Hükümet, sığınmacı krizi ve yabancı sivil toplum kuruluşlarının (STK) ülke içindeki faaliyetleri de dahil olmak üzere AB politikalarının nasıl ele alınması gerektiği konusunda 6 sorunun bulunduğu bir anket hazırladı.
Sputnik analisti Vladimir Ardayev, ‘Ulusal İstişare 2017' başlıklı kampanyanın pazar günü başkent Budapeşte'de düzenlenen protesto dalgalarıyla aynı zamana denk geldiğini belirtti.
‘GEORGE SOROS VAKFI'NA AİT ÜNİVERSİTE KAPATILACAK'
Ardayev, "Binlerce kişi, George Soros Vakfı'na ait Orta Avrupa Üniversitesi'ne (CEU) destek vermek için Budapeşte'de sokağa çıktı. Parlamentonun eğitim kanununda yeni değişiklikler yapılmasını kabul etmesiyle birlikte bu eğitim kurumu kapatılacak" dedi.
‘MACARİSTAN'DA SOROS'A BAĞLI 60'TAN FAZLA STK VAR'
Macaristan'da Soros tarafından finanse edilen 60'tan fazla STK bulunduğunu da kaydeden Ardayev, şu ifadeleri kullandı: "Macar güvenlik güçleri, bu STK'ları yasadışı göçmenlerin ülkeye girmesine ve sığınmacı statüsü almasına yardım etmekle suçluyor. Macar hükümeti, ocak ayında Soros'un finanse ettiği tüm STK'ları kapatmayı amaçladıklarını açıklamıştı."
YASA DÜN KABUL EDİLMİŞTİ
Yeni yasaya göre, AB üyesi bir ülkeye bağlı olmayan yabancı üniversitelerin Macaristan'da faaliyet gösterebilmesi için söz konusu üniversitenin bağlı olduğu ülke ve Macaristan hükümeti arasında anlaşma imzalanması gerekecek.
ORBAN YASALARIN İHLAL EDİLDİĞİNİ BELİRTMİŞTİ
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, cuma günü devlet radyosundaki haftalık konuşmasında, "Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan araştırmaya göre, birçok uluslararası üniversite yasaları ihlal ediyor. Buna Soros'un üniversitesi de dahil. Kim yaparsa yapsın sahtekarlık, sahtekarlıktır. Yabancı diploma veren 'Soros Üniversitesi', yurt dışında eğitim vermediğini kabul etti. Bu Macar hukukuna aykırı" demişti.
Macaristan hükümeti, Soros tarafından desteklenen STK'ların, Soros ve uluslararası sermayenin çıkarlarını yerel hükümetlere dikte ettirmek için kullanıldığını belirtiyor.
Söz konusu STK'lar ise Macaristan'ın izlediği sığınmacı politikasını eleştirmeleri ve ülkedeki yolsuzlukları gün yüzüne çıkarmaları nedeniyle Macar hükümeti tarafından hedef gösterildiklerini savunuyor.