Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Soçi'de gerçekleştirilen ve 2015'ten bu yana karşılıklı çabaları kapsayan normalleşme sürecini tamamlayan görüşme, ekonomide ve özellikle enerji alanında Rusya ile Türkiye arasında kapsamlı iş birliği ve iki tarafın da bu alanlarda hızla atacağı adımları müjdeler nitelikte.
Zira, Rusya'daki zirvenin hemen sonrasında Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Akkuyu Nükleer Santrali'nde bir ay içinde temel kazma çalışmalarının başlayacağını ifade etti. Benzer şekilde, Gazprom Başkanı Aleksey Miller, Putin'le yaptığı görüşmede, Türk Akımı doğalgaz boru hattıyla ilgili hazırlıkların tamamlandığını ve hattın deniz kısmında boru döşeme işlemlerine başlamaya hazır olduklarını söyledi. Bu gelişmeler ışığında uzmanlar, ‘milat' olarak nitelendirilebilecek Putin-Erdoğan görüşmesinin ekonomi ve olası yansımalarını Sputnik'e değerlendirdi.
İSMAYIL: SOÇİ GÖRÜŞMESİ ÖNEMLİ BİR BASAMAK
Türkiye ve Rusya'nın ekonomik ilişkilerinin sürekli geliştiğine değinen İsmayıl, "Bu bağlamda enerjinin ayrı bir önemi var. Akkuyu Nükleer Santrali ve Türk akımı projeleriyle ilgili sadece ufak teknik meseleler var. Soçi görüşmesi bu iki alanda da hızlanma sağlayacak" dedi.
İSMAYIL: TİCARET HACMİ HEDEFİ YENİDEN 100 MİLYAR DOLAR OLABİLİR
Türkiye'nin Rusya'yla ekonomik ilişkilere çok önem verdiğini ifade eden İsmayıl, "Uçak krizinin ardından ekonomik sorunlar ve bazı malların ithalatına yönelik kısıtlamalar vardı. Bunların çok büyük bir kısmı çözüldü. Rusya'nın özellikle vize konusunda daha büyük adımlar atması, kalan az sayıda probleme de çözüm olacaktır. Soçi'de alınan kararlar, bürokratik engellere takılmazsa, ekonomi alanında yeni bir dönem başlayacaktır" ifadelerini kullandı.
Kriz öncesinde Moskova ve Ankara'nın ticaret hacmini 100 milyar dolara yükseltme hedefinin bulunduğunu aktaran İsmayıl, "2014'te bu rakam 32 milyardı. 2015'te ise 28'e, önceki dönemde de 25 milyar dolara düştü. Bu rakamın artırılması için yeni çabalar ortaya konulacaktır. Zira, Türkiye'nin doğalgaz ve enerji kaynakları satın alımında bir gerileme yok" diye ekledi.
ÖZDEMİR: İLK STRATEJİK ORTAKLIK SİNYALİ
Akkuyu Nükleer Santrali ve Türk akımı projelerinin yanı sıra S-400 füzeleriyle ilgili mutabakat olduğunu söyleyen Özdemir, "Bu yalnızca ticari bir gelişme değil, ayrıca siyasi de. Çünkü bu gelişme, 'Türkiye, bocalama döneminin ardından ilk kez NATO dışında alternatifleri değerlendirmeye başladı' anlamına geliyor. Türkiye bu adımıyla, uluslararası ilişkilerde Rusya'ya yakınlaşma niyetini beyan etmiş oldu. Böylece ilk defa iki tarafın ilişkileri stratejik bir ortaklığa evrilebilir" dedi.
24 Kasım 2015'teki uçak krizinin ardından iki ülkenin yeni bir döneme girdiğini ifade eden Özdemir, Türkiye ve Rusya'nın Suriye konusunda ortak kararlar almasının önemini, "İki tarafın ortak çıkarlarının Türkiye ve Avrupa veya Türkiye ve ABD'ye göre çok daha fazla olduğuna inanıyorum. Fırat Kalkanı operasyonuyla temelleri atılan başarılı ortaklığın devamı Türkiye'nin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın gitmesi yönündeki ısrarlarından vazgeçmesinden, Rusya'nın ise YPG'ye desteğini çekmesinden geçiyor" sözleriyle açıkladı.