TSK'nın Irak'ın Şengal bölgesi ve Suriye'nin Irak sınırına yakın bölgesinde yer alan Karaçok Dağı'ndaki PKK hedeflerine yönelik gerçekleştirdiği hava operasyonunu Sputnik'e değerlendirdi. AK Parti Manisa Milletvekili ve TBMM Milli Savunma Komisyonu Sözcüsü Murat Baybatur, Türkiye'nin terörle mücadelede tehlikeyi kendi topraklarının dışında da önleme politikası uyguladığını ifade ederek "Sincar; Irak, Suriye ve Türkiye'nin tam ortasında bulunması nedeniyle örgüt açısından da stratejik öneme sahip. Burada PKK'nın Suriye ve Irak'taki uzantıları tarafından Suriye ve Irak'tan Türkiye'ye son zamanlarda hudut karakollarımız başta olmak üzere ve Diyarbakır'daki tünelli saldırı ve yıkımlarda da buralardan silah, terörist, mühimmat, lojistik manada destekler alıyorlar Sincar bölgesinden. Bundan sonraki süreçte de Türkiye'nin sınırları dışından nerede gelirse gelsin PKK veya DAİŞ hangi örgüt tarafından yapılırsa yapılsın saldırılara karşı ciddi, sert ve keskin bir şekilde cevap verilecektir" dedi.
TSK'nın hava operasyonu yaptığı bölgeye bir kara operasyonu olasılığı hakkında da konuşan Baybatur "Şu an itibariyle devletimiz ve Silahlı Kuvvetlerimiz gerekli saha çalışmalarını yapıyor. Biz nasıl ki El Bab'a kadar Suriye'de DAİŞ ve PKK'yı o bölgeden temizlemek için kara operasyonunu gerçekleştirdiysek bu konuda Sincar da dahil olmak üzere bir ihtiyaç varsa Silahlı Kuvvetlerimiz oraya kara operasyonu düzenleyebilir. Ama şu aşamada hava operasyonlarıyla bunların oradaki merkezleri vuruluyor. Bununla alakalı genel olarak şunu söyleyebilirim; eğer kara operasyonu gerekiyorsa Türkiye ve Türk Silahlı Kuvvetleri bu operasyonu yapmaktan çekinmeyecektir" diye konuştu.
Irak Dışişleri Bakanlığı, TSK'nın dün geceki operasyonunu Irak'ın ‘egemenliğinin ihlali' olduğunu açıklamasını değerlendiren Baybatur "Bu, Irak'ın egemenliğine bir saldırı değil, Irak devletine yardımcı olmaktır. Kendi içindeki terör örgütlerinin temizlenmesi için yapılmıştır. Eğer Irak'ın egemenliği bu manada düşünülüyorsa o zaman buralardaki terör örgütlerinin komşu devletlere yaptığı saldırıları Irak devletinin önlemesi gerekiyor" diye konuştu.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY), PKK'ya Şengal'den çekilmesi yönünde çağrı yaptığını anımsatan Baybatur, "Irak devleti, kendi toprakları içindeki terör unsurlarını temizlerse Türkiye de haliyle oraya bir operasyon yapmaz. Ama oradan bir saldırı varsa ne yapalım, onları siz önleyemiyorsanız biz bunları durdurmak zorundayız. Dolayısıyla biz normalde Irak devletine kendi topraklarındaki terör örgütlerinin temizlenmesi için bu noktada yardımcı oluyoruz" dedi.
Sputnik'e konuşan Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, Türkiye'nin Sincar'ı terör örgütü olarak kabul ettiği PKK'nın ikinci bir üssü haline gelmesine izin vermeme yönündeki kararlılığına işaret ediyor. Türkiye için Kandil'in ardından Sincar'da ikinci bir üs kurma niyetinde olan PKK'yı engellemenin "stratejik bir öncelik" olduğunu ifade eden Bağcı, Ankara'nın hamlesinin Irak ve Türkiye'nin ilişkilerinde yeni bir gerginliğe sebep olmayacağını ifade etti.
Ankara'nın operasyon öncesi yetkilileri bilgilendirdiğine vurgu yapan Bağcı "Türkiye'nin yapmış olduğu bu harekatta peşmergelerden yaşamını yitirenler olması, ABD'nin gerek Afganistan'da, Pakistan'da veya Irak'ta gerçekleştirmiş olduğu operasyonlarda da sivillerin yaşamını yitirmiş olması gibi değerlendirilebilir" dedi.
Bağcı "Gördüğüm kadarıyla asıl hedef PKK'nın bölgedeki oluşumunu engellemek. Koordinatlar muhtemelen yalnızca Türkiye'nin değil, hem Irak hem de ABD'nin paylaştığı koordinatlar olmalı. Konu, Barzani ve diğer yetkililerle konuşulacaktır. Bu hamlenin bir gerginlik yaratacağını sanmıyorum. Peşmergeden yaşamını yitirenler olması askeri anlamda bu ‘trafik kazası' veya ‘koordinat hatası' gibi değerlendirebilir" diye ekledi.
Sputnik'e konuşan Yeni Şafak muhabiri Çetiner Çetin, Bağdat yönetiminin sorunu çözmek yerine PKK'nın Sincar'daki varlığını kalıcı hale getirmeye çalıştığına vurgu yaptı. Çetin, "PKK'nın varlığı Türkiye için çok ciddi bir boyuttaydı. Ocak ayından beri Türkiye bu tehdidi bertaraf etmek niyetindeydi. En son Başbakan Binali Yıldırım'ın Bağdat ziyaretinde gündeme geldi. Ancak Bağdat yönetimi sorunu çözmek yerine PKK'nın Sincar'daki varlığını kalıcı hale getirmeye çalıştı. PKK'nın durumu ve Ezidi güçlerin durumunu Haşdi Şabi'nin sahip olduğu yasal statüye taşıdı. Onlara maaş ödemeye başladı, silah desteği vermeye başladı. Bu da PKK'yı neredeyse yasal ve daha meşru bir şekle getirmeye başladı" ifadelerini kullandı.
Şengal'in Türkiye'ye yönelik bombalı saldırıların talimatlarıyla ilgili kullanılmış olması itibariyle ülke açısından büyük bir güvenlik sorunu teşkil ettiğine değinen Çetin "Bağdat inisiyatif almadığı için PKK ‘el koyarcasına' oraya yerleşemeye başladı. Bu durum sadece Türkiye'yi değil, Ezidi liderleri de rahatsız etmeye başladı. Şengal Kaymakamı bile dört aydır Şengal'e giremez oldu" dedi.
‘PUTİN VE TRUMP GÖRÜŞMESİ ÖNCESİ ÖNEMLİ GELİŞME'
Söz konusu harekatın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Mayıs ayında sırasıyla Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Donald Trump görüşmesine yönelik bir mesaj niteliği taşıyıp taşımadığına ilişkin soruya karşılık Çetin şöyle konuştu:
"Erdoğan-Trump görüşmesi çok önemli. ABD'nin Ortadoğu'da yeniden güç kazanma isteği söz konusu. Birkaç hafta önce Suriye'yi füzelerle vurması, Trump yönetiminin Suriye'de varlığına vurgu yapma isteğinden kaynaklanıyor. Suriye'deki varlığına vurgu yapması ise Akdeniz'de güç kazanma isteğinin bir parçası. Ancak taktiksel olarak kullandığı PKK ile ilgili uzun vadeli bir stratejisi yok ABD'nin. Çünkü eğer olsaydı PKK'nın Astana veya Cenevre görüşmelerinde yer alması için baskı yapardı. Bu yüzden Erdoğan-Trump görüşmesi çok önemli. Çünkü Trump'ın Obama'nın kaybettiği gücü geri kazanmak ve Rusya karşısında yeniden güçlü bir pozisyona ulaşmaya ve bunun için de Türkiye'nin yardımına ihtiyacı var."
HDP'DEN SORU ÖNERGESİ
Bu arada HDP Mardin Milletvekili Ali Atalan da TSK operasyonunda bazı sivil yerleşim hedeflerinin ve bölgede yayın yapan radyo binalarının hedef alındığı iddialarını TBMM gündemine taşıdı. Atalan, Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde “DAEŞ terör örgütüne karşı Uluslararası Koalisyonla beraber mücadele eden güçlerin Türk ordusu tarafından bombalanmasının sebebi nedir? Söz konusu hava saldırısı uluslararası hukuk normları çerçevesinde midir? Şengal’e yönelik saldırıda sivil yerleşim yerlerinin hedef alındığı doğru mudur?” sorularının yanıtlanmasını istedi.
Atalan, Rojava’nın Sesi Radyosu ile Şengal’de yayın yapan ÇIRA Radyosu’nun bombalandığı iddialarının doğru olup olmadığını da sorarken önergesinde “Radyo çalışanları ve bölgedeki sivillerden yaralanan ve hayatını kaybedenlerin olduğu bilgisi doğru mudur? Efrîn’in (Afrin) Şiye ilçesi sınırında Türk ordusunun askeri yığınak yaptığı doğru mudur? Doğruysa, sebebi nedir? Rojava ve Şengal’e yönelik savaş uçaklarıyla yapılan saldırılar hangi operasyon kapsamındadır? Söz konusu saldırıların, DAEŞ’e karşı oluşturulmuş Suriye Demokratik Güçleri’nin, Rakka’ya ilerleyişini engellemek için yapıldığı şeklindeki iddialar doğru mudur?” sorularına da yer verdi.