Fesih ve seçimin yenilenmesi kararlarında sonucun aslında aynı olduğunu belirten Uzeltürk "Her ikisinde de devlet başkanı ya da cumhurbaşkanı parlamentonun görevini sona erdirmektedir. Aralarındaki nüans sadece ne zaman bu kararın uygulanacağı ile ilgilidir. Fesihte o andan itibaren görev yetkisi sona erer, yenilenmede ise parlamentoda yeni parlamento oluşana kadar göreve devam eder" dedi.
‘YENİ PAKETTE SEÇİMLERİN YENİLENMESİ YETKİSİ KOŞULSUZDUR VE BU ÇOK TEHLİKELİDİR'
‘7 HAZİRAN SEÇİMLERİNDEN SONRA SEÇİMLERİN YENİLENMESİ YETKİSİ KULLANILDI'
Uzeltürk, Osmanlı döneminde 1876 Kanunu Esasi ile fesih kararı verildiğini ancak 30 yıl boyunca parlamentonun toparlanamadığını bu nedenle de Cumhuriyet dönemindeki anayasalarda seçimlerin yenilenmesi maddesinin bulunduğunu da söyledi. Yakın tarihten örnek veren Uzeltürk "Cumhurbaşkanı 7 Haziran seçimlerinden sonra, seçimlerin yenilenmesi yetkisini kullandı yani parlamentoyu feshetti, eski parlamento bir sonraki parlamento oluşuna kadar görevde kaldı" dedi.
'CUMHURBAŞKANI GÖREV SÜRESİNİ UZATABİLİR'
Cumhurbaşkanı seçimlerine de değinen Prof. Dr. Sultan Uzeltürk "Kendisi de seçime gidecek ama kendisi için en iyi zamanı yine kendisini biliyor. Bir de şu olabilir. Birinci ve ikinci dönemi bitirdi. Cumhurbaşkanının etkili olduğu parlamento seçimleri de yenileyebilecek ve bir dönem daha yani üçüncü döneme sarkacaktır. Tabi eğer parlamento seçimi yenilerse. Ancak cumhurbaşkanı yenilerse üçüncü döneme gidemiyor" diyerek cumhurbaşkanlığı süresinin uzatılma ihtimaline değindi.
‘YENİ PAKETTE CUMHURBAŞKANININ KAÇ KİŞİYİ ATAYACAĞI KONUSUNDA AÇIKLAMA YAPILMIYOR'
‘ABD'DE ADAYLAR BAŞKAN İSTİYOR DİYE ATANMAZ'
Getirilmesi planlanan sistemi ABD'deki başkanlık sistemiyle karşılaştıran Uzeltürk "ABD'de de başkan binlerce kişiyi atar. Ama orada senatonun onayıyla olur. Aday gösterme süreci de ciddi şekilde işler. Senato komisyonlarında 35 saat sorguya çekilen yargıç vardır. Başkanın adaylarını kabul etmeme oranı yüzde 20'dir. Başkan aday gösterdi diye otomatik olarak atama süreci başlamaz. Ancak biz de öyle olmuyor. Anayasa Mahkemesi'nin üç üyesini çok hangi partinin adayı oy alıyorsa o geçiyor. Yani büyük siyasi partinin adayı seçiliyor. Ancak ABD'de öyle değil. Adayın her şeyi ayrı ayrı, tek tek incelenir, kamuoyu huzurunda bunlar yayınlanır ve sorguya çekilirler" değerlendirmesini yaparak iki sistem arasındaki farklılıklara dikkat çekti.
‘CUMHURBAŞKANININ CEZAİ, HUKUKİ VE SİYASİ SORUMLULUĞU YOK'
‘KARARNAMEDE SADECE İKTİDAR VARDIR'
Uzeltürk'e göre anayasa değişikliği konusundaki en önemli nokta ‘kararnameler çıkartma' kısmı. Cumhurbaşkanının kararnamelerle ülkeyi yönetebileceğini vurgulayan Uzeltürk "Kararname kapalı kapılar ardında yapılır, oysa parlamento aleni tartışma ortamıdır. Orada muhalefet vardır. Kararnamede sadece iktidar vardır. Kararname çıkarma yetkisi son derece önemlidir, kötüye kullanılma potansiyeli çok yüksektir" diyerek kararname çıkarma yetkisinin nelere yol açabileceğini vurguladı.
‘ANAYASA YAPILIRKEN BİZE SORU SORULMADI'
Anayasa hukukçusu ve profesör olarak kendisine değişiklik konusunda soru sorulmadığını belirten Sultan Uzeltürk, anayasa metnini kimin hazırladığını bilmediklerini, zaman zaman adı geçen kişilerin yetkililer tarafından kesinleştirilmediğini dikkat çekti. Uzeltürk "Kanun-i Esasi'yi kimlerin hazırlandığını biliyoruz. Ama 2017 yılında Türkiye'de yapılan anayasayı kimler hazırlıyor bilmiyoruz. Çünkü kötü bir şey olsa yakasına yapışacağız" değerlendirmesini yaptı.
‘BAŞA BAŞ ORAN ÇIKARSA SEÇİM REDDEDİLMİŞ OLUR'
Anket sonuçlarına da değinen Uzeltürk başa baş çıkması durumunda, Anayasa'nın 175. Maddesi gereğince oylamanın reddedilmiş sayılacağını, kabul edilmesi için seçeneklerden birinin mutlaka bir oy fazla çıkması gerektiğini belirtti.