İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede gazetenin yöneticisi ve yazarlarından oluşan 17 kişi ‘silahlı terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüte yardım etmekle' suçlandı. İddianamede, Cumhuriyet gazetesinin kuruluş felsefesine atıfta bulunularak, gazetenin buna aykırı yayınlar yaptığı, yazıldı.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Şükran Soner, iddianamenin bu boyutuyla açıklanmış olmasının ‘evet' kampanyasına katkı olduğunu söyledi ve "Bana sorarsanız Ankara'daki iddianamenin de oluşumu öyleydi" dedi.
Gazeteci Şükran Soner, algı oluşturmaya çalışıldığını söyledi: "Her hafta 'evet' seçmenlerini etki altına almaya yönelik senaryo yazılıyor. Kamuoyu oluşturma şu an dünyadaki silah gücünden kat kat etkili bir güç. Bu yüzden bu silahın kullanılması sanatı profesyonel bir sanattır. Bundan üç ay önce bu bilgilendirme verilse, iddianame hazırlansa bugünkünden farklı bir metin olacak mıydı? Ya da iki ay sonra referandumdan sonra olsa farklı olacak mı? Demokrasilerde düşünce suçu olamaz."
‘SİYASAL ALGI YARATMAYA DÖNÜK BİR GİRİŞİM'
Soner, sivil darbe uygulamalarının askeri darbelerdeki darbe hukukundan çok daha tehlikeli olduğunu söyledi ve ekledi: "Toplumların gelişimi, geleceği, hukuk düzeni bakımından yaratılan terör çok daha vahşi ve çok daha tehlikelidir. İşin özü bu dönemde bu iddianamenin çıkarılması bu davanın üzerinden siyasal algı yaratmaya dönük bir girişim."