AYM'nin kuruluş yıldönümünü kutlayan Kılıçdaroğlu, "Yargıç görevini yapıp adaleti dağıttığı sürece haklı ile haksızı ayırdığı sürece başımızın üstünde yeri var. Bu adalet kurumuna saygının bir gereğidir. Hak, hukuk ve adalet kavramları hem birbirini tamamlayan hem de aynı zamanda toplumsal birlikteliği, adaleti sağlayan temel kavramlardır" dedi.
‘YSK'NIN VARLIK NEDENİ ADALETLİ BİR SEÇİMİN YAŞANMASINI SAĞLAMAKTIR'
Kılıçdaroğlu, "YSK'nın da adaletli davranması adalet ölçüleri içinde karar alması hepimizin ortak arzusudur. YSK'nın varlık nedeni adaletli bir seçimin yaşanmasını sağlamaktır" dedi.
16 Nisan referandumunun seçim kanununa aykırı yapıldığını belirten Kılıçdaroğlu, "Açık hükme rağmen neden mühürsüz zarflar geçerli kabul edildi? Bunun cevabını henüz almış değiliz. Hangi gerekçe ile mühürsüz zarflar, oy pusulaları kabul edildi? Kendi yayınladıkları genelgelere, eğitimlere aykırı olarak saat 5'ten sonra doğudaki bazı oylar açıklandıktan sonra. Geçersiz sayılması gereken bütün oyları geçerli sayıyorlar" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'a bugün yaptığı konuşma nedeniyle teşekkür ederek Arslan'ın, "Anayasa koyucunun lafsı anlamı ve amacı bakımından açık bir şekilde düzenledikleri kuralları yorum yolu ile değiştirmek esasen mahkeme eli ile anayasa değişikliği yapmak anlamına gelir. Bunun meşruiyet tartışmasına yol açacağı her türlü izahtan varestedir" şeklindeki sözlerine vurgu yaptı. Kılıçdaroğlu, "AYM Başkanı bu referandumun şaibeli olduğunu, meşruiyetinin olmadığını AYM'nin 55. kuruluş yıl dönümünde açıkça ortaya koymuştur. AYM Başkanına bu duyarlılığı için yürekten teşekkür ediyorum. Bunu söyleyen parti genel başkanı, sıradan bir hakim, üniversitede bir hoca da değil. Bunu söyleyen AYM Başkanı ve bugün söylemiştir" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, "YSK'nın bu kararı alan hakimleri kimden talimat aldılar? Yasanın açık hükmüne rağmen farklı yorumlayarak geçersiz oyları geçerli sayan talimatı kimden aldılar, bunu açıklamak zorundalar. YSK'nın bu kararı demokrasimizin kara bir sayfasıdır. Asla kabul edilemez. O nedenle mühürsüz seçim, halk oylaması diyoruz. Meşru bulmuyoruz. Seçim halk oylaması gayri meşru bir sürecin içine sokulmuştur. Meşruiyet tartışması vardır meşru değildir" açıklamasında bulundu.
‘KALEMİNİ VE VİCDANINI SATMAYAN ADAMA HAKİM DENİR'
Kılıçdaroğlu, "Gerçek hakim nasıl karar verir? Kalemini ve vicdanını satmayan adama hakim denir. Yasalara uygun kişiye, adaleti dağıtan kişiye hakim denir. Adaleti çıkar için kullanan kişiye hakim denmez. ‘Yasanın açık hükmünü çiğneyin, korkmayın, arkanızda biz varız' diyen irade, size milletvekilliği sözü mü verdi? Ne sözler verildi? Cevabını almış değiliz. Hakim güç karşısında boyun eğmez. Duruşundan asla ödün vermez. Hakim üstünlerin hukukunun bir parçası bir oyuncağı, aleti olmaz. Hukukun üstünlüğünü savunur. Egemenleri değil. Egemenlerin himayesine sığınmaz" diye konuştu.
‘HAKİM, EGEMENLERİN HİMAYESİNDE ÇAY TOPLAMAYA GİTMEZ'
Kılıçdaroğlu eleştirilerine şöyle devam etti: "Hakim, egemenlerin himayesinde çay toplamaya gitmez. Hakimlik mesleğine, onuruna gölge düşürdüler. Bir Allah'ın kulu çıkıp bunu bize anlatmak zorunda. Bunları yapanlara hakim denmez. Cübbe giymelerini de doğru bulmuyorum. Gidip bir siyasi partinin cübbesini giyebilirler.
Siyasete girebilirler. 'Siyasetçi değilim cevap vermiyorum' diyor. Sen artık bir siyasetçisin kardeşim. Hakim değilsin. Sen artık o cübbeyi giymeye layık değilsin. Yasanın bu kadar açık hükmünü ihlal ediyorsan sen halk oylamasını meşruiyete kazandıramazsın.
Gayri meşru bir halk oylamasının tek nedeni, sorumlusu sensin.
‘YSK ÇALINMIŞ, İRADESİ ÇALINMIŞ, İPOTEK ALTINA ALINMIŞ'
Sandıklara sahip çıktık oy hırsızlığı olmadı. Kimsenin oyu çalınmadı. Geriye bir baktık ki Yüksek Seçim Kurulu çalınmış. İradesi çalınmış ipotek altına alınmıştır. Bu gerçeği toplumun her kesimine anlatmamız lazım."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Sandıklara sahip çıktık oy hırsızlığı olmadı. Kimsenin oyu çalınmadı. Geriye bir baktık ki Yüksek Seçim Kurulu çalınmış. Çalınan oylar değil çalınan YSK'dır. İradesi çalınmış ipotek altına alınmıştır. Bu gerçeği toplumun her kesimine anlatmamız lazım" dedi.
‘SANDIĞA GİDİP OY KULLANAN 49 MİLYON 799 BİN 163 KİŞİNİN HAKKINI KİM SAVUNACAK?'
Kılıçdaroğlu, "'Mesele bitti, niye itiraz ediyorsunuz?' deniyor. Dünyanın gerekçesi var. Sandığa gidip oy kullanan 49 milyon 799 bin 163 kişinin hakkını kim savunacak? YSK'daki hakimlere sormuyorum bunu. Onlarda vicdan olmadığı için. Onlar ahlak yoksunu olduğu için onlara sormuyorum. Bu soruyu evet veya hayır oyu kullanan vicdanlı bütün vatandaşlarıma soruyorum. Bunların hakkını kim savunacak? Bu haksızlık karşısında susun diyorlar haksızlık karşısında susan dilsiz şeytansa biz susmayacağayız. Haksızlığın üzerine üzerine gideceğiz. İnsani ahlaki görevimiz" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Evet ve hayır oyu verenler seçime şaibe düştüğü için rahatsızlar. Adaletli seçimi herkes ister. Anayasanın 67. maddesine göre seçimleri adaletli yapması gereken bir kurum adaletsiz bir sürece imza atmışsa onun vereceği hesap vardır. Kimseye hesap vermem diyemez kimse. Kimsenin ayrıcalığı yoktur" ifadelerini kullandı.
‘TOPLUMSAL UZLAŞMA BELGESİ DEĞİL, TOPLUMSAL AYRIŞMA BELGESİ'
Kılıçdaroğlu, "Alınan oylar ile bir anayasa meşruiyet kazanmamıştır. Öyle olsaydı 12 Eylül darbe anayasası yüzde 91.4 kabul oyu aldı. Ertesi gün tartışma başladı. Meşru bir zeminde, eşit koşullarda bir referandum olmadı bu referandumda olduğu gibi. Bir anayasa değişikliği toplumun yüzde 50'sinden fazla hayır oyu ile karşılaşıyor, YSK kararı ile 'evet'e dönüştürülüyorsa gayri meşru bir zeminde toplumun en az yüzde 50'sinin kabul etmediği bir anayasa değişikliği kabul edilemez. Toplumun vicdanı bunu kabul etmiyor. Bir toplumsal uzlaşma belgesi değil, toplumsal ayrışma belgesi olarak hepimizin, toplumun gündeminde duruyor" açıklamasında bulundu.
‘BU ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İLE TÜRKİYE CUMHURİYETİ YÖNETİLEMEZ'
Kılıçdaroğlu, "Köklü, nitelikli hepimizin üzerinde görüş birliğine varabileceği bir anayasa değişikliğine ülkenin ihtiyacı var. Bu anayasa değişikliği ile Türkiye Cumhuriyeti yönetilemez. Önümüzdeki günlerde bunun çok somut örneklerini göreceğiz" dedi.
Kılıçdaroğlu, "Hem OHAL, hem haksız bir referandum olacak. YSK'ya operasyon yapacaksınız, kanunsuz kararlar alınacak, kanunsuz kararlara dayanarak anayasa değişikliğini meşru sayacaksınız. Dünyanın hangi demokrasisinde böyle bir süreç meşru görülür. Bir örnek göstersinler" dedi.
‘BAŞBAKAN, 'BAŞKANLIK REFERANDUMU ÖNCESİ OHAL KALDIRILMIŞ OLACAK' DİYORDU'
Kılıçdaroğlu, "Başbakan Binali Yıldırım, 'Başkanlık referandumu öncesi OHAL kaldırılmış olacak. OHAL'de seçime gidildi dedirtmeyiz' diyordu. Kendisi Başbakan. Dün ne söylüyor bugün ne? Hepimizin düşünmesi lazım. 'Evet' kullanan vatandaşlarımıza da sesleniyorum. Benim bugün vicdanım sızlıyorsa emin olun 'evet' oyu veren her vatandaşımın da vicdanı sızlıyordur. Böyle bir anayasa değişikliği tarihimizde hiç olmadı" dedi.
‘YSK BAŞKAN VE ÜYELERİNİN SORGULANMASI LAZIM'
Kılıçdaroğlu, "YSK'nın vereceği hesabın sorgulanması lazım. Önce hesabını vermesi lazım. O kurulun sorgulanması lazım. Başkan ve üyelerinin sorgulanması lazım. Bir üye yaptığı yanlışın farkına vardı. Yasaya ve anayasaya aykırıdır diye şerh koydu. Bugün o aykırılığı sayın Zühtü Arslan gayet açık gündeme getirdi noktayı koydu. Bu haksızlığın üzerine hep birlikte gideceğiz sonuç alınıncaya kadar" şeklinde konuştu.