Darbe Komisyonu'nun gönderdiği sorulara Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın verdiği yazılı cevapları değerlendiren Yavuz, Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın komisyona ifade vermemesine tepki gösterdi.
'DARBE GİRİŞİMİ OLABİLECEĞİNİ DEĞERLENDİRİP, DAHA DOĞRU BİR DEĞERLENDİRME YAPILABİLİRDİ'
15 Temmuz çatı davada verilen ifadelerle tekrar gündeme gelen darbe girişimi gecesinde yaşananlara dikkat çeken emekli Tümgeneral Yavuz, "Bu tartışılmayacak şekilde Fetullahçı bir darbe. Sanki daha farklı anlamlar varmış gibi, yorumlarken anlam yüklemeye çalışanlar oluyor. Bunun altını kalın çizgilerle çizelim" dedi.
Yavuz, şöyle devam etti: "Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı'nın olayı değerlendirmesinde bir eksiklik olduğu kanaati var bende. Kara Kuvvetleri Komutanı'na diyor ki 'Yanına savcıyı, adli müşaviri, merkez komutanlığından 5 kişiyi al yanına git ve oradaki insanları gerekiyorsa tutukla. Ne gerekiyorsa yap.' Ama aynı zamanda diyorlar ki 'Onlara hissettirmeden bir araştırma yapın. Bir D200 uçağı hazırlatma talimatı verin. O bahaneyle ve gerekçeyle gidin.' Bunun askerliğe sığan bir yanı yok. İki konuşma birbiriyle çelişkili. Bunun bir darbe girişimi olabileceğini değerlendirip, daha doğru bir değerlendirme yapılabilirdi."
'AKAR DARBE GECESİ HIZLI VE DOĞRU HAREKET ETMEDİ'
Hulusi Akar'ın darbe gecesi hızlı ve doğru hareket etmediğini, ihmaller olduğunu savunan Ahmet Yavuz, şöyle konuştu: "Darbeciler, Malatya'daki Kara Havacılık Alay Komutanı'na kendilerini Ankara'ya sevk etmesini emir vermelerine rağmen, Kara Havacılık Alay Komutanı emri dinlemiyor ve her helikopterin başına bir asker tutuyor. Siz darbeyi böyle önlersiniz."
'BENCE KONTROLLÜ DARBE YOKTUR, AMA SONUÇLARINDAN MEMNUN OLMAK DİYE BİR ŞEY VAR'
'MADEM MECLİS İRADESİ HER ŞEYİN ÜSTÜNDE, HAKAN FİDAN VE HULUSİ AKAR NİYE DARBE KOMİSYONUNA GİDİP İFADE VERMEDİ?'
Kontrollü darbe iddialarını ve eleştirilerini besleyen sebeplerin olduğunu savunan Yavuz, şöyle devam etti: "Neden Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan gidip de ifade vermiyor? Sanki bir şeyi saklıyorlarmış gibi bir algı oluşuyor ve soru işaretleri yaratıyor. Madem milli irade, meclis iradesi her şeyin üstünde, gidip Darbe Komisyonu'nda milletvekillerinin sorunlarına karşılık, ifade vermeleri lazım. Bunu yurtdışındaki gazeteciler çok soruyorlar. Bana soruyorlar, bir çok gazeteciyle görüştüm. Adamların kafası bu konuda karışık ve bu karışıklığa biz neden oluyoruz. Hulusi Akar'ı erken hareket etmediği için eleştirmeliyiz. Hulusi Akar darbeye sadece konuşarak karşı koymuş. Başka bir karşı koyma yöntemi zaten yok" açıklamasında bulundu."
'İÇERİDE MASUM İNSANLARIN DA OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM'
'ÇOĞU İSİM DARBEYLE İLİŞKİSİNİN KANITLARI OLMASINA RAĞMEN, REDDEDİYOR'
Davada yargılanan isimlerin verdiği ifadeler hakkında da konuşan Ahmet Yavuz, şunları kaydetti: "Eğer bu adamlar bu darbeye yeltenmemiş olsalardı, bu kadar kolay ordudan temizlenemezlerdi. Çatı dava kapsamında çoğu isim darbeyle ilişkisinin kanıtları olmasına rağmen, reddediyor. Akın Öztürk'ün o gün tesadüfen orada bulunduğu söylenebilir mi, Akın Öztürk'ün orada ne işi var? Kimseyle ilgili ithamda bulunmak istemem çünkü yargılama devam ediyor ama tesadüfen orada olduğu bana çok inandırıcı gelmiyor. Bu, örgüt olduklarını gösteriyor. O yüzden onların ifadelerine şaşırmamak lazım. O örgütün üyesiyse ve aldığı talimat tamamen suçu reddetme üzerine savunma yürütmekse, akla hayale gelmeyen, bir tutarlılığı olmayan ifadeler verilecektir. Bunu yapmalarındaki dertleri Fetullahçı Terör Örgütü'nün açığa çıkmaması. Örgüte bir adanmışlık var."
'AYLARCA BAĞIRARAK 'ORDU İÇİNDEKİ FETULLAHÇILAR'I TEMİZLEYİN, ÜLKENİN BAŞINA BELA OLABİLİRLER' DEDİK'
'GENELKURMAY BAŞKANI, 'HİÇBİR ASKER DIŞARIYA ÇIKMAYACAKTIR, KESİN EMİRDİR' DİYE KONUŞMASI LAZIMDI'
Yavuz, şöyle devam etti: "Benim dikkatimi çeken ve garibime giden bir konu, 2. Ordu Komutanı kendi ifadesinde o saatte uyuduğunu, oğlunun aradığını ve gelişmelerden öyle haberdar olduğunu söylüyor. Siz Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanı olarak diğer ordular bölgesine de emir vermez misiniz? Burada bir darbeyi önceleyecek iki tane hareket var. Birincisi, pilotların geniş bir kısmını orada tutabilir. İkincisi helikopterlerin pozisyonuna bakar. Kara Kuvvetleri Komutanı Genelkurmay Başkanı'nı arayarak helikopterlerin hangarda olduğunu söylüyor ama helikopterler hangarda değil, savaş helikopterleri dışarıda. Hangarda olan helikopterlerde vardır, onlar muhtemelen uçuş engeli olan helikopterler olabilir. Belki onları göstermiş olabilirler. Mühimmat kontrolü çok önemliydi. Helikopterlerin mühimmatının ve yakıtının kontrol altına alınması çok önemliydi. En başında bir yanlışlık var. Böyle bir darbe bilgisi ya da ihbar geldiği zaman, bütün kışlalara 'dışarı çıkılmayacaktır' diye emir vermeniz lazım. Çünkü bu bir tedbirdir. Hatta daha ötesi, Genelkurmay Başkanı'nın çıkıp televizyona, 'Hiçbir asker dışarıya çıkmayacaktır. Kesin emirdir' diye konuşması lazımdı."