Epstein: Google ve Facebook'un ‘yalan haber planı', yalan haberlerin kendisinden daha zararlı

Yalan haberin birçok kişinin düşündüğü gibi gerçekten sorun olmadığını belirten Epstein, "Geçen kasım ayında internette hızla yayılan Hillary Clinton'la iligli haberler, Demokrat Parti adayının çok oy kaybetmesine yol açsa da, genel olarak ele alındığında yalan haber, iki nedenden ötürü demokrasi için bir tehdit değildir" dedi.

Epstein, bu konudaki görüşlerini şu ifadelerle açıkladı:

'YALAN HABERLER, REKLAM PANOLARI GİBİDİR'

İlk olarak, yalan haber rekabetçidir. Birçoğu yalan bilgi içeren reklam panoları ve televizyon reklamları gibidir. Benim hakkımda yaptığınız her yalan haber için, sizin hakkınızda iki yalan haber yazabilirim. İstatistiklerimi düzeltmek için doğru haberler, hatta sizin gönderdiğiniz yalan haberleri ifşa eden doğru haberler de paylaşabilirim. Tanıdık geliyor mu? Çamur atmak, siyasetçilere özgü bir şeydir ve her zaman da böyle olacaktır. Hiçbir algoritma bunu durduramaz.

'YALAN HABER GÖRÜNÜRDÜR'

İkinci olarak, yalan haberler, görünür nüfuz kaynaklarıdır. Facebook ya da Google'da Clinton'un Marslı olduğuna dair bir hikayeyle karşılaştığınızda, bundan etkilendiğinizi biliyorsunuz. Görünür nüfuz kaynakları, insanları oldukça öngörülebilir şekilde etkilemektedir: İnsanlar, önyargılarını ve inançlarını destekleyen bilgilere dikkat ediyor, geri kalanını da yok sayıyor.

‘BENİ KORKUTAN NOKTA, BU ŞİRKETLERİN NEYİN YALAN HABER OLDUĞUNA KARAR VERECEK OLMASIDIR'

Yalan haber, hem görünür hem de rekabetçi olduğu için onları çok korkutucu bulmuyorum. Beni korkutan nokta, Google ve Facebook gibi zorba kuruluşların neyin yalan haber olduğuna karar verecek olmasıdır. Bu şirketler, kriterlerine uymayan haberleri, ‘şüpheli' olarak etiketleyecek ya da olağanüstü durumlarda bunları görünmez kılacaklar.

Güç sorunsalı. Google ve Facebook gibi şirketler, halihazırda aşırı güce sahipler. Onlara hangi haberlerin geçerli olduğunu belirlemeleri için yeni bir güç vermeyi istiyor muyuz?

Buradaki tek güzel haber şu: Eğer bu şirketler, yalan haberleri sansürlemek için saldırgan programlar kullanırsa, sektördeki düzenleyici kurumların bunlar üzerindeki ilgisi daha da artacaktır.

‘SON SÖZÜ TRUMP GİBİ LİDERLER SÖYLEYECEK'

Trump etkisi. ABD Başkanı Donald Trump'ın meşru ana akım haber kuruluşlarını nasıl ‘halkın düşmanı' haline getirdiğini hatırlayın.

Google veya Facebook gibi şirketler, yalan haberleri nasıl damgalamaya çalışırsa çalışsın, Trump gibi liderler, insanların bu haberleri ne kadar ciddiye alacakları konusunda son sözü söyleyecek olanlardır.

Eğer bir demagog, tek inanılır haberlerin ‘IdiotsVille Haber Ajansı' tarafından yayınlanan haberler olduğunu söylerse, bu haberleri yalan haber olarak etiketleyen algoritmanın ana etkisi, bunların daha fazla dikkat çekmesini sağlamak olacak ve demagog da bu arada haklı olarak sansür ve baskıdan yakınacak.

Yalan haberler, her zaman için can sıkıcı olmuş ve olacaktır. Ancak büyük ve kontrolsüz teknoloji şirketlerine yalan haberleri, diğer bir deyişle tüm haberlerimizi yönetme imkanı sunmak, yalan haberlerin kendisinden çok daha zararlı olacaktır.

‘FACT CHECK' NEDİR?

‘Fact Check' hizmeti, tarayıcılarda aranan ve gazeteciler yahut uzman kuruluşlar tarafından denetlenen haberlerin yanında ‘Fact Check' yazısı ve bu nota ilişkin yorumların yayınlanmasını kapsıyor.

Öte yandan Google, konuya ilişkin açıklamasında doğrulama sisteminin her arama için ulaşılabilir olmadığını ve üstelik aynı arama ile ilgili çeşitli doğrulama kaynaklarının farklı sonuçlara varabileceğini vurguladı.

Açıklamada ayrıca hizmetin internet devi tarafından değil, dış şirketler tarafından verildiği, farklı yorumların ise haber hakkında daha net bir tablo ortaya koyabileceği ve bu sayede insanların kendi fikirleri çerçevesinde denetimi rahatlıkla analiz edebileceği vurgulandı.

Google'ın denetimci listesine BBC, CNN, The Guardian, The New York Times ve daha 111 şirket şimdiden katıldı.