Bu bağlamda, Türkiye'nin Sincar adımı pek çok soru işaretini beraberinde getirdi. Bunların başında, Rusya ve ABD'den gelen sert eleştirilerin ne sonuç doğuracağı geliyor. Türkiye'nin bir sonraki bölgesel hamlesinin ne olacağı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Devlet Başkanı Donald Trump'la gerçekleştireceği görüşmelerin Sincar harekatının düzenlenmiş olmasından nasıl etkileneceği merak ediliyor.
Sputnik'e konuşan Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) uzmanı Bilgay Duman, Türkiye'nin Sincar'a yönelik operasyonun yasal ve meşru olduğu görüşünde. Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullandığını ifade eden Duman "Çünkü sınır ötesinde bir terör yapılanması var ve o ülke kendi güvenlik unsurlarıyla bu terör unsurlarını bertaraf edemiyor. Türkiye'nin operasyonu meşrudur" dedi.
Rusya ve ABD'nin Türkiye'ye yönelik tepkilerinin, tarafların Demokratik Birlik Partisi'ne (PYD) ve Halk Savunma Birlikleri'ne (YPG) verdikleri destekten kaynaklandığını ifade eden uzman "Moskova ve Washington'un tepkisi bence daha çok Suriye'nin kuzeyini de kapsıyor olmasından kaynaklanıyor. Tabii bir de tarafların PYD/YPG güçlerine verdiği bir destek söz konusu. ABD'nin açıklamasında Amerikan askerlerinin de tehlikeye atıldığı vurgulandı. Eğer bir terör örgütüne destek veriyorlarsa, o örgütün yakınında ve yanında bulunuyorsa, askerleri tabii ki tehlikeye girmiş olur" diye konuştu.
Duman "Türkiye'nin yapmış olduğu operasyonda vurulan PKK ya da PYD unsurlarının yanı sıra onlarla beraber hareket eden yerel güçler de var ki, Türkiye'nin vurduğu hedeflerin bir kısmı da bu yapılanmalar. Vurulan hedefler Peşmerge arasında 70-80 metre fark var. Şimdi siz kendi gücünüzle PKK/PYD yapılanmasını engelleyemiyorsanız siz de zarar görüyorsunuz" diye ekledi.
Türkiye'nin ‘terör örgütlerine karşı bütüncül mücadeleyi' savunduğunu aktaran Duman "Bütün bunların ardından halen dün Erbil'e inen Amerikan kargo uçakları IKBY üzerinden Suriye'deki YPG'ye zırhlı araç taşıdı. Ama IKBY, Türkiye'nin müttefiki olduğunu söylüyorum. Bütün taraflar Türkiye'ye samimi davranmalı. Türkiye'yle bu anlamda bir iş birliği bölgesel istikrara katkı sağlar" diye konuştu.
Duman "Kürt kimliğinin bütüncül yapısının korunması konusunda ne Barzani ne Talabani adım atabilir. PKK/PYD de somut bir şekilde destekleniyor. Irak merkezi hükümeti ise Türkiye'nin operasyonlara eleştirisel yaklaşıyor" dedi ve konuşmasında şu sözlere yer verdi:
"Hem Amerika hem Rusya, bölgenin güçlü ülkelerinden birisini olan Türkiye'yi daha çok desteklemeli. Bu da Türkiye'nin daha doğru şekilde anlaşılmasından geçiyor. Türkiye Rusya ve ABD‘yle karşı karşıya gelemez. Bölge açısından ikili ilişkiler çok önemli. Eğer iş birliği sağlanırsa bu Rusya ve ABD dahil tüm tarafların eş zamanlı adım atmasına bağlıdır."
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz da Sputnik'e yaptığı açıklamada "Türkiye'nin adımı meşrudur. Kendi güvenliğini koruyabilmek için PKK'ya dönük operasyonlara yönelik tepkileri anlamakta zorlanıyorum" şeklinde konuştu ve ekledi:
"Sincar'a yönelik operasyonların şov değil de gerçek bir hedef gözetmesini gerçekten terör örgütleriyle mücadele kapsamında sınırlı kalmasını önemsiyoruz"
Türkiye'nin Sincar adımının Rusya'yla ilişkilere olumsuz bir etkisi olmayacağını savunan Yılmaz "Bu hamle, görüşmeleri olumsuz yönde etkilemez. Hatta şu aşamada hiçbir şey ilişkileri olumsuz etkilemeyecektir. Rusya'yla ilişkileri çok önemseyen bir parti olarak, biz Rusya'nın Türkiye'ye yönelik sincar üzerinden sert bir tutum takınacağını düşünmüyorum. İlişkilerimiz hiç olmadığı kadar yakın. Bu yüzden Türkiye nasıl Rusya'nın hassasiyetlerine önem veriyorsa, Rusya da Türkiye'nin hassasiyetlerine önem vermeli" diye ekledi.
Erbil Eski Başkonsolosu Aydın Selcen, Sputnik'e yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin Sincar'a yönelik harekâtının meşruiyetini sorgulayanlardan. Selcen "Irak ve Suriye gibi merkezi devlet otoritesinin ortadan kaybolduğu, IŞİD gibi bir fenomenin ortaya çıktığı, farklı silahlı oluşumların deyim yerindeyse cirit attığı ve gerek küresel gerek bölgesel güçlerin doğrudan sahada olduğu bir çatışma alanına bölgeye komşu ülke Türkiye'nin hava harekâtının meşruiyetinin pek fazla kimsenin gündeminde yer tutabileceğini sanmam" diye konuştu.
Türkiye'nin bir sonraki hamlesinin Bağdat veya Erbil'e değil Washington'ın tutumuna bağlı olduğunu savunan Sencer "Türkiye, Sincar'daki HPG mevcudiyetini ve HPG'nin eğittiği yerel Ezidi özsavunma güçlerini terör unsuru ve ulusal güvenlik tehdidi olarak gördüğünü duyurmuştu. İlk beklenti, IKB içinden tercihen KDP peşmergesinin söz konusu unsurları bulundukları yerden çıkarmasıydı. Bu talebinin sürüncemede kaldığını görünce referandum sonrası ve ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve gelmesiyle dış bağlamın uygun olduğunu değerlendirip kendi doğrudan müdahale yolunu seçti. Şimdi, hava harekâtı, kara harekâtının yerinin tutamayacağına ve Ankara tek başına karar alıp uyguladığını gösterdiğine göre, devamının gelmesi ihtimal dışı denemez" ifadelerini kullandı.
Söz konusu hamlenin, Erdoğan ve Putin yapacağı görüşmeye etkisi olmayacağını savunan Sencer "Buna karşılık,16 Mayıs'ta gerçekleşecek Erdoğan-Trump görüşmesinin tonunu, içeriğini ve hatta belki öngörülen tarihte olup olmayacağını, bugünden o tarihe kadar ikili yürütülecek temaslar ve sahadaki gelişmeler belirleyecektir" ifadelerini kullandı.