesiyle tutuklanması da Berlin'in tepkisine yol açmıştı.
Söz konusu atmosferde gerçekleşen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Alman mevkidaşı Sigmar Gabriel'in görüşmesi, Alman yetkililerin Konya'daki NATO üssüne ziyaretinin önünü açan izni teyit etmenin ötesinde bir mutabakatla sonuçlanmadı. Toplantının ardından Alman Die Welt gazetesine konuşan Gabriel, İncirlik Üssü'nden çekileceklerini, çekilmenin 1-2 hafta içerisinde başlayacağını açıkladı.
Peki krizin çözümü Türkiye'nin, Alman milletvekillerinin İncirlik Üssü'ndeki federal ordu askerlerini ziyaret etme yönündeki taleplerine onay vermesinden mi geçiyor? Sputnik'e açıklama yapan emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu, Ankara-Berlin arasındaki krizin derinliğine işaret ederek, krizin ne sebebinin ne de çözümünün İncirlik Üssü'ne yönelik ziyarete izin verilmesi olduğunu savunuyor.
Kuloğlu "Normal şartlarda, Türkiye, Alman milletvekillerinin İncirlik Üssü'nü ziyaret etmesi yönündeki talebine, taraflar arasındaki dostluk ve müttefiklik sebebiyle, olumlu cevap verebilirdi. Ancak diplomatik bir takım sıkıntılar bunun önünde engel" dedi.
Almanya'nın FETÖ ve PKK'ya verdiği desteğin bu ilişkileri tıkayan en önemli iki etmen olduğuna işaret eden Kuloğlu "FETÖ terörüne ve darbeye karışmış askeri personelin Almanya'ya yaptığı iltica talepleri kabul edildi. Türkiye, Almanya'dan bu kişileri istediğinde de olumlu yanıt alamadı. Türkiye'nin mücadele ettiği PKK'ya ait mühimmatların içinde bir çok Alman malı malzeme de bulundu. Üstelik Almanya, PKK örgütünün rahatça hareket etmesine, büro açmasına, finans kaynağı yaratmasına da göz yummakta. Yani Almanya Türkiye'nin başına dert olan PKK örgütüne destek veren bir ülke konumunda. Bundan vazgeçmesi için Türkiye Almanya'yı defalarca uyardı" ifadelerini kullandı.
Kuloğlu "Bütün bu sebeplerden dolayı Türkiye ve Almanya arasındaki samimiyeti ve iş birliğini zedelenmiş durumda.Türkiye'nin isteklerini yapmayan Almanya'nın Türkiye'den isteklerini yapmasını beklemesi çok doğru değil" dedi.
Almanya'nın İncirlik Üssü'nden çıkmasının Türkiye'ye zarar vermeyeceğini söyleyen Kuloğlu "Almanya istediği yere gidebilir. Ne IŞİD'le mücadele ne de Türkiye bu karardan zarar görür. Zaten Almanya'nın IŞİD'le mücadeleye çok fazla katkısı olduğunu söylemek de zor" diye konuştu.
Konya'daki NATO üssünün NATO ile anlaşma kapsamında farklı bir statüde olduğunu ifade eden Kuloğlu "İncirlik Üssü'nün Türkiye ve ABD arasındaki anlaşma sonucu tesis edilmiş bir Amerikan üssü ve daha sonra NATO'nun da kullanımına açıldı. Bu üs, Türkiye egemenliğinin altında bir üstür. O bakımdan, diğer ülkelerin uçaklarının bulundurulması, Türkiye'nin inisiyatifine bağlıdır. Almanya'nın durumu ise Suriye ve Irak'taki IŞİD'e yönelik operasyonlara katkı sağlamak amacıyla İncirlik'te bulunuyor olması. Bu unutulmamalı" diye ekledi.