G7 zirvesinden jeopolitik gerilim filmi beklenirken jeopolitik melodramın ortaya çıktığını belirten ekonomi uzmanı ve Crimson Alter bloğunun yazarı İvan Danilov, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Avrupa'nın kaderini kendi ellerine alması gerektiği yönündeki ifadelerinin ABD'ye karşı boşanma davası açıklamasına benzediğini belirtti.
'MERKEL İLİŞKİLERİN KORUNMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ AMA…'
Danilov yazısında şu görüşlere yer verdi:
Bazı uzmanlar, ‘aşıklar kavga ederek aşklarını yeniler' mantığıyla Alman liderinin bu çıkışının hiçbir anlam taşımadığı söylemekte acele etse de Avrupa yöneticilerinin geçtiğimiz günlerdeki eylemleri ve açıklamaları, ABD için olumlu olan bu yorumlara uymuyor. Gerçekten de Merkel, Avrupa Birliği'nin ABD ve İngiltere ile dostça ilişkileri koruması gerektiğini söyledi ama bu ifadeler de boşandıktan sonra bile dile getirilen geleneksel ‘arkadaş kalalım' dileğine benziyor. Transatlantik dayanışmanın Washington-Brüksel hattında karmaşık kökene sahip krizin hem ideolojik hem de finansman sebepleri var. Maalesef uzman ve kamuoyu tartışmalarında ideolojik sebepler orantısız biçimde daha fazla konuşuluyor, bu yüzden de finansman sebeplere özel dikkat çekmek gerekiyor. Uygulama şunu gösterdi ki, hesap tablosu Batı partnerlerimizin tüm ideolojilerinin temel kaynağı oluyor.
TEMEL SORUNLARDAN BİRİ ÖDEMELER
AB liderleri ile Trump'ın görüş ayrılığı yaşadığı temel sorunlardan biri net fiyat: Yıllık 330 milyar euro.
'AVRUPA'DAN ÖDEME İSTENİYOR AMA HİÇBİR GÜVENLİK GARANTİSİ VERİLMİYOR'
Nüfuz sahibi Foreign Policy dergisinin köşe yazarlarından biri, uzmanların ABD Başkanının eylemlerine ilişkin tepkisini şu sözlerle formüle etti: "Trump'ın 5. madde konusunda susması, genel olarak tüm NATO'ya yönelik saldırı". Bu duruma Avrupalıların gözüyle bakarsak, onlara her yıl 330 milyar dolar ödemeleri teklif ediliyor ama karşılığında hiçbir güvenlik garantisi verilmiyor ve eğer bir şey çıkarsa Avrupalılar tek başlarına ve kendi gücüyle sorunu çözmesi gerekecek. Şunu itiraf etmek gerekir ki 1930'lu yıllarda mafyanın esnaflara dayattığı şartlar bile Trump'ın Avrupalı partnerlerine teklif ettiğinden çok daha müsamahalı ve daha az onur kırıcıydı.
Geçtiğimiz kasım ayında Avrupa Birliği Silahlı Kuvvetleri'nin kurulmasının kaçınılmaz olduğunu söyleyen Juncker, "Avrupa ordusu dahil ortak savunma birliğine ilişkin konuyu gündeme almalıyız. Bu, geleceğin müziği ve şimdiden çalıyor ama çoğu Avrupalı henüz duyamıyor" demişti. Başkan, Washington'un gelecekte Avrupa güvenliğini sağlamaktan imtina edeceğini kaydetmişti.
'TRUMP DÖNEMİNDE ÇATIŞMA KONULARINDA ARTIŞ OLDU'
Avrupa Birliği'nde, 330 milyar euro'nun ABD'nin hırsları için değil kendi ihtiyaçları için harcanabileceği fikrinin yeterli sayıda destekçisi olduğu ortada. Ama Washington'un bu fikri sevmeyeceği de açık. Belli ki bu çatışma tek başına tam jeopolitik ayrılığı kışkırtmak için yeterli değil ama Trump'ın Beyaz Saray'a gelmesiyle ABD-AB ilişkilerinde çatışmaların sayısı hızla artıyor.
'SADECE MERKEL'E ÖZGÜ FİKİRLER DEĞİL'
ABD'yle aşırı yakın jeopolitik ilişkilerin artık Avrupa Birliği'nin çıkarlarına uymadığı fikri sadece Angela Merkel'e özgü değil. Davos'taki son forumda Euro Grup Başkanı ve Hollanda Maliye Bakanı Jeroen Dijsselbloem, The New York Times'a açıklamasında, ABD'yle mevcut ilişkiler bağlamında Çin'in ‘Avrupa Birliği'nin temel dostu' rolünün çok ciddi adayı olduğunu söylemişti. Dijsselbloem, "Çin'in yatırım anlamında Avrupa'ya ilgisi çok yüksek ve giderek genişliyor. Eğer sen dostlarını kendinden soğutup uzaklaştırıyorsan bu dostların yeni dost aramasına şaşırmamalısın" ifadelerini kullanmıştı.
AB ile ABD arasındaki jeopolitik ayrılığın hızlı ve parlak geçeceği beklenmemeli. Atlas okyanusunun iki yakasını birbirine bağlayan çok şey var ve Avrupa'nın ABD'den uzaklaşması oldukça uzun zaman alabilir. Maalesef Avrupa ve ABD'nin Rusya'ya yönelik tutumundaki boşluğun yakın gelecekte ciddi rol oynaması pek olası değil. Gerçi Brüksel ile Washington arasında Rusya konusunda belli farklılıkların varlığı aleni olarak kayda geçmti.
ÇÖZÜLMESİ GEREKEN KİEV SORUNU
Bunun yanında Avrupa Birliği liderleri ile Beyaz Saray idaresinin çözmesi gereken acil bir jeopolitik sorun var. Bu iki tarafın, jeopolitik birlikteliklerinin çocuğu olan Kiev rejimine kimin ‘nafaka' ödeyeceğini nasıl belirleyeceğini gözlemlemek çok ilginç olacak. Halihazırda ne ‘anne' ne de ‘baba' evlatlarını tam himaye altına alma ve ‘problemli çocuğun' davranışlarından sorumlu olmakta istekli davranmıyor.
ABD ve AB'nin boşanması, jeopolitik anlamda imkanlar yelpazesini açtığı için Rusya'ya yararlı. Biz zamanlar yıkılmaz Batı koalisyonu içindeki ayrılıklar Moskova ve Pekin için geniş bir oyun alanı açıyor. AB ve ABD, güçlerini rekabet ve karşılıklı çelmelere harcarsa bu uzun vadede Rusya'ya, Batı'nın direnciyle karşılaştığı her yerde çıkarlarını arama fırsatını sağlayacak.