CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, CHP Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi.
'BU İŞ BİTMEDİ'
Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) anayasa değişikliği referandumunu manipüle ettiğini savunan Gök, "'Bu iş bitmiştir' diyen Cumhurbaşkanı'nın aksine, Başbakan'ın aksine, attığı tweet'ler ile yargıya talimat veren Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın aksine bu iş bitmemiştir. Bu seçimler, büyük ölçüde meşruiyetini kaybetmiştir. Bu seçim, mühürsüz seçimdir. Yüksek Seçim Kurulu, bu seçimleri katletmiştir. Seçimleri manipüle etmişlerdir. 'Hayır' oylarının önde çıkacağı görüldüğü andan itibaren devletin organları tarafından büyük bir manipülasyon yapılmıştır. Devlet, millete karşı büyük bir suç işlemiştir. Mühürsüz seçim, ayıplı bir seçime dönüşmüştür" diye konuştu.
'YSK ÜYELERİ MUTLAKA BİR GÜN HESAP VERECEKLERDİR'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kesin olmayan seçim sonuçlarının belli olmasının ardından yaptığı 'Atı alan Üsküdar'ı geçti' açıklamayı eleştiren CHP'li Gök, "Bu ayıplı, mühürsüz seçimle kimse bu ülkeyi 'Atı aldık, Üsküdar'ı geçtik' anlayışında yönetemez. 'Atı aldık, Üsküdar'ı geçtik' diyen Sayın Cumhurbaşkanı, siz zaten attan düşen bir cumhurbaşkanısınız. Hem ata binmesini bilmiyorsunuz hem de Üsküdar'da 'hayır' oyları fazla çıktı. Yani ne ata binebildiniz,ne de Üsküdar'ı geçebildiniz. Burası bir kapkaç, biz yaptık oldu diye üstü örtülecek bir seçim olmaktan çıkmıştır. Bu seçimlerin meşruiyeti sonuna kadar tarafımızca tartışılacak. Hem 'hayır' oyu verenlerin hem 'evet' oyu verenlerin tüm vatandaşlarımızın hukuku korunacaktır. Yüksek Seçim Kurulu, bizzat bu seçimlerin meşruiyetini çiğnemiştir. Ne cüretle, ne hakla, ne adına? Milletin iradesini sakatlamıştır. Bu nedenle YSK üyeleri mutlaka bir gün hesap vereceklerdir" dedi.
'ADALET BAKANI ANAYASAL SUÇ İŞLEMİŞTİR'
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın CHP'nin Danıştay başvuru üzerinden yaptığı 'Anayasa Mahkemesi ve Danıştay'ın 'ret' kararı dışında karar verme seçeneği yok' açıklamasına da tepki gösteren CHP Grup Başkanvekili Gök, şunları söyledi:
"Sayın Bekir Bozdağ, sizin bakanlığınızın döneminde Türkiye'de 'adalet' kavramı yerle bir edildi. Adalete güven kalmadı. Adaleti bu hale getiren birinci kişi, sizsiniz. Türkiye'de bu seçimleri kaos haline getiren mimarlardan birisiniz. Bir cumhurbaşkanı, bir başbakan, bir adalet bakanı meşru hak aramayı ne zamandan beri uygunsuz görebiliyor? Böyle bir cüret olabilir mi? Adalet Bakanı, hakimlere talimat veriyor. 'CHP, başvuruda bulunamaz' demenin arkasında hakimlere bir tehdit vardır. Hakimlere 'Bakın ha, sakın ha, yanlış yapmayın' diyen bir anlayıştır bu. Adalet Bakanı, anayasal suç işlemiştir. Hakimleri baskı altına almıştır. Talimat vermiştir, tehdit etmiştir. Biz Türkiye'nin hakkını arıyoruz. 'Evet' diyenlerin de 'hayır' diyenlerin de hakkını arıyoruz. Bu mücadele, Türkiye'nin hukuk devleti olma mücadelesidir. Adalet mücadelesidir. İnsan hakları mücadelesidir. Kimse, bu şaibeli sonuçların üzerine oturup, Türkiye'yi bir 'kaptı kaçtı' gibi yöneteceğini farz etmesin. Biz, hak arama mücadelesini sonuna kadar sürdürme kararlılığı içerisindeyiz."