Türkiye'nin Almanya Federal Meclisi Savunma Komisyonu Üyeleri'nin İncirlik'teki Alman askerlerini ziyaretine izin vermemesi, Almanya ile yeni bir kriz doğurdu. Geçen sene de benzeri küçük çaplı bir kriz çıkmışken, bu kez Almanya Başbakanı Angela Merkel İncirlik'e alternatif üslere gitmekten söz ederek ilk kez ‘Ürdün'ün ismini andı. Gelişmeler bu krizin daha derin olduğu izlenimi yaratırken, Türkiye'nin NATO üyeliğine etkisini de sorgulatıyor. İncirlik krizinin boyutları, Berlin'deki tartışmalar ve Almanya-Türkiye ile Türkiye-NATO ilişkilerine etkilerini uzun yıllar Almanya'da gazetecilik yapan Elmas Topçu ile konuştuk.
‘BU DERİN KRİZ NET TAVIR ALMAYA ZORLUYOR'
Topçu Türkiye ile Hollanda seçimleri vesilesiyle yaşanan krizin alttan alta devam ettiğini belirtirken, son olarak Avusturya'da Türkiye'yi sert eleştiren dışişleri bakanı Sebastian Kurtz'un Sosyal Demokratların liderliğine soyunmasına da atıf yapıp, "Bu bütün Avrupa'da Türkiye konusunda yeni bir duruş ve gidişat belirlemeyi de beraberinde getirecek" yorumunda bulundu.
‘ALMAN ORDUSU PARLAMENTO ORDUSUDUR HÜKÜMETİN DEĞİL'
Almanya'daki ordunun parlamento kararları doğrultusunda hareket etmek zorunda olduğunu, NATO çerçevesindeki görevlerin kurumsal destekle gerçekleştirdiğini anımsatan Topçu, şu değerlendirmeyi yaptı:
‘YATIRIM YAPMIŞ PARA AYIRMIŞ, ÇEKİLMEK ULUSAL ÇIKARLARINA UYMAZ'
Ancak tartışmalara rağmen Almanya'nın İncirlik'ten askerlerini çekmesine ihtimal vermediğini belirten Topçu'ya göre, iddiaların aksine bu durum Berlin'in ulusal çıkarlarına aykırı. Almanya'nın ‘savaş değil savunma ordusuna' sahip olduğunu ve eğitim yahut lojistikle yetindiğine atıf yapan Topçu, İncirlik'le ilgili geçen seneki krizde gündeme gelenleri de anımsattı: "İncirlik'teki NATO Üssü'nde Alman askerlerinin bulunduğu bölümdeki dinlenme sosyalleşme gibi temel ihtiyaçları karşılayacak yerlerin olmadığı ortaya çıkmıştı. Bunların genişletilmesi için inşaat başlatılması önerilmişti. Fakat meselenin asıl boyutu Almanların görev yaptığı yerde, örneğin Tornadoların kalkış-iniş yapabilmesi için pistlerin genişletilmesi söz konusuydu. Bunlar için de ciddi miktarda para ayrılmıştı ve anlaşma imzalanmıştı. Bu kadar yatırım yaptıktan sonra, bu projeler henüz tamamlanmasa bile, geri çekilme kararı almak istemeyecektir."
‘ASKERLERİN ÇEKİLMESİ MERKEL'İ RAHATLATABİLİR'
Diğer yandan Avrupa'da yükselen ırkçı dalgaya ve sığınmacı krizine karşı Merkel'in elinin sağlam olması gerektiğini vurgulayan Topçu'ya göre askerlerin İncirlik'ten çekilme kararı Merkel'in elini rahatlatabilir:
Meselenin Ulusal Cephe'nin yenilgiye uğradığı son cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerinden Fransa ile de alakası olduğunu anımsatan Topçu, Merkel'in Macron ile birlikte ekonomi ve AB'de reform çabalarına odaklanması gerektiğine dikkat çekti. Merkel'in belirli tavizler vermek durumunda da kalabileceğine atıf yapan Topçu, "Bu durumda Berlin ve Paris Brüksel'de zayıf bir el istemeyecektir. Bu nedenle de Türkiye konusunda bir sertleşme söz konusu olabilecektir. En azından bir netleşme söz konusu olacaktır ve bunun bedeli askerleri Türkiye'den çekmek de olabilir" diye konuştu.
‘DARBE İLE İLİNTİLİ SUBAYLAR ÇOK FAZLA BİLGİLİ, YENİ ATANANLAR YETERSİZ'
"NATO'nun da belirli rahatsızlıkları var ve geçtiğimiz aylarda gördük. Bütün dünyada NATO üslerinde görevli personelin 15 Temmuz sonrasında büyük bir kısmının görevden alınması ve yerine atanan yeni personelin hem İngilizcelerinin yetersiz olduğu hem de stratejik alanda birikimlerinin yetersiz olduğu söylendi. Bu sebeple ortak çalışma ve ortak proje geliştirme konusunda NATO'nun şikâyetlerini basına yansıdığı kadarıyla biliyoruz ama problemin daha da büyük olduğu söyleniyor. Zira Almanya'nın ilk adımı atıp, —şimdiye kadar bekletiliyordu- cesurca bir karar verip Almanya'ya iltica eden askerlerin taleplerini olumlu karşılaması geçen hafta oldu. Belçika veya ABD'de çok sayıda Türk kökenli NATO askerinin iltica talebi olduğunu biliyoruz. Türkiye'nin büyük rahatsızlığı var ama diğer taraftan NATO açısından da, onlarca yıldır NATO'nun işbirliği yaptığı, hem de güvenlik açısından stratejik öneme sahip alanlarda işbirliği yaptığı bu askerlerin birden bire Avrupa'da veya dünyada kaçıp saklanması gibi çok ciddi bir sorun gündeme geldi. Bu insanların bilgileri, şimdiye kadar yer aldıkları misyonların önemi düşünüldüğünde bu çok ciddi bir sorun. Türkiye bu askerlerin elbette geri verilmesini istiyor ve amacı başka ancak, NATO'yu düşündüren taraf bu askerler geri verilirse, bağımsız bir yargı ile karşı karşıya kalmayacakları yönünde, vermezlerse de dünyaya dağılmış ve NATO'nun en önemli konularını bilen kalabalık bir asker grubu sorunu."
‘TÜRKİYE'YE FİLTRELENEN BİLGİLER'
Ankara, misyonun topladığı bilgelerin Suriye Kürtleri bahane edilerek kendisiyle tamamen paylaşılmamasından da şikayet ederken, Topçu da İncirlikte toplana bilgilerin filtrelenip Türkiye'ye verildiğini anımsattı. Alman Tornado'larının topladığı bilgilerin Katar'daki üste değerlendirilip ortaklarla paylaşılırken, Türkiye'ye kısmen verildiğini aktaran Topçu, "Suriye'de Kürtlerin bulunduğu bölgelere dair bilgilerin verilmemesi söz konusuydu. Alman hükümeti bu bilgilerin verilmediğini taahhüt ediyor ve bu konuda Türkiye'nin tepki gösterdiğini de biliyoruz. Bu sebeple zaten Türkiye bu İncirlik misyonundan memnun değildi" diye konuştu. Yine Katar'da toplanan bu bilgilerin birinci derecedeki ortaklar ve ikinci derecede çıkar çatışması yaşanacak ortaklar olarak sınıflandırılarak verildiğini de belirten Topçu, Türkiye'nin de ‘ikinci gruba girdiğini' söyledi. Buna gerekçe olarak da "Kürt meselesi kapsamında, Kürtlere yönelik saldırılarda kendi verdikleri bilgiler kullanılabilir kaygısı var" ifadelerini kullandı.
‘MERKEL ORTADOĞU TURUNDA KONUYU ELE ALDI'
Son olarak Türkiye'nin NATO üyeliğinin tartışıldığını düşünmediğini belirten Topçu'ya göre bu konudaki karar büyük ölçüde Washington'a bağlı olabilir. Topçu, bunun da Türkiye-Rusya ilişkileri ve yakınlığı açısından ele alınacağı görüşünde.